Öykümüz İspanya'ya ulaştı

Güncelleme Tarihi:

Öykümüz İspanyaya ulaştı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 03, 2008 00:00

Flamenkocu ikizler Öykü ve Berk'in ünü İspanya'ya ulaştı. Bir İspanyol kanalı, onlarla röportaj yapmak üzere Türkiye'ye geliyor.

Albüm çıkmadan gelen şöhret
“Evlerinin Önü Boyalı Direk” türküsünü flamenko olarak yorumlayınca bir anda dikkatleri üzerlerine çeken ikiz kardeşler Öykü ve Berk, yurtdışına açıldı. Daha “Kısmet” adlı albümleri piyasaya çıkmadan, şarkılarıyla internet üzerinden 2 milyon kişiye ulaşan kardeşlerle röportaj yapmek isteyen bir İspanyol televizyon kanalı, yakında İstanbul'a gelecek.

Amerika'dan albüm teklifi var
Adlarını yurtdışında da duyurduklarını söyleyen Öykü, "Youtube’a 'flamenko' yazdığınızda, ilk beş video bizim. Binlerce mail alıyoruz. İspanya, Japonya, Belçika, Almanya, Amerika’dan albüm teklifleri geliyor" diyor. Berke ise İspanya'ya açılma yolunda ilk ciddi adımlarını şöyle özetliyor: "Bizi Youtube’da izleyen bir İspanyol televizyonu, röportaj yapmak için geliyor." 

Ünleri İspanya’ya kadar ulaştı

"Evlerinin Önü Boyalı Direk" türküsünü flamenko olarak yorumlayıp bir anda dikkatleri üzerlerine çeken ikiz kardeşler Öykü ile Berk’in ünleri, İspanya’ya kadar ulaştı. Daha "Kısmet" adlı albümleri piyasaya çıkmadan, şarkılarıyla internet üzerinden 2 milyon kişiye ulaşan kardeşlerle bir İspanya TV kanalı röportaj yapmaya geliyor.

n Paco De Lucia’yı dinledikten sonra mı flamenko hayatınıza girdi?

- Berk: Aynen öyle. Çok küçüktük dinlediğimizde ve aşık olduk. Ruhumuzda yaşamaya başladık.

- Öykü: Öyle yaşadık ki, İspanya’ya gittiğimizde Türk olduğumuza inanamadılar. Herkes İspanyol ya da Türk çingenesi olduğumuzu düşündü.

- Berk: Diyorum ya, bu içgüdüsel bir şey. Ruhumuzda bu müzik var. Paco De Lucia’dan sonra araştırmaya, öğrenmeye başladık. Pera’da eğitim alıyorduk. Evde de Duquende, Potito, La Tana, Miguel Parada, Guadiana, Montse Cortes gibi birçok flamenko sanatçısını dinleyerek kendimizi geliştirdik. Sonra ben bu isimlerle İspanya’da canlı performans yapma imkanı buldum.

n Merak ettim, pop müzik seviyor musunuz?

- Berk: Ben arabesk çok seviyorum. Müslüm Gürses, Kibariye hayranıyım. Ama eve dönüyorum flamenko dinliyorum.

- Öykü: Flamenko, hayattan keyif alabilmektir. Biz de hayattan keyif almak ve keyif aldırtmak istiyoruz. Ama bununla beraber flamenkoda da acı vardır.

- Berk: Hafız Burhan da flamenkodur. Hatta ezan da öyle. İspanyol arkadaşımız geldi. Ezanı duyunca, "Bu flamenko" dedi. Arabesk de öyle. Arabesk’in dünyadaki karşılığı flamenkodur. Çünkü ikisi de Arap kökenli müziklerdir.

n Peki... Lise bitti, konservatuvar eğitiminiz başladı. Flamenkonun bir eğitimi yok değil mi?

- Berk: Hayır yok. Dünyanın hiçbir yerinde yok.

- Öykü: Lisedeyken Pera Güzel Sanatlar Lisesi’ne geçtik. Sonra ben İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarı’nda okumaya başladım.

- Berk: Ben ise Bilgi Üniversitesi Ses Mühendisliği Bölümü’nde okudum. Sonra benim İspanya maceram başladı.

n Burada flamenkoda tıkandığınızı hissettiğiniz için mi gittiniz İspanya’ya?

- Berk: Aynen öyle. Ve bu müziğin doğduğu yere, merkezine gitmeye karar verdim ve Sevilla’ya gittim.

n Amacınız nedir?

