Güncelleme Tarihi:
45 yaşında ama enerjisi, güzelliği ve dinamikliğiyle 20 yaşından farksız. Pirelli Takvimi için 20’lerindeki meleklerle birlikte poz veriyor, küresel ısınmanın dünya üzerindeki etkilerine dikkat çekmek için Kenya, Nepal, Peru gezip fotoğraf çekiyor, hayır elçiliği yapıyor, 14 yaşındaki oğluyla birebir ilgileniyor ve son olarak Kipling için hazırladığı çanta koleksiyonuyla karşımıza çıkıyor. Moda dünyasının en lüks markalarıyla 25 yıldır çalışmasına rağmen otantik stilinden hiç vazgeçmedi. Kipling gibi outdoor bir markayla işbirliği yapmasının en önemli sebebi de bu. Helena, şehir yaşamının karmaşık koşuşturmasını sevdiği kadar ailesiyle vakit geçirdiği ev yaşamını da seven, bazen başını alıp tek başına teknolojinin olmadığı ücra köşelere de kaçan bağımsız bir ruh.
“Tasarım ekibiyle çalışmak; uzun ömürlü ve dayanıklı, aynı zamanda tarz yaratacak, modaya hitap edecek bir çanta koleksiyonunun yaratım süreci çok heyecan vericiydi. Yoğun bir günlük yaşam için otantik ve hayat kurtaran tasarımlar yaptık” diyor. Koleksiyon, Helena’nın hayatının detayları üzerine kurgulanmış. Baharda çektiği pembe bir gül fotoğrafı, dokunduğunuzda yumuşacık bir his veren antika bir koltuğun derisi ona ilham vermiş. Gül çanta Helena’nın favorilerinden biri. Vintage hissi ve koyu pembe gölge Helena’nın eşsiz güzellikleri fotoğraflamak konusundaki tutkusunu temsil ediyor. Çantalar ağırlıklı olarak, kahverengi derinin yanı sıra dantel baskılı dokunuşlar ile Helena’nın vintage tarza düşkünlüğünü yansıtıyor. Birçok farklı tarzda kullanılabilecek deri çanta, kavrama şekliyle yerinde durmak bilmeyen süper kadınlara kullanım kolaylığı ve eşsiz bir stil sağlıyor. Koleksiyon ekim sonundan itibaren tüm Kipling mağazalarında satışa sunulacak.