Hakan GENCE / hgence@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Kasım 22, 2008 00:00
Özellikle alışveriş merkezlerinde onlarca mağazanın arasından müşterilerin dikkatini çekmek markaların en büyük sorunu. Bu sorunu çözmek için devreye tasarım giriyor. Dekorasyon, ışıklandırma, ürünlerin sergilendiği birimler ve mimari, çok iyi tasarlandığında, bir mağazayı diğerlerinden tamamen ayırabiliyor. Banyo ve SPA ürünleriyle tanınan Hamam markası, bu farklılaşmayı zağlamak için mimari konsept tasarımı için Zeynep Fadıllıoğlu ile çalıştı. Ünlü iç mimar, Hamam mağazasını pek çok fonksiyonel birimin bütün haline gelmesiyle oluşturdu. İlk Zeynep Fadıllıoğlu imzalı Hamam mağazası Adresistanbul’da bu hafta açıldı.
Zeynep Fadıllıoğlu Hamam markasının bütün konsept tasarımından sorumlu. Ona 18 kişilik tasarım ekibi yardımcı oluyor. Aslında Fadıllıoğlu’nun marka için hazırladığı konsept, 2008’den beri 38 ülkede Conran, Selfridges, Printemps, Le Bon Marche, Harrods, Takashimaya, Mitsikoshi, La Rinescente gibi 195 satış noktasında markanın ürünlerinin sergilenmesi için kullanılıyor. Fakat mağaza Türk tasarım meraklılarıyla bu hafta ilk kez buluşuyor.
Fadıllıoğlu’nun konsepti iki ana temadan oluşuyor. İlki markanın ürünlerinin pazarlanabileceği bir dükkan. Diğeri de bu dükkanı oluşturan birimler. Bu birimler her yere uygulanabilecek, fonksiyonları fazla, ürünü tanıtan, mekanlara şıklık katan, küçük hacimli dükkanlarda da kolaylık sağlayacak şekilde tasarlanıyor. Bu sayede küçük satış noktaları da bu birimleri alarak markanın ürünlerini satabiliyor. Zeynep Fadıllıoğlu "Bir bütün parçalarına ayrıldığında o parçalar kendi başlarına bir anlam ifade etmeli, birleştiklerinde yine bir anlamı olmalıydı. Bu yüzden yaptığımız iş çok zordu" diyor.
TAKUNYA TABANLARIBÜYÜK MODÜLLER OLDUZeynep Fadılloğlu ile Hamam’ın yolları, markanın Osmanlı çizgilerinden ilham alan çağdaş bir tasarımcı aramasıyla kesişti. Fadıllıoğlu, Hamam’ın ismi gibi Türkiye’nin köklerinden geldiğini, aynı zamanda SPA ürünleri yaptığı için mağaza tasarımının dünya trendlerinde ilerlemesi gerektiğini söylüyor: "Markanın tasarım çizgisi bana çok uyudu. Çünkü biz de Selçuklu, Osmanlı, Bizans, Hitit ve Urartu’dan etkileniyoruz."
Fadıllıoğlu kendi kültürümüzden hareket etti. Aynı zamanda dünyadaki spa kültüründen izler aradı ve yalın bir çizgi oturtmayı hedefledi. Öncelikle mağazanın uzaktan neyi çağrıştıracağı üzerinde durdu. Ana fikir olarak takunyalar seçildi. Hamamlarda kullanılan takunyaların tabanları çok büyük modüller haline getirilerek modern çizgilerle yeniden oluşturuldu. Bu takunyalar mağazaların girişlerine kondu ve markanın simgesi haline gelmeleri hedeflendi.
Büyük boy havluların asılması için bakır ve kristalden birimler yapıldı. Paslanmaz çelik üniteler üretildi. Bunlar birleşip farklı üniteler haline gelecek, ayrıldığında taşınabilir çantalar olacak şekilde tasarlandı. Mağazanın vitrin mankenleri de Fadıllıoğlu’nun tasarım ekibi tarafından yapıldı. Heykel görünümündeki mankenler içlerindeki ampüllerden dışarıya üzerlerinde delikler sayesinde ışık veriyor. Bu delikler aynı zamanda doğusu ve batısıyla hamam kültürünü simgeliyor.
DEKORASYONDA KULLANILAN HER ŞEY DİNAMİK
Adressistanbul’daki mağazanın zemini ve tavanı beyaz. Ürünlerin de çoğu beyaz. Bu durumda ürünler dekorasyonun içinde kaybolmuyor mu? Zeynep Fadıllıoğlu minimalizmin Türkiye’de yanlış algılandığını söyleyerek cevap veriyor: "Yalın beyazlık içinde Aziz Sarıyer’in Hamam için yaptığı ürünler daha çok ortaya çıkıyor. Çünkü buradaki tasarımlarda formlar önemli. Bir de, banyolarda genellikle açık renkler tercih edilir. Çünkü bir dinlenme, yıkanma ve kendinizle baş başa kalma durumu vardır."
