Güncelleme Tarihi:
* Özcan Bey, fragman beni çok etkiledi. Filmi büyük bir merakla bekliyorum...
- Özcan Deniz: Bu, daha önce aşkı tatmış ve aşkı tanımlayacak zekaya erişmiş insanların daha çok ilgisini çekecek bir hikaye. Ama aşkı hiç tatmamış, bilmeyen birinin de “Hadi ya, böyle bir şey mi bu? Başımıza bunlar da mı gelecek?” diyeceği bir film.
* Fragmanı izleyince insan ikilemde kalıyor.
- Özcan Deniz: Fragman ilk bakışta sanki evliliğin bir baş belası ya da problemler yumağı olduğunu zannettirse de, aslında evliliği de öneren bir film. Aynı zamanda iki kişinin bunu yürütmek için nasıl fedakarlıklar yapması gerektiğini gösteriyor.
* Kaç yıldır bu filmin üzerinde çalışıyorsunuz?
- Özcan Deniz: Her şey dokuz sene önce bir arkadaşımın boşanmasıyla başladı. Yazmaya başlayalı da beş yıl oldu. Yani dokuz yıl önce pasif başlayan, beş yıldır aktif olarak üzerinde çalıştığım bir hikaye bu.
* Kastı nasıl oluşturdunuz?
- Özcan Deniz: Yazarken ister istemez gözünüzün önüne birileri geliyor. Kafanızda o film çekilmiş oluyor.
* İkna etmekte zorlandığınız bir oyuncu oldu mu?
- Özcan Deniz: Deniz Çakır oldu. Deniz’e “Ben yöneteceğim” dediğimde bir durdu. Üç-dört gün uğraştım, ondan sonra ikna oldu.
* Neden tereddüt ettiniz Deniz Hanım?
- Deniz Çakır: Ben oyuncu olarak, Özcan da yönetmen olarak bu maceranın başında. O yüzden bir tereddüt ettim.
* Seyirci filmden çıktığında “Bekarlık sultanlık” mı diyecek?
- Özcan Deniz: Evliliğe daha ciddi bir gözle bakmaya başlayacak. Ama film asıl etkiyi ayrılmış olanların üzerinde yapacak.
- Deniz Çakır: Özellikle “keşke”leri fazla olanlar.
- Özcan Deniz: Değişmekte zorluk çeken, birbirini anlama konusunda problem yaşayan çiftler varsa, onlar daha çok etkilenecek. Bir de erkekler evlilik alışkanlığından sonra yalnız kalmayı göze alamaz ya, biraz da onu hatırlatacak.
AŞK HEP DEVAM EDERSE ÖLÜRSÜN
* Sizce evlendikten sonra aşk tükeniyor mu?
- Özcan Deniz: Sanırım şekil değiştiriyor.
- Deniz Çakır: Aşk devam ederse ölürsün. Aşk çok yüksek bir şey, onun biraz törpülenip, sevgiye dönüşmesi gerekiyor. Yaşamını sürdürmek istiyorsan bu şart. Yoksa kalp krizi geçirip ölürsün. Aşk sevgiye dönüştüğünde daha kıymetli bir hâl alıyor.
- Özcan Deniz: Aşk kendi içinde çok depresif duygular beslediği için, sağlıklı düşünmenizi engeller, kendi hayatınızı ikinci plana atmanıza neden olur. Yıllarca böyle yaşadığını düşünsene; kafayı takmışsınız bir kadına, adamı delirtir.
* Atılan bir imza, ilişkiyi gerçekten değiştiriyor mu?
- Deniz Çakır: Evlenmediğim için bilemem ama değiştirmeyeceğine inanıyorum. Ben pişmeden evlenmeyeceğim. Önce pişeceğim, sonra evleneceğim. Evlilik çok özel bir şey ve ben ömür boyu o insanla evli kalmak istiyorum.
* Kadınlar ilişkide daha mı fedakar?
- Özcan Deniz: Evet. Fedakar olmaya zorlanıyor ama çark öyle dönüyor galiba.
- Deniz Çakır: Erkekler korkak. Çok ciddi söylüyorum. Erkek, kadın kadar cesur değil. Kadın aşk için tüm gemileri yakabilir.
- Özcan Deniz: Erkek, bir kadına tutunmayı tercih etmez. ışini, sosyal çevresini, dışarıdaki hayatını devam ettireceği bir düzeni olmak zorunda. Kadınınsa, evlenip çoluk çocuğa karışma gibi bir hayali olabilir. Adamın gücü altında yaşamak kadını küçültmüyor, sıradanlaştırmıyor. Ama erkek öyle değil; “Evlendi, evinin erkeği oldu, karısının parasını yiyor”, bunlar erkek için ayıp. O yüzden erkek birçok şeyden vazgeçemiyor, böyle bir talep gelince de korkuyor ve kaçıyor.
