Güncelleme Tarihi:
- Oyunculuk maceranız nasıl başladı?
- Ankara’da doğdum. Çocukluğumun bir kısmını babamın görevi sebebiyle Londra’da geçirdim. İlkokula orada başladım sonra Ankara’ya döndük. Liseden sonra iki buçuk yıl bankacılık ve finans okudum, bırakıp Bilkent Üniversitesi’nde dört yıl oyunculuk eğitimi aldım. Mezuniyetimden sonra 2005’te İstanbul’a taşındım. Ailedeki tek ve sanırım ilk oyuncu benim.
- Şimdiye kadar hangi işlerde rol aldınız?
- DOT, okuldan mezun olduğum yıl kurulmuştu. Yaptıkları oyunları yakından takip ediyor ve onlarla çalışmak istiyordum. Murat ve Özlem Daltaban ile sohbet ettik ve “Gel, yarın başla” dediler. O günden beri aralıksız çalışıyorum. Alt salonda bir oyun daha sahneliyorum, onun da yönetmenliğini ben yapıyorum. İlk yönetmenliğim!
- Saçlarınızın alt bölümleri kazınmış. Oyun için yaptığınız bir şey mi?
- Prova sürecinin sonuna yaklaştığımızda oyun için kazıttım. İnsan önce yadırgıyor ama alıştım artık. Sadece biraz ensem üşüyor.
- Dövmeleriniz de dikkat çekici...
- Dört dövmem var. Kalçamdan sırtıma kadar bir anka kuşu, bileğimde bulut, sırtımda kalp, kolumda da sabah yıldızı var. Sabah yıldızını bu oyunun anısına yaptırdım. Hayatımı o kadar değiştirdi ve etkiledi ki, bu oyuna dair bir dövme gerekiyordu. Diğer dövmelerin anlamı bende saklı.
- Sahnede çok sert görünüyorsunuz. Damarlarınız şişip ağzınızdan tükürükler çıkıyor, küfürler ediyorsunuz. Gerçek hayatta da sinirli bir kadın mısınız?
- ‘Sert’ çok geniş bir alanı tanımlayan bir kelime. İnatçıyımdır, haksızlık beni öfkelendirir. Uzun yıllardır kendi ayaklarım üzerinde durmaya çalışıyorum. Güçlü olmaya çalışıyorum.
- Aynı zamanda gerçekten boks yapıyorsunuz...
- Evet oyuna hazırlanırken bir buçuk yıl boyunca haftada üç gün, iki saat boks yaptık. Boksör gibi yaşadık. Haftada bir boksa devam. Ayrıca koreograflarımızın verdiği; yoga, pilates ve kondisyonu birleştiren çalışmalarım var.
- Karşınıza biri çıksa bir yumrukta devirebilir misiniz?
- Ben oyuncuyum, kimseyi devirmek amacıyla boksa başlamadım. Bu belli kurallar içinde yapılan bir spor. Bu eğitimi almış birini, ring dışında kavgada kolay kolay göremezsiniz.
KURALLARI ERKEKLER TAYİN EDİYOR
- Oyunda argo çok fazla. O küfürler doğaçlama mı, metinde mi yazıyor?
- Oyundaki argo da tıpkı diğer repliklerimiz gibi metinde yazılı. Karakterler dövüşerek hayatta kalmaya çalışıyor. Boks sayesinde dizginlenmiş, belli kurallar içerisinde tutulan bir öfkeleri var. Bu yüzden oyundaki argo ya da küfürlerde hiç zorlanmadım. Benim için argonun diğer repliklerden hiçbir farkı yok.
- Özel hayatınızda argo kullanır mısınız?
- Çok fazla kullandığımı söyleyemem.
- Peki oyunda küfür etmek başlarda tereddüt yaşattı mı?
- Yok, gerçekten bir oyuna çalışırken bu detaylar akla gelmiyor. Sahnede konsantre olmamız, dikkat etmemiz gereken çok detay vardı, onları başarmak daha zordu.
- Oyunda erkek dünyasında ayakta durmaya çalışan bir kadın var. Sizin kadınların konumuna bakışınız nedir?
- Kuralları erkeklerin tayin ettiği bir dünyada yaşıyoruz. Kadınlar başarılı olabilmek, fikirlerini açıkça dile getirebilmek, ciddiye alınabilmek için oyunu kurallarına göre oynamak zorunda. Erkeklerin ortaya koyduğu bir ‘güçlü kadın’ modeli var, kadınlar da bu tarif üzerinden o modele ulaşmaya çalışıyor.
- Oyunun sonuna doğru bir sahnede karakteriniz iç çamaşırlarıyla kalıyor. Bu tip sahnelerin basında ön plana çıkarılmasının tiyatroya saygısızlık olduğunu düşünenler var...
- Oyunda ‘raund kızı’ gibi giyindiğim sahne için özel kostüm dikildi. Dina’nın erkeklerin boks dünyasında yer bulamaması sonucu dövüşün dışında kalıp, ringin etrafında raund kartlarını göstermek zorunda kalmasıyla ilgili ve çok önemli bir sahne. Duygusu ağır, kızın tiradı acıklı ama bu sahne de diğerleri kadar önemli. Özellikle öne çıkması gerekmiyordu, ayrıca biz bu konularda titiz davranıyoruz.
- O sahnede insanların bakışları sizi rahatsız ediyor mu?
- Seyirciyle ister istemez göz göze geldiğiniz sahneler oluyor. Seyircimiz hikayemizi paylaşmaya geliyor.
KADINLARLA DÖVÜŞMEYİ REDDEDİYOR
Canlandırdığım Dina karakteri, işçi sınıfı, parçalanmış bir ailenin kızı. Ailesiyle bağı olmayan, erkeklerin dünyasında hayatın ona sunduklarından daha fazlasını elde edebilmek, güçlü durabilmek için boksla yaşama tutunuyor. Kadınlarla boks yapmayı reddediyor. “Ben sadece boks yapmak istiyorum” diyor. Erkekler kadar iyi ama kadınlarla boks yapmayı reddeden bir kadın boksörün sonu ne olabilir? Sonunda daha büyük yalnızlık geliyor. Yazar da “Her an bir boks ringinin içinde ve etrafındayız. Hayat biz gecenin en parlak yıldızı olmaya giden saplantılı yolda ilerlerken, o yolculukta, o dakikalarda, o esnada oluşur” diyor.