Güncelleme Tarihi:
Kadın sürücülerin ihtiyaçlarının, otomobilin boyundan veya eğlenceli renklerden daha fazla olabileceği gözardı ediliyordu. Nihayet, markalar kadınlara uygun ‘küçük’lüğün dışında, başka özellikler de içeren otomobiller üretmeye başladılar. Bunlardan bir tanesi de Ford’un C-Max serisi.
Hantallık bulunmuyor
Dışarıdan bakınca araç, yine yuvarlak hatlara sahip. Renkli karakterlere sahip sürücüler için renk seçenekleri bol... Bu özelliklerle birlikte tipik bir ‘kadın arabası’ gibi değil. Yerden yüksek olması cipe biniyorsunuz hissi yaratıyor. Aracın iki modeli var; beş kişilik, hatchback C-Max ve daha büyük aileler için yedi kişilik station Grand C-Max. Grand C-Max’te normalde station arabalarda olan hantallık yok. İçi de, tam bir aile arabasına uygun. Kayar kapılar ve yatan koltukların yanında arkadaki kemerlerin bağlı olup olmadığını gösteren bir sistem var. Yaramaz çocuklu aileler için ideal!
Akıllı park desteği
Hatchback C-Max de, hem bekar hem de aileli kadınların ihtiyaçları düşünülerek yapılmış. Dış görünümle birlikte asıl içindeki teknolojiyle oldukça cazip. Öncelikle, otomobilin en dikkat çeken özelliği C-Max’te genelde lüks modellerde gördüğümüz otomatik park sistemi var. Bu sistem, bence tüm kadınlar için bir mucize! Araç kullanmada ne kadar usta olursa olsun paralel park kadın, erkek demeden çoğu insan için bir kabus olabiliyor. C-Max’te bir düğmeye basıyorsunuz, araba tüm kontrolü ele alıyor. Tüm kontrol derken, gerçekten tüm kontrol! Sadece park etmekle kalmıyor; önce, sığabileceği bir park yerini buluyor sizin için. Sonra elinizi çekiyorsunuz direksiyondan; sadece paneldeki “İleri git”, “Şimdi az geriye al!” komutlarıyla size tıpkı dışarıda “Gel, gel, hop, dur!” diyen biri varmışçasına aracı mükemmel bir şekilde park ettiriyor. Tabii, bu sistemin Beşiktaş Serencebey Yokuşu’nda da size aynı rahatlığı sağlayıp sağlamayacağını görmek için denemek gerekiyor. İstanbul yolları, Ford’un anavatanı Amerika’daki düz, geniş yollara benzemez...
Bir de uzay mekiği gibi paneli olmasa
UZUN yol sevenler için, yine artık çoğu otomobilde bulunan ‘cruise control’ sistemi var. Ayarlıyorsunuz, belli bir hıza sabitleniyor. Bu, Ford C-Max için önemli bir özellik çünkü hız konusunda dikkat etmek gerekiyor. Motor çok az ses çıkardığından kaçla gittiğinizi fark edemeyebiliyorsunuz. Hem uzun yolda, hem şehir içinde kullanırken rahat etmenizi sağlayacak radyo-telefon sistemi de oldukça gelişmiş. Ses komuta sistemiyle “Radyo!” diyorsunuz, hatta frekansını bile söylüyorsunuz, istediğiniz istasyon kendi kendine açılıyor. Aynı şekilde “Telefon!” deyince telefon sistemine geçiyor. Keşke istediğiniz sanatçının adını söyleyince CD’ler arasından bulup yerleştirme özelliği de olsa... Zira otomobilin içinde, CD’ler veya elinizin altında bulunmasını istediğiniz diğer şeyler için uygun bir hazne yok. Bir de, tüm bu sistemlerin nasıl kullanıldığını öğrenmek için arabaya ileri düzeyde hakim olmanız gerekiyor. Her ne kadar dış görüntüsü ve özellikleriyle ‘kadın otomobili’ olsa da, iç tasarım uzay mekiği kullanıyorsunuz hissi yaratıyor. Her tarafta farklı işe yarayan düğmeler var! Üstelik birbirlerine yakınlar, radyoyu açıyorum diye yanlışlıkla birini arayabilirsiniz.