Oscar'lı hayat

Güncelleme Tarihi:

Oscarlı hayat
Oluşturulma Tarihi: Aralık 09, 2008 00:00

Sedef Avcı ile Kıvanç Kasabalı, köpekleri Oscar'la birlikte mutluluklarını Kelebek'e anlattı.

Haberin Devamı

"Menekşe ile Halil" dizisiyle iyi bir çıkış yakalayan Sedef Avcı, kendisi gibi oyuncu ve manken olan, aynı zamanda “Yaprak Dökümü”nde de rol alan eşi Kıvanç Kasabalı’yla 7 yıldır birlikte. Ünlü ikili, köpekleri Oscar'la birlikte kurdukları hayatı Kelebek'e anlattı.

"Menekşe ile Halil" dizisi sona erdiğinden beri neler yapıyorsunuz?

Sedef Avcı:
Dinleniyorum. Aslında bayağı da dinlendim! Evde bol bol film izliyorum, kitap okuyorum, spora gidiyorum. Günlerim böyle geçiyor.

Zorunlu bir bekleyiş mi bu? Yeni bir projede görebilecek miyiz sizi?

S.A:
Tabii dizi teklifleri oldu. Fakat kriz nedeniyle projemiz yeni sezona ertelendi. Ben de ağustosa kadar olan bu arayı özel dersler alarak, workshop’lara katılarak geçirmeyi düşünüyorum.

Başrol oyuncusuydunuz. Şu an evde oturuyor olmak içinizde bir boşluk yaratıyor mu?

Oscarlı hayat
S.A: Evet bir boşluk oluyor. Fakat biraz seçici olmak zorundasınız. Çünkü "Menekşe ile Halil" çok güzel bir işti. Bundan sonrakilerin de en az onun kadar güzel ve özel olmasını istiyorum. O yüzden de ister istemez seçici davranıyorsunuz. Dolayısıyla da biraz bekleme durumu oldu. İşte şimdi çok beğendiğim o projeyi hayata geçireceğimiz zamanı bekliyorum.

 Kıvanç Bey sizin "Yaprak Dökümü"ndeki rolünüz gittikçe belirginleşti. Sahne sayınız arttı. Dolayısıyla da hayran sayınız! Keyifleniyor musunuz?

Kıvanç Kasabalı: Hem de çok! Ekip olarak da artık bir aile olduk. Dizinin izlenme oranı hiç düşmedi.

ALDATILIRSAM AFFETMEM 

Peki bunun sırrı ne? Başka dizilerde de iyi oyuncular oluyor ama olmayınca olmuyor...

K.K: Belki bizim durumumuz için şu söylenebilir: Belki de olunca oluyordur. Bu da öyle bir şey. Üçüncü sezon, artık konu olarak romandan da ayrıldı. Belki bunun da etkisi var. İnsanlar ne olacak, ne bitecek diye merak ediyorlar.

Cem karakterine halkın tepkisi nasıl?

K.K: Dizi olarak zaten çok seviyorlar. Sürekli olumlu tepkiler alıyorum. Ben de çok iyi bir karakteri canlandırdığım için seviyorlar. İyi bir insan, damat oldu şimdi de. Tabii beni aldatan birini affedip geri döndüğüm için eleştirenler de oluyor.

Gerçek hayatta bu kadar hoşgörülü olur muydunuz peki?

K.K: Tabii senaryo önünüze konunca öyle davranmak zorunda kalıyorsunuz. Ama gerçek hayatta öyle davranacağımı hiç zannetmiyorum.

Sedef Hanım, Kıvanç Bey sinirli midir gerçek hayatta?

S.A: Değildir. Ama sinirlenirse de çok fena sinirlenir.

K.K: Aslında sakinim, ama bazen parlayabiliyorum. Sinirlenme raddesine gelince beni sakinleştirmek zor oluyor.

Ne yaparsınız öyle bir durumda?

/images/100/0x0/55ea3a94f018fbb8f872b183
S.A:
Onu sakinleşene kadar yalnız bırakırım. Ben de öyleyim çünkü. Kavgacı bir mizacımız yok. Ama öyle bir gerginlik olursa, karşımızdakini sakinleşene kadar yalnız bırakmayı tercih ediyoruz.

Siz insanların aklındaki ideal evliliğin mensupları mısınız?

S.A: Benim için öyle. Başkalarının ne düşündüğünü bilmiyorum. Biz sonuçta oyuncu bir çiftiz ve birbirimizi dengeliyoruz. Uyumlu bir çiftiz. Artısı, eksisiyle dengeyi kuruyoruz. Aramızda da herhangi bir problem çıkmıyor.

Kıvanç Bey’in en sevdiğiniz özelliği ne?

