TANRI OLSAYDIM
Toleransın sesini açardım
Toleransın olmadığı iklim beni kızdırır. Haksızlık. Tuhaf bir adalet duygum var.
Terazi burcuyum diye mi acaba? İçinde özgürlükler ve tolerans olan her türlü yönetimde yaşarım. Siyasette duygu yok. Duygunun olmadığı şeyler beni sıkıyor.
EĞLENCELİYİM
Kendimi kese kağıdında taşırımKendimle dalga geçerim. Hatta o kadar geçerim ki, kendimi kese kağıdında taşıyorum. Geçenlerde birine Alaçatı’da, “O kız Türkiye’yi değiştirdi” demişler. Keşke azıcık tatsam o şekerli egolardan...
REKLAM DÜNYASI
BENDEN ESİNTİLER VAR
Bugünkü müziğinizde reklam dünyasından hâlâ esintiler var mı?
-Reklam dünyasında benim müziğimden esintiler var desem fazla mı ukalalık yapmış olurum? Olsun, yapayım.
Piyasaya çıktıktan sonra şarkılarınız size yabancılaşır mı?
-Yabancılaşmaz da, uzaklaşır. 18 yaşında bavulunu alıp giden çocuk gibi. Ara sıra telefonlaşırsın konserlerde.
GÜLDÜKLERİM
Kendi esprilerim
Saçma şeylere gülüyorum. En çok da kendi esprilerime. Hayattan bu konuda beklediğim tepkiyi henüz alamıyorum. Mesela, Wolverine filmine başrol oyuncusu başvururken ne demiş? Rol verin! Bu benim esprim ve bence çok komik. Anlatabiliyor muyum?
MODELİM
Beğendiklerimden kolaj yaptımBir rol modelim yok. Babam dünyada gördüğüm en orijinal söz yazarı. Farklı taraflarını beğendiğim insanlar var, kafamda kolaj yapıyorum onları. Rol modeline en yakın şey o aklıma gelen. Müzisyen olmayan da çok. Bizim evde, eline gitar alıp beste yapmak doğal bir şeydi. Bisiklete binmek gibi. İçine doğdum, dışına taştım.
NEŞET ERTAŞ
Biliyordum ama dinlememNeşet Ertaş’ın kim olduğunu biliyorum ama söylediği türküleri bilmiyorum, dedim. Hakikat buydu. Sanat müziği ve türkü pek dinlemem, niye yalan söyleyeyim?
ESİN KAYNAĞIM
Ağaçlar bile duygu doluHerşeyden nem kapıyorum. Her yer hikaye dolu. Laf dolu. Duygu dolu geliyor bana. Ağaç bile. Bu aralar ağaçların gizli hayatıyla ilgili bir kitap okuyorum. “Ağaç olmak zordur” diye başlıyor kitap. Buyur. Herşey önünde zaten.
OKUDUM
Üniversitemin manzarası güzeldi
Türkiye’deki çoğu genç insan gibi, fiks mönü tabir edilen havalı bir liste vardı halihazırda. Başı çeken Boğaziçi işletme, ekonomi, uluslararasi ilişkilerdi. Hala öyle bir şey var mı bilmiyorum. Boğaziçi’nde okuduğuma memnunum. Siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler okudum. Siyaset kısmını unutsam da, bana kattığı şey çok. Hatta konservatuvar okumaktan daha bile iyi olmuş olabilir. Felsefi kamera açıları, İngilizce okuma alışkanlığı, tatlı bir özgüven ve güzel bir manzara. Bir okuldan daha fazla ne beklenebilir?
KEŞKE
ÖLÜ BİR KELİMEYaşamınızın yol ayrımı hangi noktadaydı?
-Yola çıkışım aileden gelen müzik geniyle, U dönüşüm Özgür Kız’la.
22 yaşındayken başladığınız metin yazarlığı size neler kattı?
-Çok kısa süre metin yazarlığı yaptım. Bir şeyi kısa ve sıkmadan anlatmayı tecrübe ettim.
Astrolojiyle ne kadar ilgilisiniz? Fal baktırır mısınız?
-Fal baktırmam. Ama astrolog bir arkadaşım var. Arada bir şeyler soruyorum. Aklıma yatmış bir konu diyelim.
Karnınızda çok keşke biriktirdiniz mi?
-”Keşke”, ölü bir kelime.
Çocuk yapmak için “Eyvah yaşım geçiyor” çağını mı bekliyorsunuz?
-Hayır, “Yaşasın anne oluyorum” gününü bekliyorum.
SEVDİĞİM HAYVANLAR
Tipine göre değişir
Geçenlerde bir arkadaşım, “Sen niye bu köpeği sevmiyorsun? Hayvan sevmiyor musun?” dedi. Ben de “Bu köpeği sevmiyorum” dedim. O her insan seviyor mu? Mesela ona da, birini sevmediği için insanları sevmiyor deniyor mu? Tam tersi, bir hayvan bir insanı sevmediğinde, bir hakikat hissetmiş oluyor ve bu krediyi alıyor. Ben niye almıyorum?
ANI
Taksici hayat dersi verdiBoğaziçi Üniversitesi’ni bitirince, New York’a gittim. 20’li yaşlarımın başındaydım ve sırtımda gitarımla geziyordum sürekli. Bir sürü şarkım vardı. Çoğu İngilizce. Hâlâ kasetler dolusu duruyorlar. Değerlendirmezsem yazık olacak. Neyse, sırtımda gitarım gece taksiye bindim. Arkadaşımın Soho’daki evine gidecektim. Aslında olay o değilmiş, ben bir hayat dersi alacakmışım. Taksici sordu: Müzisyen misin? Cevap verdim: Sayılırım. Taksici: Ne demek sayılırım? Ya müzisyensindir, ya değilsindir! Ben: Evet, müzisyenim. Taksici: İyi misin peki? Ben: Öyle düşünüyorum. Taksici: Ne demek oyle düşünüyorum. Ya iyisindir ya da değilsindir! Bu cevaplar beynime tokat attı. Bir daha da muallak cevaplar vermedim kendime.
HAYALİM
Daha güzel şarkılar yazmakBeni mutlu eden, hayalimi gerçek yapmaktı. Taraktan gerçek bir mikrofona geçmiş olmaktı. Şimdi de en guzel, daha güzel pop şarkıları yazmak istiyorum.
HAYAT TANIMIM
MisafirlikHayat, Erkan Oğur’un dediği gibi ‘Bir ömürlük misafirlik’tir.
SOYADIM
Kara bir İbrahimAilemin kökenini merak etmedim. Ama kara bir İbrahim düşünüyorum, aynada gördüğümle pek bağdaşmıyor... Yine de akılda kalıcı ve kafiyeli. Akılda kalıcı kafiyeli şeyleri seviyorum.
HAYATIMIN EN’LERİEn büyük korkunuz?
-Sevdiğim birinin ölmesi
En çok neye dokunmaktan hoşlanırsınız?
-Sevgilime, anneme babama kardeşime, minik kuzenim Peri’ye
En nefret ettiğiniz davranış nedir?
-Şiddet içeren her davranış
En sevdiğiniz tatil kenti?
-Denizin üstü
En sevdiğiniz
yemek?
-Makarna
En sevdiğiniz tarihi kişilik?
-İlk insan
En sevdiğiniz
film?
-Spirited Away (Ruhların Kaçışı/çizgi film)
En sevdiğiniz ses?
-Gürültüsüzlük
En iyi dostunuz?
-Kitap! Hahahahaha çocukken zorla dedirtirler ya...
En sevdiğiniz koku?
-Kurabiye kokusu