Mağazadaki fonksiyonel birimler de son yıllarda evlerde çok kullanılan işlevsel mobilyaların artık mağazalarda da karşımıza sık sık çıkacağının göstergesi. Fadıllıoğlu, dekorasyonda kullanılan her şeyin statik değil dinamik olduğunu söylüyor:
"Bu evlerimiz kadar mağazacılığı da etkiliyor. Hareket etmeyen modüller mağazacılığı olumsuz etkiliyor. Bir de artık ister büyük ister küçük olsun, evdeki odalarda her köşe farklı şekillerde kullanılıyor. Mesela
yemek odalarında sadece yemek yenmiyor. Kütüphanesinde kitap okunuyor, sonra oradaki masada yemek yeniyor."
HANGİ MAĞAZALAR GÜZEL?
Londra’daki Donna Karan, Türkiye’deki Derishow, Koleksiyon mağazalarını seviyorum. Nişantaşı Akaretler’in restorasyonu, Nişantaşı Beymen mağazası ve İstinyepark İstanbul’a yakışıyor.
TOPLUMUN YABANCILIK ÇEKMEMESİNE DİKKAT ETTİKZeynep Fadıllıoğlu bulmuşken sıkça konuşulan Karacaahmet’teki Şakirin Camii’ndeki tasarım çalışmasını sormamak olmazdı. Caminin mimarı Hüsrev Tayla. Zeynep Fadıllıoğlu ve ekibi ise dekorasyonla ilgileniyor. Fadıllıoğlu, projenin nisan ayında biteceğini söylüyor: "Bu proje bana çok heyecan veriyor. Kendi kültürümüzden, Osmanlı’dan esinlenerek çağdaş bir çizgi yakalamaya çalışıyoruz. Toplumun yabancılık çekmemesine dikkat ettik. Bu bize ait değil hissi yaratılmasın istedik."
OSMANLI’DAN ETKİLENMEK DEKOR YARATMAK DEĞİLDİR
Son dönemde pek çok kişi Osmanlı’dan etkileniyor. Osmanlı motiflerinin bu kadar etrafımızda olduğu bir dönemde bu konuda orijinali yakalamak zorlaşıyor. Zeynep Fadıllıoğlu "Osmanlı’dan esinlenmek bire bir o döneme ait bir Osmanlı dekoru yaratmak değildir" diyor. "Bizim yapmak istediğimiz, o kültürü tanımak ve oradan yeni bir şeyler ortaya çıkarmak. Osmanlı adına çok kötü şeyler yapılıyor. Osmanlı dekorasyonu diye üçüncü sınıf varaklı oymalı mobilyalar kullanılıyor. Bu çok yanlış. Bire bir obje kullanmamız gerekirse antikayı kullanırız."
DÜNYAYA AÇILIYORSUNUZ, SİZİ KOVUYORLARYurtdışını birebir takip etmenin de sakıncaları çok fazla. Markalar tasarımcılara Prada’nın, DKNY’nin mağazasını gör, aynısını yap, dediler. Oysa bir süre sonra dünyaya açılıyorsunuz ve sizi kovuyorlar. Çünkü yaratıcılık ölmüş oluyor. Firmanın kimliğini başka bir markaya bağlarsanız hiçbir ayrım kalmıyor.
AKILLI BANYO ÜRÜNLERİHamam mağazalarında klozetten aynaya, vücut yağlarından sabuna kadar banyo adına aklınıza gelebilecek her şey bulunuyor. Marka, endüstriyel tasarımcılarla birlikte hazırladığı Banyo&Spa koleksiyonlarında, havlu ve pike kumaşını kullanarak ve her parçasına başka fonksiyonlar yükleyerek, akıllı ürünler ortaya çıkarmayı hedefliyor. Örneğin E vitaminli ve antibakteriyel havlular yapıyorlar. Marka, ünlü mobilya tasarımcısı Aziz Sarıyer’e de bir koleksiyon hazırlattı. Tasarımcı, yaptığı koleksiyonu şöyle anlatıyor: "Adem Baba ve Havva Anne’nin naif duygu ve düşünceleriyle, havlu ve pike kumaşını en az kesmek ve dikmek disipliniyle akıllı ürünler ortaya çıkarmak istedim. Yıkanmak benim için temizlenmenin ötesinde ruhsal bir arınma. Doğan bebeğin göbek bağının kesilmesinden sonra su ile teması sağlanırken, ölen bir insanın yıkanarak defnedilmesine ilişkin yıkanma ritüellerine kadar suyla ilişki beni çok etkilemiştir."