Ayşe ARMAN
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2002 23:20
Şimdi ben size yapacağınız şeyi söyleyeyim.Gideceksiniz bir müzik markete ve ‘‘Özgür Kız'ın albümü çıktı mı?’’ diyeceksiniz.Ama önümüzdeki günlerde. Hemen bugün değil yani! Sonra alacaksınız albümü, önce kapağını inceleyeceksiniz, bir kadın dergisi konseptinde tasarlanmış mini dergiye bakacaksınız, sonra da Nil Dünyası'nı dinlemeye başlayacaksınız.
Bütün şarkıları dinlemeden yorum yapmak yok, tamam mı? Çünkü çarpıyor biraz insanı. Öyle küt diye ayılıp, bayılmıyorsunuz. Önce ‘‘Bu ne ya!’’ oluyorsunuz. Ama sonra yepyeni bir şeyle karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz. Albümün çıkış şarkısı XL de hoşuma gitti. Ama bir şarkı var ki, ‘‘Ben ona resmen aşığım’’. Var ya, sevmedim diyenin alnını karışlarım...
Bu özgür kız lafı yapışıp kalır mı üzerinize?
- Albüm kapağına bile ‘‘Özgür Kız'ın albümü çıktı’’ yazdık. Demek ki Özgür Kız olduğumu kabul ediyorum. Seksi Kız olmaktan daha iyi değil mi?
Siz mi daha özgürsünüz çizdiğiniz Özgür Kız tipi mi?
- Özgürlük galiba, insanın kendi olması ve kendini dilediği gibi ifade etmesi. İkimiz de özgürüz.
Peki siz Özgür Kız'ın göze aldıklarını hayata geçirebilir misiniz?
- Reklam çıktığında, Boğaziçi Üniversitesi'ne gidip ‘‘Bu kız hakikaten böyle bir kız mı?’’ diye sormuşlar. Hiç tanımadığım biri de, ‘‘Yok canım. O Van'a filan gidemez. Bebek Kahve-Aşşk Kahvesi arasında dolaşır. Gidebileceği en uzak yer Etiler!’’ demiş. Çok gülmüştüm. Oralara gittiğimde çok rahattım ben. Etraftaki insanlar da öyle. ‘‘Bu kızın üzerine atlayalım’’ filan yoktu yani. Özgür Kız, çağıran bir kız değil. Ben de kimseden öyle bir yaklaşım görmedim.
Üniversite panellerinde bile Özgür Kız'ın üzerine yüklenildi. Sizi kadınları gerçekleşmesi imkansız bir şeye sürüklemekle suçladılar...
- Bir reklamdaki deterjanın bütün lekeleri çıkaracağına inanmıyorlar ya da bir şampanyanın yeryüzündeki bütün erkekleri tavlayacağına... Ama bir kız öyle dolaştığı zaman ‘‘Aman efendim nasıl öyle dolaşır!’’ diyorlar. Komik! O yaratılmış sanal bir dünyaydı...
O reklamdan sonra hayatınızda neler değişti? Sizi herkes tanıyor mu?
- Yooo. Sinan Çetin'in kamerası sayesinde, o kız, uzun boylu, kaslı, hatta kahverengi gözlü bir karakter olup çıktı. Sokaklarda insanların beni tanıdığı filan yok yani. Çocuklar hariç tabii, onlar tanıyor. Annelerine ‘‘Bak Özgür Kız!’’ diyorlar. Ama büyükler, spora filan gittiğimde ‘‘Aa canım. Özgür Kız sen misin? Sen hap kadar bir şeymişsin’’ diyorlar.
Bana hep sanal bir kadın gibi geliyordunuz. Hayatın içinde kanlı, canlı biri olarak yoksunuz. Neden?
- Evcil bir insanım, evimde oturup, beste yaparım. Gece gezmeyi sevmem. Sosyal hayatım pek yok, çok arkadaşı olan biri de değilim.
Nil, Özgür Kız olmadan ne yapardı?
- Özgür Kız olacağı günleri beklerdi! Akademik bir tiptim. Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler'i bitirdim. Onur talebesi olarak. Okurken de, part-time çalışmaya başladım. Reklamevi'ne girdim. İki reklam yazdım, gerçi bu bir ekip işi, ama o iki reklam da Kristal Elma aldı. Sonra hayat çok güzel bir viraj aldırdı ve Hazır Kart'la hayalimdeki işi yaptım.
O virajlar nasıl alındı?