- Deniz Çakır: Erkek hayvan, ava gidiyor. Kadın hayvan, sınırlı bölgede kalıyor. En ilkel halimizde var bu. Yuvayı dişi kuş yapıyor ama tuğlaları erkek getiriyor.
10 KADINDAN 7’Sİ ALDATIYOR
* Bir de erkeğin bir beraberliği olsa da, gözünün dışarıda olma durumu var.
- Özcan Deniz: O kadında da var. ıstatistiklere göre 10 kadının 7’si aldatıyor.
- Deniz Çakır: ıki insan birbirine en ufak bir olayda bile yalan söylemezse, o ilişki sürer. Kafası başka bir kadına meylettiğinde, “Hatun bir dakika, bana bir şeyler oluyor” derse...
- Özcan Deniz: Ama işte o hatun onu kaldırabilir mi? Karşındaki insan, bu konuda seni anlayabilecek durumda değilse, saklamaya, doğruyu söylememeye, açıklamamaya sevk ediyor seni.
* Kadınlar daha mı gerçekçi?
- Özcan Deniz: Bence erkekler daha gerçekçi. Kadınlar daha hayalci. Mesela “Her şeyi bırakıp buralardan gidelim” bir kadının cümlesi olabilir ama erkek için mümkün değil. Bir erkeğin her şeyi bırakması, kadına çok güzel, çekici ve seksi gelebilir ama “Benim için şuradan atlar mısın?” sorusunu bir erkek bir kadına asla sormaz.
- Deniz Çakır: Aşık olduğum adam, “Benim için buradan atlar mısın?” dese, çok gülünç bulur ve hemen ayrılırım.
- Özcan Deniz: Erkek demez zaten işte öyle bir şey (kahkaha atıyor).
- Deniz Çakır: Kadınlarla ilgili böyle genellemeler yapıldığında sinirleniyorum.
- Özcan Deniz: Bazen hayatı çok toz pembe görmüyor musunuz Allah aşkına? Erkek, her şeyi gerçek rengiyle görürür.
- Deniz Çakır: Hiç öyle toz pembe görmedim ben.
- Özcan Deniz: Hadi ya (kahkahalar)...
- Deniz Çakır: Kadın gibi hissedip, erkek gibi düşünebilsek, o zaman hayat çok güzel olurdu.
* Özcan Bey, son olarak bir şey sormak istiyorum; tüm maddi birikiminizi bu filme yatırdığınız söylendi. Gerçeklik payı nedir?
- Özcan Deniz: Hâlâ paramız var çok şükür ama çok para harcandığı doğru.
ÇEKİMLERDE TAM 17 KERE ATTAN DÜŞTÜM
* Naz Elmas’ın filmdeki mayosunu dekolte bulduğunuz için değiştirttiğiniz ve helikopter sahnesinde mini eteği açıldığı için tayt giydirdiğiniz iddia edildi. Doğru mu bunlar?
- Özcan Deniz: Hiç öyle bir şey yok. Basına servis edilen fotoğraflar öyle yorumlanmış. Ama zaten onlar filmden kareler değil, prova görüntüleri. Herkesle ilgili farklı kareler yolladık. Denize düşen, attan düşen hepsi vardı.
* Attan kim düştü?
- Özcan Deniz: Ben (kahkahalar).
* Sizin için çok sıkıntılı çekimler olmuş.
- Özcan Deniz: Hiç sorma. Belim çok fena ağrıyor. At seviyesinden boşluğa 17 kere düştüm. Yağmur sahnesinden sonra kaptığım hastalığı da bütün kış taşıdım, hâlâ hastayım.
TAYT İLK ÇIKTIĞINDA DELİRDİĞİMİ HATIRLIYORUM
* Kıskanç mısınızdır?
- Özcan Deniz: 20’li yaşlarda, tayt denen şeyin çıktığı zamanlar ben delirdiğimi hatırlıyorum. Sonra kontrollü oldum. şimdi o zamanki hallerime gülüyorum.
- Deniz Çakır: Kıskançlık, karşındaki kişiyle çok alakalı. Doğru insanla birlikteysem ve ona güveniyorsam, bir sürü kızın ondan hoşlanması çok hoşuma gider. Çünkü o adam benim!