Oluşturulma Tarihi: Şubat 22, 2005 00:00
Oscar törenini yerinde, canlı izlemek istemeyen yoktur herhalde.Ama bunun için Los Angeles’a gitmek tabii ki yeterli olmuyor. Oraya gidince para verip ancak törenin yapıldığı Kodak Tiyatrosu’ndaki boş koltukları izleyebiliyorsunuz.Geçenlerde Los Angeles’taydım. 27 Şubat’taki Oscar töreni öncesi sizleri biraz aydınlatmak amacıyla, Hollywood & Higland Eğlence Kompleksi’nin incisi sayılan Kodak Tiyatrosu’nda rehberli bir tura katıldım.27 Şubat, önümüzdeki Pazar olduğuna göre, yazının zamanı geldi. KODAK’TAKİ KOLTUKLAR HİÇ DE RAHAT DEĞİLÜç katlı Kodak Tiyatrosu 3.400 oturma kapasitesine sahip. 4-6 kişilik 24 tane de locası bulunuyor. Koltuklar daha bir rahat olur diye tahmin etmiştim, yanılmışım. Kim kazanacak, bir türlü açılmak bilmeyen zarftan kimin ismi çıkacak stresinden kimse koltukların konforuyla ilgilenmiyor herhalde. Bizi gezdiren tur rehberinin en çok karşılaştığı soru, Oscar törenini canlı izlemek için ne yapılması gerektiğiymiş. Biz de geleneği bozmadık ve sorduk tabii. ‘Oscar adayı, Akademi üyesi (ki üye sayısı 5.700 olduğundan onların da hepsi töreni izleyemiyor) ya da onun yanında getirdiği şanslı kişi değilseniz, hiç şansınız yok’ dedi. Yerler parayla da satın alınamıyormuş. Ama demokrasilerde çare tükenmez. İlle de Oscar törenine katılmak istiyorum diyenlerin yolunun, koltuk doldurucu olmaktan geçtiğini öğrendim.BU İŞ İÇİN ŞIK OLMAK ŞARTEvet, koltuk doldurmak. İnsanın aklına hemen böyle bir törende boş koltuk mu olur, sorusu geliyor. Peki ya rujunu tazelemeye giden bayanlar, heyecandan sık sık tuvaleti gelenler ve de tabii ödülünü almak için sahneye çıkıp, neredeyse tanıdıkları herkese teşekkür edenlerin boşalttıkları koltuklar?Dünyanın dört bir köşesinde canlı yayınlanan bu muhteşem törende kısa bir süreliğine bile olsa boş yer görüntüsüne tahammül yok tabii. İşte bu durumda devreye koltuk doldurucular giriyor. Çeşitli nedenlerle bir süreliğine boşalan yerler, anında en az törene katılanlar kadar şık giysiler içinde olan, misafirlerden ayırt edilemeyen koltuk dolduruculara emanet ediliyor. Bu yıl Oscar töreninde bazı değişiklikler yapıldı. Bazı ödüller kazananlara yerlerinde takdim edilecek. Ana kategorideki ödüllerin açıklanacağı anda ise tüm adaylar sahnede olacak. Bu da koltuk dolduruculara daha çok iş düşeceği anlamına geliyor. Bu Pazar Oscar törenini izlerken Kodak Tiyatrosu’na şöyle bir göz atın. Salondan ayrılan misafirlerin ya da sahneye çıkan adayların yerlerinin boş kalmadığını göreceksiniz. Teşekkürler RayRay Charles’ın hayatını anlatan En İyi
Film, En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu da dahil olmak üzere 6 dalda Oscar adayı olan Ray filmini çok, ama çok sevdim. Filmin kendisine ve Ray Charles’ı canlandıran Jamie Foxx’un müthiş performansına olan hayranlığım bir yana, bir Türk vatandaşı olarak film boyunca acayip gururlandım. Ray’deki karakterler arasında belki de en doğru, en temiz, en ahlaklı olanı Ahmet Ertegün portresiydi. Ertegün’ü oynayan Curtis Armstrong da rolüne hakkını vermiş.Türklerin yabancı yapımlarda hep üçkağıtçı tipler olarak gösterilmesinden, aşağılanmasından bıkmış olanlara Ray ve Ahmet Ertegün ilaç gibi gelecek.En romantik öpüşme sahnesiFilmlerdeki öpüşme sahnelerinden etkilenenler, en romantik olanı hangisi diye merak etmiş ve bir anket yapmışlar. İlk sırada Demi Moore ve Patrick Swayze’nin Hayalet (Ghost) filmindeki öpüşme sahnesi yer alıyor. İkinci sırada Leonardo DiCaprio ve Kate Winslet’ın Titanik’in güvertesinde dudaklarını birleştirdikleri sahne var. Tom Hanks ve Meg Ryan’ın Mesajınız Var (You’ve Got Mail) filmindeki öpüşme sahneleri ise üçüncü sırada yer almış. Ötanazi hakkını kullanan filmlerOscar öncesi sinema dünyası ötanazi tartışmalarıyla çalkalanıyor. Çünkü bu yıl Oscar adayları arasında ötanaziyi konu alan iki film birden var. Bunlardan biri ünlü İspanyol yönetmen Alejandro Amenabar’ın En İyi Yabancı Film Oscar’ının da en güçlü adaylarından olan filmi İçimdeki Deniz. Diğeri ise Clint Eastwood’un En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Film başta olmak üzere pek çok dalda Oscar adaylığı bulunan filmi Milyonluk Bebek (Million Dollar Baby). Şu anda Türkiye’de vizyonda olan İçimdeki Deniz, gerçek bir hayat hikayesinden yola çıkarak felçli Ramon Sanpedro’nun ötanazinin yasallaşması için verdiği savaşı anlatıyor. Bu cuma gösterime girecek Clint Eastwood’un Milyonluk Bebek’inin konusunun ise ötanaziyle bir ilgisi yok aslında. Ringlerde geçen film, bir boks antrenörünün hayatını anlatırken, sadece son sahnesinde sakat kaldığı için ölmek isteyen bir sporcuya yer veriyor. Ama gelin görün ki, Amerika’da şu sıralar özellikle sağcılar ve engelli sporcular Eastwood’un üzerine gidiyor. O ise isyanlarda; filmi çekerken felçli bir sporcunun ölmek istemesinin ötanaziye özendirici olabileceğini hiç düşünmediğini söylüyor. Bakalım ötanazi tartışmaları Oscar gecesinde nasıl yankılanacak...Beyaz perdeden inciler...‘Dur, gitme... Burada güvende, mikroplardan arındırılmış bir bölgedesin.’ (The Aviator-Göklerin Hakimi, Yön: Martin Scorsese, 2004)Bunu biliyor muydunuz?Oliver Stone, Pamir Demirtaş’a, Büyük İskender’in uluslararası hasılatının 100 milyon doları geçmesinde Demirtaş’ın ve Pinema ekibinin büyük payı olduğunu belirten bir teşekkür mektubu yazdı.
button