- Berk: Türkiye’de flamenko yapmak! Çünkü Türkiye flamenkoyu bilmiyor. Flamenko diye yıllarca bu ülke Gipsy Kings’i dinledi. Oysa onların kullandığı rumba formudur. Flamenko çok daha geniş bir müzik türüdür.

- Öykü: Sokakta ne kadar çok insan bu müziğe ritim tutup, alkışlamaya başlarsa, o kadar mutlu olacağız. Çünkü o zaman başardığımızı düşünceğiz. Bir de biz, kemençemizi, bağlamamızı, davulumuzu, zurnamızı flamenko ile harmanlayıp, yurtdışına götürmek istiyoruz. Yani bizim derdimiz sadece flamenkoyu Türkiye’de sevdirmek değil. Bize ait sazla, sözle bu müziği harmanlayıp hem buraya hem de yurtdışına sevdirmek derdimiz.

n Ve "Evlerinin Önü Boyalı Direk" şarkısını hazırladınız, Youtube’a koydunuz. Keşfedilmek mi istediniz?

- Berk: Hayır, "Bakın biz böyle bir şey yapıyoruz, haberiniz olsun" demek istedik. Çünkü biz Youtube bu görüntüyü koyduğumuzdan sekiz ay önce albüm için çalışmalarına başlamıştık.

- Öykü: Orada kendimizi tanıttık yani. Youtube’a flamenko yazdığınızda ilk beş video bizim. Binlerce de mail alıyor klibimiz. Böyle olunca dünyadaki firmalardan ilginç teklifler almaya başladık. İspanya, Japonya, Belçika, Almanya, Amerika’dan albüm teklifleri geliyor. Biz de biraz beklemek istiyoruz. Bu albümü, oralarda piyasaya çıkarabiliriz.

n Ününüz oralara kadar gitmiş yani...

- Berk: Gitmiş. Youtube’da izlemişler ve İspanya televizyonu bizimle röportaj yapmaya gelecek.

- Öykü: Bizim burada, bu müziği yaptığımızı duysalar, koparlar. Çünkü bu müziğin sadece kendi içlerinde olduğunu düşünüyorlar. Ayrıca biz, orada yapılandan daha güzel, daha başka bir şey yapıyoruz. Göreceksiniz, yurtdışında da çok başarılı olacağız.

- Berk: Flamenko, müziği içinde bulunduğu kirlilikten kurtarabilir. Çünkü kalite getirir...

n Kardeşiniz müthiş bir şarkıcı, siz de öyle. Ama zaman zaman detone oluyorsunuz.

- Berk: Flamenkoda detone vardır. Doğal bir müzik yapıyorsun, detone olursun. Yapmacık olursan, pürüzsüz olursun.

n Ama Popstar yarışmasında detone olanlara çok kızıyor jüri.

- Berk: Detone olmak demek, kötü şarkıcı olmak demek değildir. O yüzden ben iyi şarkıcıyım, hatta şarkıcının önde gideniyim.

- Öykü: Detone olmak çok doğal bir şey. Bazen detone olmak da güzellikler katabilir.

n Sokağa çıktığınız zaman nasıl tepkiler? Şöhret olmak güzel bir şey miymiş?

- Öykü: Daha tanınmak ile tanınmamak arasında bir şey yaşıyoruz.

n Geçen gün bir haber çıktı. Bir işadamı aramış ve sizinle görüşmek istemiş, evine davet etmiş. Siz de telefonu yüzüne kapatmışsınız, doğru mu?

- Öykü: Böyle bir şey yok. Nereden çıktı anlamadım. Çok çirkin bir iftira bu...

- Berk: Böyle saldırılar başlayacaktır, çünkü bazılarının alanlarına adım attık sanırım. Umurumuzda değil.

SEKSİ DEĞİL SAMİMİ ALGILANMAK İSTERİM

- Berk: Biz işimizle gündeme geldik, işimizle var olmaya devam edeceğiz. İnsanlar başka şeylerden medet ummasınlar. Bazen bakışları yakalıyorum, çok kızıyorum. Sanat yapanların sınırları yoktur falan ama bizim bir ahlak anlayışımız var. Onu kaybedersek zaten, film kopar. Ben bu kültürün yozlaşmaması gerektiğini düşünüyorum. Öykü, şarkı söyleyerek kendini tanıtıyorsa, şarkısını dinleyeceksin. Başka hiçbir şey seni ilgilendirmeyecek. Tabii burada Öykü’nün ve tüm kadınların tavrı da önemli.

- Öykü: Evet, ben müziğin ritmi ile başka bir şey oluyorum. Bunun farkındayım. Ama "seksi" kadın olarak değil, "samimi" olarak algılanmayı tercih ederim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!