- Amcam New York'ta turizm ataşesiydi, okulu bitirince onun yanına gittim. Madonna olacağım ya, New York'a inince amcama ‘‘Eee plak şirketleri nerede?’’ dedim. Güldü tabii. Orada İlhan Erşahin'le tanıştım, şarkılarımı dinledi ve dedi ki, ‘‘Bunlar güzel ama biliyor musun şu yan sokakta senin gibi şarkı söyleyen birlerce kız var. O yüzden Türkiye'ye dön ve 13 tane güzel Türkçe şarkı yap’’. Lafını dinledim. Türkiye'ye dönünce Reklamevi'nden bir telefon geldi, ‘‘Hazırkart'a bir şarkı yazar mısın?’’ Türkçe şarkı yazmayı hiç denememiştim. Ama, ‘Şu kadar para kazanacaksın’’ dediklerinde ‘‘Haaa tamam o zamaaan...’’ dedim. Eve gittim, sabah şarkı bitmişti. Turkcell'in pazarlama müdürü de ‘‘Şarkıyı bu kız yazmış, reklamda da bari bu kız oynasın’’ dedi. Tamamen şans yani.
YENİ AŞK YOK
Bu hengame içinde aşkın varlığı sizi nasıl etkiledi? Çünkü o dönemler Özgür Kız'ın ünlü bir reklamcının sevgilisi olduğu yazıldı çizildi...
- ‘‘Ben ona resmen aşığım’’ diye bir şarkı yaptım, albümde var. Aşkın beni nasıl etkilediğini orada anlatıyorum. Ben çıkarcı, bencil, iğrenç bir tipim aslında. Aşkla karşı karşıya geldiğimde onu hep bahane olarak görüp, ondan bir şey çıkarmak istiyorum. Olayın kendisinden çok ‘‘Bundan şarkı çıkar mı, kıyafet çıkar mı, karikatür çıkar mı’’yla ilgiliyim. Aşk bir kriz ya, o krizler de insanın üretkenliğini kamçılıyor.
Sık sık aşık olan biri misiniz?
- Evet, çok sık olurum...
O yaşadığınız aşk size bol mu geldi? Yani albümün çıkış şarkısı XL gibi...
- Ben ancak birini benden daha ulaşılmaz, büyük ve güçlü bir figür olarak algıladığım zaman aşık oluyorum. Benim eşitim değilmiş de, daha kocaman bir şeymiş gibi zannettiğimde. Ama sonra, ne yazık ki bu duygu bitiyor.
‘‘Yeni bir hayatın, yeni bir aşkın’’ sizin için gerçekliği ve haklılığı var mıydı?
- Valla o sipariş bir şarkıydı. Yani ‘‘İçimden geldi, yazdım ve Sertap'a verdim’’ değil. Ama insanın hayatını sıfırlamasını önemserim. Çok iyi bir yerde bile olsan, sıfırla bakalım yaşamını ne olacak?
Eski sevgilinizin kardeşinin bu şarkıyı dile getirmesi biraz komik değil miydi?
- Yooo. Hayatın bizimle oyun oynadığına ve göz kırptığına inanan biriyim. Öyle tuhaf bağlantılar oluyor ki, aklın şaşıyor. Hayatın gizli bir planı varmış gibi geliyor bana. İşaretlere de inanırım.
Şu anda yeni bir aşk var mı? Yoksa albümü yaptınız ve boş boş dolanıyor musunuz?
- Evet, kurudum artık! Buymuş yani! Bu kadar! Yeni bir aşk yok. Olsa iyi olurdu. Ben çünkü böyle şeylerden besleniyorum, bir olay olsun da ortalık karışsın diyorum. Su çamurlansın. Çünkü çok berrak olduğu zaman benim işime yaramıyor!
Ne olmak istiyorsunuz? Sezen Aksu mu?
- Yooo! Ben Madonna olmak istiyorum! Albümde böyle bir şarkı var zaten: ‘‘Madonna olacakmış gülmeyin, belki yarası var.’’ Benim için iki kadın var, Madonna ve Tori Amos. Madonna ise hayatımın idolü. İlk çıktığında o da benim gibi 26 yaşındaymış, menajerine demiş ki, ‘‘Beni hemen meşhur edin, çünkü yaşlanıyorum!’’ Senin neren Madonna olacak sorusunun cevabını siz sormadan vereyim: Söylediğim şeyler, olaylara bakış tarzım, şarkı söyleme şeklimdeki güvenli ama eforsuz, ‘‘Ben şarkıcı değilim, sesimi size söylemek istediklerimi anlatmak için kullanıyorum’’ duruşu. Ve tabii gençliğim.
