Güncelleme Tarihi:
Gülin Hayat Topdemir
‘Arabesk’, 85x190, Tuval üstü yağlıboya
Gülin Hayat Topdemir’in ‘Kara Kutu’ sergisindeki foto-gerçekçi üsluptaki karanlık tuvalleri, bilinçaltından mizansenler sunuyor. Sanatçının kullandığı ‘chiaroscuro’ adlı ışık kullanım tekniği klostorofobik bir atmosfer yaratma işlevi görüyor.
‘Oyun Bitti’, 130x180, Tuval üstü yağlıboya
Bir kadının içsel çatışmaları, onun geçmişe dönüp hayatındaki ‘rites de passage’ denilen, yani çocukluktan ergenliğe, ergenlikten yetişkinliğe ve kadınlıktan anneliğe geçiş anlarına bakışı üzerinden tartışılıyor.
‘Yakın Çekim’, 140x120, Tuval üstü yağlıboya
Sanatçının hepimizin içinden geçtiği ve hafızasında belirgin bir yer edinmiş dönemleri resmediyor olması işlere, izleyicinin kendi bilinçaltına bir iç bakış yöneltmeye teşvik edici bir yön kazandırıyor.
‘Nice Seneler’, 170x160, Tuval üstü yağlıboya
Domestik temalar ve ev hayatından sahneler biçiminde düzenlenmiş mizansenler, çocukluktan yetişkinliğe bir bireyin kimliğinin şekillenmesindeki en temel dinamiklere ve aile içi ilişkilerle öğrenilen sosyal rollere gönderme yapıyor.
‘Davetsiz Misafir’, 190x130, Tuval üstü yağlıboya
Topdemir’in kompozisyonlarında aynı figür anne, baba ve çocuk rollerini eşzamanlı olarak üstleniyor. Bu figür de zaten Topdemir’in ta kendisi. Dolayısıyla işler otobiyografik bir boyut da kazanıyor.
Özlem Şimşek
‘Uzanan Kadın (Halil Paşa’dan Sonra)’, Süre: 1:27, Video Yerleştirme
Özlem Şimşek’in ‘Dramatic Persona’ adlı sergisinde yer alan fotoğraf ve video yerleştirmelerinin arka planını, sanatın nesnesi olarak ‘kadın bedeni’ meselesine ironik bir bakış oluşturuyor. Serginin ‘Dramatic Persona’ adı, bir dramadaki karakterlerin listesi anlamına gelen ‘dramatis personae’ kavramına bir gönderme.
‘Yaratılış, (Osman Hamdi Bey’den Sonra)’, 160x90, C print
Fotoğraflarda sanatçı, Türk resminin erken dönemlerine bakarak Osman Hamdi, Abdülmecid Efendi gibi Osmanlı modernlerinden, İbrahim Çallı, Nazmi Ziya, Namık İsmail gibi erken Cumhuriyet dönemi sanatçılarının klasikleşmiş kadın figürlerinin yerine geçiyor.
‘Sedirde Uzanan Kadın, Düşüncelerde Batı (Namık İsmail’den Sonra)’, Süre: 1:02, Video Yerleştirme
Sanatçının kendi kurguladığı bir mizansen içinde bu tabloları bir nevi yeniden ürettiğini göz önünde bulunduralım. Bu durumda işlerin, kadının sanatın nesnesi olmaktan onun öznesi olmaya evrildiği tüm tarihsel akışı düşündürmeyi amaçladığını varsayabiliriz.
‘Şemsiyeli Kadın, (Rafet Başokçu’dan Sonra)’, 73x50, C print
İşlerin kültürümüzde Batı etkisinin hâkimiyet kazanmaya başladığı ilk dönemlere odaklanarak kadın bedeninin temsili üzerinden, modern kadın kimliğinin nasıl yaratıldığı üzerine bir soruşturma olduğunu da söyleyebiliriz.
‘Cariye, (Halife Abdülmecid’den Sonra)’ 180x107, C print
Sanatçı, kendi bedenini kullanarak yerine geçtiği figürleri yeniden etten kemikten bir bedene yansıtmış oluyor. Ve sanki tablo yüzeyinden koparıp hayata döndürüyor, hatırlatıyor ve kimliklendiriyor.