Güncelleme Tarihi:
Son albümünüz “Aşk, İhanet, vs...”nin üzerinden tam 17 yıl geçti. Bir albüm bekliyorduk ama ikinizden değil, Oya Hanım’dan...
Bora Ebeoğlu: Oya’nın albüm projesi hâlâ geçerli, onun şarkıları da repertuvarı da belli. Çıkan bu yeni albüm ise Oya-Bora’nın devam albümü değil. Bu, Cengiz Onural’la birlikte kurduğumuz Aria şirketinin dizi ve filmler için hazırladığı şarkıların bütünü. Şarkıları Oya’yla beraber seslendirdiğimiz için Oya-Bora’nın dönüşü gibi algılanıyor.
Oya Küçümen: Bu bir prestij albümü. Yaptığımız müziğin bizden sonraki kuşaklara kalması açısından, bu albümün CD olarak çıkması çok önemliydi.
Oya-Bora ikilisinden yeni bir albüm gelecek mi?
Bora Ebeoğlu: Evet, yeni bir Oya-Bora albümünün de hazırlığı var...
Albüm, iki CD’den oluşuyor, değil mi?
Bora Ebeoğlu: Evet, “Aşk Güzel Şeydir” ve “Adı Aşk Olsun” adlı iki albümden oluşuyor. İçinde Aria için hazırlanan toplam 34 şarkı var.
Oya Küçümen: Bir-iki tanesi hariç tüm şarkılar yeniden düzenlendi ve okundu. Albümü dinleyen bazı arkadaşlarımız, “Cirque du Soleil şarkılarına benziyor şarkılar” dedi.
Siz dinleyici olarak albümü nasıl buldunuz?
Bora Ebeoğlu: Konsantre olarak dinlediğiniz zaman sizi gerçekten bir yolculuğa çıkarıyor. Türkülerden rock ve Balkan müziğine kadar birçok farklı tarz var bu albümde. Diziler ve filmler için farklı zamanlarda, farklı yaratım süreçlerinde ortaya çıkmış parçalar var. Dolayısıyla albümü dinlerken bir sürü duyguyu bir anda yaşayabiliyorsunuz.
Oya-Bora ikilisine özgü bir albüm ne zaman gelecek?
Oya Küçümen: Bundan sonra gelecek olan albüm; “Oya-Bora Best Of” ama akustik. Bizim arada kaynamış olarak gördüğümüz en fazla 10 şarkı olacak içinde. Çok değerli müzisyenlerden oluşan bir grubumuz var. Yakında onlarla birlikte çalışmalara başlayacağız. Hazır stüdyoya girmişken, benim albümümü de çıkaracağız.
Sizin albümünüzde neler olacak?
Oya Küçümen: Söylemekten hoşlandığım şarkılara yer vereceğim. Ersel Serdarlı ile Güler Özince’nin besteleri de olacak.
MÜZİKTEN HİÇ KOPMADIK
Geçen 17 yılda bu ikilide ne gibi değişiklikler oldu?
Oya Küçümen: Olgunlaştık... Var olmak için dakika başı televizyonlara çıkabilirdik ama yapmadık. Bir single yaptık yazın, “Ay şu programa gidelim, bu programa katılalım” demek yerine sadece müzikle uğraştık. Herhalde bu bir olgunluk getiriyor.
Bora Ebeoğlu: Bu 17 yılda müzikten hiç kopmadık. Daha yoğun bir üretim halindeydik. Ortalıkta olmadığımızdan, işin mutfağında daha çok şarkı ve daha çok kayıt yapma imkanımız oldu.
Sizi hâlâ müzik dünyasında tutan, hırslarınıza yenik düşmemeniz mi?
Oya Küçümen: Tabii, bu çok önemli. Hırslarınıza yenik düşebilirsiniz, çok çabuk yoldan çıkabilirsiniz. Galiba biz birbirimizin şansıyız. Bu da çok önemli; yol arkadaşının senin gibi düşünmesi...
Albüm kartonetine 34 şarkının da sözünü sığdırmışsınız. İlk CD “A”, ikinci CD ise “B yüzü” olarak görülüyor. Kaset yıllarına bir özlem mi bu?
Bora Ebeoğlu: Bunların hepsi gözetilmiş şeyler...