ALBÜMÜ İÇİN NE DEDİLER
TARKAN Çok emek var, ümit var bu albümde. Orijinal. Farklı. Yeni. Yolun açık olsun. Hayat hep yüzüne gülsün, deli kız.
HÜSEYİN ÇAĞLAYAN Nil Dünyası, geçmişte ve bugün ifade edemediğimiz bazı hisleri ve fikirleri yüzeye çıkarabilmemize yol açacak... En saf halleriyle...
CEM YILMAZ Diiil... Bildiğiniz gibi Niiil
SERTAP ERENER İyi ki yaptın bu albümü Nil, şahane oldu, herkesin eline sağlık, yolun açık olsun.
SİNAN ÇETİN Bence sen uzaylısın.
İLHAN ERŞAHİN We met, I heard her, I felt her vibrations and I got very happy. Happy for her, for me, but most of all because I felt like; wow, finally, İstanbul is ready to represent. We're really getting there... (Özetle ‘onu dinledim, mutlu oldum’ diyor.)
SAKIP SABANCI Seni hepimiz, şapkası kafasından uçan ve hayranını peşinde koşturan Özgür Kız olarak tanıdık. Cesurca bir kararla, albüm hazırlama fikrinden dolayı seni kutluyorum. İnce bir genç kız sesi olarak kulaklarda yer eden sesinle başarıya ulaşacağına inanıyorum. Nefesin ve kazancın bol olsun.
TEOMAN Çok beğendim. Şaşırmadım. Biliyordum.
ALLAH TARKAN'I HAKİKATEN ÖZENEREK YARATMIŞ
Tarkan'ın kampanyada kullanılmasına tepkiniz ne oldu?
- Bayıldım.
Onu erkek olarak nasıl değerlendiriyorsunuz, şarkıcı olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Çok çok beğeniyorum. Sinan Çetin, ‘‘Karşılaşma sahnesi var Nil, Tarkan'ın gözlerine büyülenerek bakacaksın’’ dedi. Ben de dedim ki, ‘‘Tarkan'a zaten başka türlü bakılmıyor ki!’’ Çok güzel o. Allah hakikaten özenerek yaratmış.
Neden onunla sevgili olmadınız?
- Bilmiyorum ki. Sevgilisi zaten var. Bir de Tarkan çok güzel bir insan ama bu demek değil ki, Tarkan esktra large...
Bu albümde yeni ve farklı bir müzik anlayışı var. Türkiye'den ve dünyadan hangi müzik tarzını karşılar?
- Türkiye'de benzer bir şey yok. Dünyada da yok aslında. İçinde alaturka da var, hip-hop da var, disko da var. Hatta tango bile var.
O sözler alıştığımız şarkı sözlerinden farklı. Neden?
- Olaylara bakışım öyle. Ben içinde yar geçen, gönül geçen, şehir geçen, sevda geçen şarkılardan acayip sıkıldım. Dedim ki bir şarkıda da ‘‘selülit kremi’’ lafı geçsin, bir şarkı da ‘‘Üç yumurtayı kırdım önce’’ diye başlasın. Bakalım ne olacak?
Bu albüm yadırganırsa...
- Kuzey Dakota'ya yerleşmeyi düşünüyorum! Sadece ben değil, albümü yapan ekip olarak göçeceğiz buralardan. Ülkeyi terkedip Fargo filminin geçtiği yerlere gideceğiz!
Albümde üst üste koyduğunuz şarkılarla anlatmaya çalıştığınız tip siz misiniz?
- Tamamıyla. Oradaki kelimelerin tamamı benim içimden çıktı. Ben karnımı açmışım ve iç organlarımı gösteriyormuşum kadar kanlı canlı ve samimi o sözler...
Frijit misiniz yoksa seks gündemden mi düştü, artık trendy bir şey mi değil? Ne şarkılarınızda ne de fotoğraflarınızda sekse hiç oynamıyorsunuz? Sebebi nedir?
- Bazı kadınlar vardır, onlara baktığınız zaman ‘‘Çok seksi bir kadın’’ dersiniz, ben öyle değilim. Seks tabii ki insanın hayatında var, benim şarkılarımda da seksüel imajlar var, ama altı fosforlu kalemlerle çizili değil. Bağırmıyor yani!