Özel gün beklemeyin

Güncelleme Tarihi:

Özel gün beklemeyin
Oluşturulma Tarihi: Haziran 18, 2004 23:20

Oldum olası özel günler itici gelir.

Etrafın dayatmasından, ’hediye al’ diye bakan gözlerden, bu tür diretmelerden, bazı insanların yaralarını deşmekten oldum olası pek haz etmem.

Bu günlerde onların duyacağı o acımasız sızı, beni de derinden yaralar. Anneler gününde annesi olmayan, babalar gününde babasını kaybeden ya da babasını hiç görmeyen, doğum günlerinde veya herhangi bir özel günde bunları kutlayamayan durumda olanlar gözümün önüne gelir.

Çocuğu kaybetmiş bir annenin ya da çocuğu olmayan bir kadının yanında doğum gününden söz edilmesi oldum olası beni hep rahatsız etmiştir.

*

Bizleri iki yüzlülüğe itiyor gibi gelir bana bu günler! Alışverişe yönelten, hediye almaya zorlayan bu günler değil mi?

Televizyonda izledim. Okuların tatil olmasın bir kaç gün kala çocuğunu yitiren annenin gözyaşlarını. Karnesini alıp kucağına onun mezarındaki haykırışını. Şimdi siz o anneye hangi günü hatırlatırsanız hatırlatın, o gün onun gözyaşları ile kutlanacak. Karne hediyesi dedikçe içi titreyecek. Bir doğum günü kutlamasında oğlunu düşünerek çırpınacak.

Acısını için için yaşayacak.

Yıllar da geçse durum değişmeyecek.

*

Karneler salı günü verildi.

Mağaza vitrinlerine bakıyorum.

Etrafımdakilere kulak kabartıyorum.

Yine aynı tuzak. Şimdilerde bir karne hediyesi türedi. O kadar özel gün yetmiyor.

Bir de karne hediyesi.

Neymiş efendim, başarılı olan çocuğa mutlaka hediye alınacakmış.

Bu da erkekse bisiklet, kızsa cicili bicili elbise ayakkabı gibi bir şeyler olacakmış.

Kitap olsa anlayacağım.

Ne bileyim, dinlenmeye yönelik bir plan olsa anlayacağım. Ama ille de bir şey satın alınacak.

Peki yarın öbür gün o çocuk zayıf alınca ne yapacaksınız? O zaman da ceza mı vereceksiniz?

Olmaz.

Olmamalı.

*

Yani şimdi beni de çok öyle saf zannetmeyin.

Bütün bu günlerin temelinde ekonominin yattığından, bu alışverişlerin piyasayı canlandırdığından, bunun da bize, ne bileyim, iş, maaş vs. olarak döndüğünden tabii haberdarım.

Birisine hediye vermenin dünyanın en güzel duygularından biri olduğunu da bilirim.

Ama ben yine de derim ki birbirimize iki yüzlülük yapıyoruz. Bari çocuğumuza yapmayalım.

Ne dersiniz?

Onun için gelin siz hangi gün olursa olsun, annenizi, babanızı, sevgilinizi, çocuğunuzu sarıp sarmalayın. Geç olmasını- ki her an olabilir- beklemeyin. Sıkıca sarılın.

Sevginizi gösterin. İmkánınız varsa hediye de alın. Ama en güzel hediyenin sevgi olduğunu unutmayın.

Bu böyledir, böyle bilin.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!