Oya Küçümen: Kapak logosu da Bülent Erkmen’e ait, kartonet de. Artık bu logo bizim logomuz olacak bu arada. Best of çalışmamızda da, benim albümümde de aynı logoyu kullanacağız.
Çıkış şarkınız “Yalan Dünya” oldu...
Bora Ebeoğlu: “Çıkmak” lafı bize tuhaf geliyor aslında. Ama bir şarkıyı öne çıkarmak, olması gereken bir pazarlama taktiği belki de, bir fikrim yok.
Bora Bey siz bir yandan Aria ile çalışmalarınıza da devam ediyorsunuz, değil mi?
Oya Küçümen: Sadece o değil, Bora ‘İncesaz’la çalmaya da devam ediyor. Haris Alexiou ile konser verdiler en son.
Bora Ebeoğlu: Bizim için önemli olan müziğin içinde olmak...
OYA-BORA PROJESİNİ KÜSEREK BIRAKTIK
Sizin için albüm çıkarmak yeterli? Sahneye çıkmayacak mısınız?
Bora Ebeoğlu: Sahne de olmalı... Buradaki şarkıları konserlerde dinleyicilerle paylaşmayı çok isteriz. Bir yandan dizi müziğiyle de uğraşıyoruz ve o çok meşakkatli bir iş. Bir arada yürütmek zor olacak ama özel projelerde sahneye çıkacağız.
Oya Küçümen: Bizim tarzımız, halk konserleri. Yine öyle olur diye düşünüyorum.
17 yıl, çok uzun bir süre. İkili olarak albüm çıkarmaya neden bu kadar ara verdiniz?
Oya Küçümen: Aslında küserek bıraktık Oya-Bora projesini. Var olmak için Oya-Bora’yı kirletmek yerine “Başka ne yapabiliriz?” dedik. Ben seslendirme işine saldırdım, Bora, Cengiz’le birlikte dizi müziği yapmaya başladı. Ama çok zor bir dönemden sonra hayatta var olmayı başardık.
Bora Ebeoğlu: O seçimin de doğru ve daha huzurlu olduğunu fark edince rahatımıza, işimize geldi.
Oya Küçümen: Sürekli göz önünde olmak zor. Bir kere televizyona çıkıyorsun, bin tane tweet geliyor. Ben acayip hassas bir insanım. “Onun burası böyle olmuş, kaşı gözü şöyle olmuş” sözlerini duymak istemiyorum artık.
Geçmişe dair pişmanlıklarınız var mı?
Oya Küçümen: Pişmanlık değil, kırgınlıklarımız var. Bu işin en güzel yanı, stüdyoya girip şarkıyı söylemek ve sahneden onu paylaşmak. Ama bir de zor yönleri var; prodüktör olmaması, sektörden gerekli haklarımızı almamamız... Çok satan bir albümden para kazanamazsınız mesela. Ya da biri sizin adınıza bir yere imza atmıştır, maliye kapınıza dayanır... Bütün bunlarla uğraşmak insanı yoruyor. Hak etmeyen insanlar zirvedeyken, çabalayıp çabalayıp yol alamadığınızı gördüğünüz zaman küsüyorsunuz doğal olarak. Bir de o zamanlar daha genç ve hırçındık tabii. Aslında beni Bora sakinleştirdi. Ben daha negatif biriydim, birbirimizi dengeledik. Şimdi hayli sakinim.
Bora Ebeoğlu: Benim pişmanlığım yok.
Oya Küçümen: Ürettiğimiz müzikte gerçekten hiçbir pişmanlığımız yok. Çok şükür ki utanacağımız hiçbir işi yapmadık.
OYA ‘BÜLENT ECEVİT’ BORA ‘RAHŞAN ECEVİT’
1989 yılından bu yana birliktesiniz. Bunun sırrı ne? Hiç mi birbirinizden nefret ettiğiniz, birbirinize tahammül edemediğiniz zamanlar olmuyor?
Oya Küçümen: Biz bile şaşırıyoruz bazen bu duruma. (Gülüyor)
Bora Ebeoğlu: Şarkı sözüyle cevap vereceğim: “Sevdiklerimizin ve seveceklerimizin ismi ta başından yazılmıştır kalplerimize.”