S.A:
Uyumlu olması. Mesela bir erkek alışverişe giderken sıkılır. Kıvanç ise tam tersi, alışverişe giderken eşlik eder. O da zaten alışveriş yapmasını sever.

Neyine kızarsınız peki?

S.A: Çok yavaş hazırlanmasına! Hazırlanıp kapıda bekleyen hep ben olurum. Biraz kararsızdır. O yüzden o hazırlanana kadar ben bekliyorum.

SEDEF’İN AĞLAMASINA ÇOK KIZIYORUM

Siz Kıvanç Bey; Sedef Hanım’ın en sevdiğiniz özelliği ne? "Onu seviyorum çünkü..." cümlesinde boşluğu ne doldurur?

K.K: Sedef’i çok seviyorum, çünkü kendini bana adadı.

 Çok mu fedakársınızdır?

S.A:
Öyleyimdir ama Kıvanç için kendimi değiştirecek bir şey yapmadım.

K.K: Çok duygusal ve hassas olmasını seviyorum.

S.A: Kızdığı şeyi siz sormadan söyleyeyim; ben her şeye ağlarım. Ona çok kızıyor.

Oscarlı hayat
K.K:
O tarz şeylere kızıyorum tabii. Mesela filmde ya da haber bülteninde ufacık bir şeye hemen ağlayabiliyor. O tarz duygusallığını değil de bana karşı olan şefkatini ve duygusallığını seviyorum.

Sedef Hanım’a sırf ağladığı için mi kızıyorsunuz?


K.K: Zaman zaman sorumsuzluklarına da kızıyorum. Benim idare etmem gerekiyor. Sanki hep benim arkasında olmam ve sürekli kontrol altında tutmam gerekiyor; "Acaba bir şey eksik mi oldu" diye. Bazen bazı işleri boşluyor.

 Belki siz çok titizsiniz...

K.K: Evet ben biraz titizim.

S.A: Biri ilgilenince iki kişiye gerek yok.

K.K: Köpeğimiz Oscar’la ilgili de öyle oldu. Sedef barınakta gördü, "Alalım mı" diye sordu. "Alalım" dedim. Sonra Oscar’la hep ben ilgilenir oldum. Oscar sabah akşam Kıvanç’la çıkar oldu. 2-3 senedir durum böyle!

S.A: Zaptedemiyorum Oscar’ı o yüzden.

 Kadınlar aşırı şefkatli davrandığı zaman da erkekler "Annem gibi oldun. Dişiliğini kaybettin artık" derler...

K.K:
O tarz değil tabii. Böylesi bir durum erkek açısından bazı şeyleri öldürebilir. Ama Sedef’in şefkati o boyutta değil.

Güzel bir kadınla evli olmak bir erkeğe ne hissettirir?

K.K: Beni çok mutlu ediyor. Öyle birinin benim eşim olarak bir ortamda bulunması gurur verici bir şey.

/images/100/0x0/55ea3a94f018fbb8f872b187
Kıskanır mısınız eşinizi?

K.K:
Hayır. Kıskançlık nedir? Güvensizlik midir? Belki bir erkek Sedef’e karşı ilgi duysa, ben onu hissetsem o zaman kıskanabilirim. O da belki. Sedef’in o adama karşı bir şeyini görmem lazım .

Çocuk için zaman yok

Sizi sevenler de sizden bir bebek bekliyor.

S.A: İşimiz gereği görsellik önemli. Doğum izni diye bir şey de yok. O yüzden biraz daha var çocuğa. n Siz istiyor musunuz?

K.K: İstiyorum ama şu an doğru zaman mı bilmiyorum. Sedef şu an 26 yaşında. 30 yaşına gelip birkaç işe daha imza atmış olsa belki o zaman diyecek ki; "Artık çocuğum olacak."

Öpüşme sahneleri rahatsız etmiyor

 Biriniz rol gereği dünya yakışıklısı biriyle, "Kıvanç Tatlıtuğ’la öpüşüyorsunuz. Diğeriniz ise güzel bir kadınla, Fahriye Evcen’le... Bir şey hissetmeyecek kadar profesyonel olunabiliyor mu?

S.A:
Sonuçta bir iş. Ne beni, ne de Kıvanç’ı rahatsız edecek boyutlarda bir şey yok. O yüzden kıskançlık olmuyor. n "Benim kocam Best Model’dan, Kıvanç Tatlıtuğ’dan daha yakışıklı" diyorsunuz yani...

S.A: Tabii ki! Kıvanç Tatlıtuğ arkadaşım. O ayrı, benim kocam da ayrı.

Birlikte neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz?

K.K:
Genelde Oscar da olduğu için üçümüz bir aradayız hep. Evde oturmayı, film izlemeyi, arkadaşlarımızı konuk etmeyi çok seviyoruz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!