Oluşturulma Tarihi: Ağustos 16, 2006 00:00
Otomotiv dünyasında performans, güç ve hız gibi kavramlardan bahsederken akıllara ilk olarak yarış otomobilleri gelir. Gerek Formula 1 gerek WRC (Dünya Ralli Şampiyonası) araçları olsun, pistlerde veya parkurlarda boy gösteren tüm yarış otomobillerinin arkasında yüksek teknolojinin desteği vardır. Bu noktadan hareket eden Chrysler Grubu da yarış teknolojisini sokaklara taşıyor.
2002 yılında kurulan Street Racing Technology (SRT) bölümü, otomobil endüstrisinde firma içi performans uygulamaları konusunda dikkat çeken örnekler arasında yer alıyor.
Grubun marka imajı açısından çok önem verdiği SRT bölümünde çalışan mühendisler, performans odaklı ürünler geliştiriyorlar. Chrysler, Dodge ve Jeep markalarına hizmet veren bölümün ürün yelpazesinde SRT logolu 8 model bulunuyor. Otoyaşam olarak, bu özel modellerden 4 tanesini Almanya’nın ünlü Nürburgring pistinde test etme şansı bulduk. Formula 1 Avrupa Grand Prix’inin düzenlendiği pistte, Dodge Viper SRT10, Chrysler Crossfire SRT6, Chrysler 300C SRT8 Touring ve Jeep Grand Cherokee SRT8 modelleriyle ’hız’ ve ’gücün’ önderliğinde ’performanslı’ bir gün geçirdik.
AMERİKAN EFSANESİ ALMANYA’DA
Avrupa pazarının yanı sıra Türkiye’ye özel siparişle getirilen bu yarış teknolojili otomobiller arasında en çok heyecan uyandıran model ise ’Amerikan efsanesi’ Dodge Viper SRT10. En ünlü Amerikan spor otomobilleri arasında yer alan Dodge Viper SRT10, Dodge markasının simgesi olarak gösteriliyor. Dodge Viper SRT10, markanın arması olan ’artı’ şeklindeki ön ızgara tasarımı, derin kesimli yan girintiler, geriye doğru uzayan çamurluklar ve alçaltılmış kaput çizgileriyle orijinal Viper R/T 10’dan esintiler taşıyor. Reaktif enjeksiyon kalıplama (RIM) ve hazır kalıp (SMC) paneller gibi gelişmiş malzemelerin; ön ve arka göğüste, bagaj kapağında, arka panellerde, kapılarda, ön çamurluklarda, üst panelde ve ön cam çerçevesinde yoğun olarak kullanıldığı görülüyor. Aracın sürücü kabini, motor kaputunun altındakileri harekete geçirmek için yarış otomobillerindekine benzer kırmızı düğmesiyle dikkat çekiyor.
Otomobilin asıl farkı ise gücünde yatıyor. 8.3 litre hacmindeki V10 motoru ile ürettiği 510 beygir gücü 6 ileri manuel şanzıman ile yola aktaran Dodge Viper SRT10, 0-100 km/s hızlanmasını 4 saniyenin altında bir sürede tamamlıyor. Azami hızı saatte 314 kilometre olan araç, gerçek sürüş keyfi yaşatmak için ESP ve TCS gibi elektronik destek sistemlerinden arındırılmış. Tabii böyle bir güce sahip olan bir aracın durabilmesi de çok önemli. Başarılı frenleme sistemi sayesinde Dodge Viper SRT10, 100 kilometre hızla yol alırken, 30 metreden az bir mesafede durabiliyor.
SRT’Yİ TAŞIYAN İLK MODEL
Ünlü pistte direksiyonunun başına geçtiğimiz bir değer model ise Chrysler Crossfire SRT6 oldu. Chrysler markasında SRT adını alan ilk model olmasıyla öne çıkan Crossfire SRT6’da el yapımı 3.2 litrelik süper şarj beslemeli bir motor görev yapıyor. 6 silindirli bu motor, ürettiği 330 beygirlik güç ve 420 Nm’lik maksimum torkla otomobili 0’dan 100 km/s’lik hıza yaklaşık 5 saniyede çıkartıyor. SRT6, bu denli yüksek gücün kontrol edilebilmesi için aynı zamanda geliştirilmiş bir otomatik şanzımanla donatılmış. Bu sayede alt devirler de en iyi şekilde değerlendirilirken, performans odaklı hazırlanmış egzoz sesi de kullanıcısına keyif veriyor.
Otomobilseverlerin beklentilerini karşılamak için Crossfire SRT6’da daha keskin ve sportif sürüş sunarken, önden kayma azaltılmış. Yeterli fren gücü elde etmek içinse, her dört tekerlek hava kanallı diskle donatılmış. Önde ve arkada görev yapan çift kaliper pistonlu frenin yardımıyla Crossfire SRT6, 100 km/s’lik hızda yapılan panik frende 38 metreden daha az bir mesafede durabiliyor.
Test ettiğimiz Chrysler 300C SRT8 Touring modelinin gücü ise yüzde 25 oranında artırılarak 425 beygire çıkarılmış. Chrysler 300C SRT8 Touring’de görev yapan 6.1 litre hacmindeki HEMI V8 motor 569 Nm’lik tork değeriyle de dikkat çekiyor. Bu güç ise beş kademeli, özel olarak ayarlanan, sürücünün kendi isteğine göre tam otomatik veya sıralı manuel vites değişim seçeneklerine izin veren ’AutoStick’ şanzımanla yola aktarılıyor. Özel siparişle Türkiye’ye getirilecek olan bu otomobil, Avrupa ve diğer uluslararası pazarlar için Avusturya’nın Graz kentindeki tesislerde üretiliyor.
BU 4X4 ’PİST NEREDE’ DEDİRTİYOR
Almanya’da kullandığımız SRT logolu diğer model ise sunduğu yüksek performansıyla adeta ’pist nerede’ dedirten Jeep Grand Cherokee SRT8 oldu. İlk Jeep markalı ve ilk dört tekerlekten çekişli SRT aracı olan Grand Cherokee SRT8’de görev yapan 6.1 litre hacmindeki HEMI V8 motor, 432 beygir güç üretirken, maksimum 569 Nm’lik tork değerine ulaşıyor. 0-100 km/s hızlanmada yaklaşık 5 saniyede tamamlayan bu 4X4, performansıyla Porsche Cayenne Turbo ve BMW X5 gibi rakiplerini geride bırakmayı başarıyor. Büyük ve güçlü bu SUV, saatte 100 kilometre hızla giderken panik fren yapıldığında 38.1 metrede durmasıyla da dikkat çekiyor.
Grand Cherokee SRT8’nin dış tasarımındaki farklılar da göze çarpıyor. Aracın alçaltılmış saldırgan duruşu, SRT DNA’sını yansıtırken, tamamen yeni olan bir ön kısım, sürtünmeyi azaltan ve aynı zamanda 6.1 litrelik motoru soğutmaya yetecek yeterli havayı sağlayan aerodinamik yenilikleri içinde barındırıyor. Ön kısım aynı zamanda entegre edilen hava kanalları sayesinde fren sisteminin soğutulmasına da katkı sağlıyor. Arkadaki tamamen yeni tamponda ise çift 4 inçlik egzoz borularını içine alan ve merkezde yer alan saldırgan bir açıklığa yer verilmiş. Bir başka fonksiyonel yenilik de yere basma gücü yaratmaya yardımcı olan marşpiyeller.