Oya Küçümen: “Onu bulana kadar dönüp dolaşırız bu yalan çemberinde...”
Esas duygularınıza geçersek?
Bora Ebeoğlu: Sırrı şurada; hâlâ flört eden insanlar gibi yaşıyoruz. Evdeki düzenimizden tutun, yemek düzenimize kadar. Düzensizlik formülü bizimkisi.
Oya Küçümen: Çiftler evlenince, birden bire kurumsallaşıyorlar. “Öğle yemeği vakti geldi, akşam yemeği hazır mı, akrabalar geldi mi?” Biz ise hâlâ üniversite öğrencileri gibi yaşıyoruz. Yemek sofrası ancak arkadaşlarımız geldiği zaman kurulur. Canımız istediği zaman yemek yer, istemediğinde yemeyiz. Birbirimizin haklarına son derece saygılıyız. İşin sırrı; kurumsallaşmamak. Canın istediğinde sırt çantanı alıp gidebilmen çok önemli. Bir de ne olursa olsun benim için o en değerlimse, biliyorum ki onun için de ben en değerliyim. Bitti. Önemli olan bunu bilmek. Bunu da kalbimden hissediyorum.
Bora Ebeoğlu: Kıymetlim o...
Oya Küçümen: Hakkı Devrim, babamın çocukluğundan beri yakın arkadaşı. Benim de ikinci babam gibidir. Daha biz gençken “Çocuk yapacaksanız yapın, yoksa siz de Rahşan-Bülent Ecevit çifti gibi olacaksınız. Karşıdan karşıya geçerken el ele tutuşuyorlar” demişti. Ne zaman ışıkta el ele tutuşsak, aklıma o geliyor. (Gülüyor) Ama rahmetli Bülent Ecevit benim, Rahşan da Bora. O da boydan dolayı. (Gülüyor)
Bora Ebeoğlu: Doğru ama. Aile büyüğümüz, kızamıyoruz kendisine (Gülüyor).
DENK GELDİ EVLENDİK
Kavgalarda nasılsınız?
Bora Ebeoğlu: Kavga konusu tango gibidir. Karşındaki sana bir adım atar, sen orada bir adım geri çekilirsin ki uyum yakalansın. Ama siz de bir adım atarsanız, paldır küldür yuvarlanırsınız.
2004 yılında evlendiniz değil mi?
Oya Küçümen: Denk geldi, yoksa aklımızda yoktu.
Nasıl yani? Bir kadın, sevdiği adamla evlenmeyi istemez mi?
Oya Küçümen: İlk yıllarda çok romantik bir şekilde bekledim evlenmeyi. Hatta Çek Cumhuriyeti’nde bir şarkı yarışması düzenlenecekti, Bora da askerdeydi ve dedi ki “Ben geleceğim, oraya gidip evleniriz.” Hiç unutmam, beyaz elbise aldım, hazırlık yaptım. Bora askerden izin alamadı, gelemedi. Biz de o yarışmaya gidemedik. Korkunç şeyler oldu. Sonra birkaç kez daha benim ataklarım oldu. Baktım ki hiç oralı değil, kaderime razı geldim. (Gülüyor). Biz kadınız, istemez olur muyuz? Çocuk konusunda da aynı şey oldu...
Bu konuda da birbirinizi mi beklediniz?
Oya Küçümen: Önce kendimizi hazır hissetmedik. Sonra Bora “Kendimi baba olarak göremiyorum” dedi. Sevdiğim insana saygımdan dolayı onunla olmayı tercih ettim. Biz de böyle takılıyoruz...
TELEFONDA BENİ CİDDİYE ALMIYORLAR
Oya Hanım, çok merak ediyorum, call center’ı aradığınızda sizi çocuk mu sanıyorlar?
Oya Küçümen: Ben konuşamıyorum. Hiçbir şekilde beni ciddiye almıyorlar. (Gülüyor) Bora hallediyor o konuları. Takside bile konuştuğumda şoför dönüp dönüp bakıyor, arkada koskoca kadın oturuyor ama çocuk sesi çıkıyor!
Bora Ebeoğlu: Çok geniş bir kitleye çocukluk zamanında Oya’nın sesi kodlandı, biraz da bundan. (Gülüyor)