Cahit Akyol - Zeynep Bilgehan
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2011 00:00
İtalyanların banyo ve mutfak eşyaları üreten Devon & Devon’un şömineleri 21 bin 848 Euro’dan alıcı buluyor; üstelik Türkiye’de... Şirketin patronu Gianni Tanini, “Türkiye bir lüks cenneti, bizim de göz bebeğimiz” diyor
Silvio Berlusconi, Viladimir Putin, Dmitrij Medvedev, Norveç, İspanya, Belçika ve Suudi Arabistan kraliyet aileleri, Armani ailesi, Antonio Baderas, İstanbul’da Çırağan Palace Kempinski ve Four Seasons Sultanahmet Oteli’nin banyolarını yapan Devon & Devon’un patronu Gianni Tanini Türkiye’den bir grup mimara Floransa’daki şirket merkezinde ürünlerini anlattı.
Dünyada 80 ülkede ürünlerinin satıldığını vurgulayan Tanini, “Avrupa krizin tam ortasında. Ürünlerimiz lüks tüketim olduğu için krizden mağazalarımız da etkilendi ama İstanbul’daki mağazamız hiç fire vermedi. 22 bin Euro civarında satılan şöminelerimiz Floransa ve Roma’daki showroom’larda bile yok ama ıstanbul’da çok iyi satılıyor. Dünyadaki dokuz amiral mağazamızdan biri olarak İstanbul’u görüyoruz. O da bizi mahcup etmiyor” dedi.
Kökü 1945 yılına kadar uzanan ve yapı malzemeleri üreten aile şirketiyken 1989’da lüks banyo markası olan Devon&Devon’u yaratan Gianni Tanini, özellikle İstanbul’daki lüks düşkünlüğünü ‘şaşırtıcı’ olarak tanımllıyor ve Türk tüketicinin klasik modellerin modernize edilmiş çizgisiyle üretilen tasarımları çok sevdiğini söylüyor.
SALON GİBİ BANYOLAR TREND
Tanini, geniş banyolar tasarladıklarını ve sandalyeler, koltuklar kullandıklarını anlatıyor: “Müşterilerimiz arasında anket yaptık. Büyük çoğunluğunun hayalinin geniş banyolar olduğunu saptadık. Orada rahatlayabileceği saatler geçirmek istekleri doğrultusunda, büyük banyoların kesinlikle hem daha kullanışlı hem de kişiye kendini daha rahat hissettirdiğine karar verdik. Buralarda yıkanmak, dinlenmek hatta kanepelere uzanıp kitap bile okumak olası. Bir başka deyişle tüketiciler bizden banyo değil yaşam alanı yapmazı talep ediyorlar. Bu nedenle bu yılın trendi salon gibi banyo.”
Buram buram Türkiye
Fransız bir simyacıyla Anadolu medeniyetlerinden esinlenerek harikalar yaratan bir mücevhercinin yolları kesişirse ne olur? Urart, Paris merkezli parfüm markası L’Alchimiste’le güçlerini birleştirdi. Ortaya Türk kültürü kokulu çok şık mumlar çıktı.
L’Alchimiste’in kurucusu Antoine le Galloudec ve Urart Yönetim Kurulu Başkanı Erol Sağmanlı’nın yolları 2009’da, Louvre Müzesi’nin İstanbul Sergisi şerefine verdiği davette keşişti. Yeni bir mum serisi için anlaştılar. Mumların teması ‘Türk kültürü’ olarak belirlendi. Galloudec bu süreci şöyle anlatıyor: “Proje için hiç acele etmedik. Tüm detayların üstünde durarak ilerledik. Daha önce İstanbul’a gelmiştim ama bu sefer daha iyi keşfederek gezdim. ‘Türkiye kokuları’nı ortaya çıkarmak için ülkenin farklı yerlerini dolaştım. Gördüğüm yerlerin bana hissettirdiklerini düşündüm; güneyde yasemin ve incir kokusu, bir camiye gittiğimde burnuma gelen mistik gül kokusu...”
Galloudec’in hassas burnunun çalışması sonucunda ortaya beş farklı kokulu mum çıktı: Olgunlaşmamış yeşil ham incir kokusuyla Türk ınciri, misket limonuyla iç içe geçmiş sıcak çay kokulu Saltanat Çayı, Pacthouli ile Od ağacının gizemli birlikteliğinden oluşan Mistik Pathchoul, siyah gül çayının nostaljik cazibesiyle Siyah Gül ve Akdeniz gecelerini anımsatacak Yasemin...
Mumların kapları da en az kokular kadar etkileyici. Sağmancı, “Genelde mumlar bittikten sonra kap elinizde kalır ve ne yapacağınızı bilemezsiniz. Biz de her kokuya uygun özel cam kaplar ve bronz kapaklar tasarladık. Böylece mum bittikten sonra da dekoratif obje olarak kullanabiliyorsunuz. Bronz kapaklar için yine Anadolu medeniyetlerinden ilham aldık; Hitit, Osmanlı, Bizans... Sezona uygun bir de kar tanesi figürümüz var” diyor.
Mumlar Ankara ve İstanbul’daki Urart mağazalarıyla birlikte Suadiye Vakko ve
Atatürk Havalimanı’ndaki Anatolian Mağazası’nda satılıyor. Yalnızca cam kaplı mumların fiyatı 110 lira, bronz kapakla birlikte alırsanız 150 lira.
MUM GÖTÜRMEK FRANSIZ ALIŞKANLIĞI
Antoine Le Galloudec, Normandiya’da mumlarla dolu bir evde büyüdü: “Annem diplomattı. Dünyanın farklı yerlerinde yaşamıştı. O yüzden mumlara çok meraklıydı. Daha önce yaşadığı yerleri hatırlamak için, evde sürekli oralara has kokuların olduğu mumları yakardı. Mesela Yunanistan’ı hatırlamak istediğinde ev incir kokardı.” Galloudec üniversitede finans okudu. Ardından Paris’teki Avrupa Parfüm Okulu’nda kozmetik ve parfüm üstüne eğitim gördü. L’Oreal ve Armani gibi büyük markalar için parfümler yarattı. Burnu iyice hassaslaşıp, başkalarının farkında varmadığı kokuları almaya başladığında kendi kozmetik, parfüm ve mum markasını kurma zamanı geldiğini anladı. 2008’de L’Alcihimiste’i kurdu. Marka, iki yılda 15 ülkeye yayıldı: “Fransa’da yemeğe davet edildiğinizde ya bir şişe şampanya götürürsünüz ya da mum. Mumları gündelik hayatta çok kullanırız. Mum yakmak veya ev hediyesi olarak götürmek geleneksel bir Fransız alışkanlığıdır. Son yıllarda tüm Avrupa ve Amerika’ya da bu alışkanlık yayıldı.”
Pamuk kadar Chanel
En pahalı kozmetik ürünleriyle makyajınızı yaptıktan sonra gün sonunda yüzünüzü neyle temizliyorsunuz? Herhangi bir pamuk kullananlara güzel bir haberimiz var. Artık makyaj çıkarmak için kullandığınız pamukta gözleriniz Chanel logosu aramayacak! Çünkü Chanel, her birinde meşhur çift C’li logo bulunan bir pamuk paketi hazırladı. Pamuk deyip de geçmeyin; Japon tasarımlı elle toplanmış Mısır pamuğunun içi hassas ve elastik Avustralya fiberiyle örülü. Bir pakette 100 pamuk var. Fiyatı 20 dolar (37 lira).