Güncelleme Tarihi:
Bu yıl ’En Ä°yi Erkek Oyuncu’ dalında Oscar’ın en büyük favorisi Forest Whitaker, Reha Erus’a konuÅŸtu. Whitaker, kendisine Oscar adaylığı getiren "Son Kral"da canlandırdığı, düşmanlarını piÅŸirip yediÄŸi iddia edilen Uganda’lı acımasız diktatör Ä°di Amin’i anlattı. Usta aktör, "Amin’i canlandırmak için 35 kilo daha ÅŸiÅŸmanlayarak hepten aygırlaÅŸtım" diyor.Â
1972’de Afrika’da Uganda’yı ayakları altında ezerek en az 300 bin kişiyi öldürttüğü söylenen, acımasız diktatör İdi Amin Dada’yı yeni nesil pek tanımaz. İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nın "Harika bir lider, iyi bir futbolcu ve boksör" olarak nitelendirdiği İdi Amin, ülkesini yönettiği dönemde düşmanlarını pişirip yediği iddia edildi. Bu vahşi diktatörün en büyük düşü ise askerliğini birlikte yaptığı İskoçların "Kralı" olmaktı. "The Last King of Scotland-Son Kral"da İdi Amin’i canlandıran Forest Whitaker, hem film hem de Amerikan politikası hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar’ın en büyük favorisi gösterilmek nasıl bir duygu?
- Tören gecesini heyecanlanmadan bekliyorum. Beşte birlik bir şans var. Diğer adaylar da önemli filmlerde yeteneklerini gösterip seçildiler. Will Smith, Leonardo DiCaprio, Peter O’Toole ve Ryan Gosling’in performansları harika. Yani jürinin işi zor. Galiba yapılacak en şey Oscar’ın tadını çıkarmak.
Ama sinema dünyasında bu işi bilenlere göre Oscar’ın tek favorisi sizsiniz.
- Tekrar ediyorum. Ne yüreğim daralıyor ne de tasalanıyorum. Alt tarafı bu da bir oyun.
Geçtiğimiz yüzyılın tiranlarından sayılan İdi Amin hakkında çok bilgi toplandığınızı, hatta Uganda’da yerli Swahili lehçesini bile öğrendiğinizi biliyoruz. Sizce İdi Amin nasıl bir insan?
- Uganda’da hálá İdi Amin’i halk kahramanı olarak görenler var. Üstelik bu insanların sayıları hayli fazla. İki yıl önce bu rol için Kevin Mac Donald’dan teklif alınca yanıt vermek için biraz süre istedim. Çünkü böylesine karizmatik bir diktatörü kendi içinize sokmak, onunla aylarca sanki birlikteymişçesine yaşamak kolay bir iş değil. Uzun süre düşündükten sonra bu teklifi kabul ettim. Daha sonra İdi Amin ile ilgili tüm belgeselleri izledim. Halkına yaptığı konuşmaları, attığı nutukları okudum. Siyasetteki her adımını izledim. Evet sonra 35 kilo daha şişmanlayarak hepten aygırlaştım. Çekimler için Uganda’ya gidince de İdi Amin’in akrabaları, silah arkadaşları ve onu tanıyan kişilerle görüştüm. Bu görüştüğüm insanlar arasında İdi Amin’in metresleri bile vardı. Ama Amin’den nefret edenlerle de görüştüm. Kısacası gerçekçi bir İdi Amin portresi çıkarabilmek için herkesle görüştüm.
İdi Amin ülkesinde çok can almış bir diktatör olarak biliniyor.
- Biraz öncede söyledim. O bir devlet başkanı. Askerliğini Britanya Kraliçesi’nin emrinde Kenya’da yapmış. Buradaki İskoç Tümeni onu bağrına basınca krallığı kafasına koymuş. Onun için gerçek bir askerdi diyebilirim. İdi Amin ayrıca şampiyon bir boksörmüş. Fazla kilolarına rağmen futbol da oynamış. Evet, İdi Amin aynı zamanda bir caniymiş. Kimine göre 80, kimine göre 300, medyaya göre de 500 bin insanın canına kıymış.
KÖKLERÄ°MÄ° AFRÄ°KA’DA BULDUMÂ
İdi Amin’in düşmanlarını pişirtip yediğini söyleyenler de var.
- Evet bunları söyleyenler de oldu. Düşmanlarını canlı canlı timsahların arasına attığını da anlattılar. İdi Amin, İngiltere’de bir asker olarak yetiştirilmiş ve kendisini de her zaman bir asker olarak görmüş. Ülkesine döndüğünde Uganda ekonomisinin yüzde 90’nı yabancıların elindeydi. Yerli halk açlık ve sefalet içindeydi. İdi Amin, başa geçtiğinde önce yabancıları kovuyor, gitmeyenleri de öldürtüyordu. Ne yazık ki, vahşilikte insanlığın bir parçası.
İdi Amin’i karizmatik bulduğunuzu söylediniz...
- "Nereden nereye gelmek" diye bir kavram var. Cahil olduğu kesin. Ama kendisinden daha da cahil, ömür boyu başkanlığı üstlenen Milton Obote’yi tek fiske ile deviriyor. İktidarı kapınca da taşıdığı üniformaya korkunç değer veriyor. Önce kendisini, yani üniformasını dekore ediyor. İngiltere’den parayla aldığı nişanlarla göğsünü donatıyor. Göğsüne nişanları takacak yer bulamayınca da ceketini Frak gibi uzatıyor. Medyanın gücünü ve desteğini bildiği için uluslararası basına sıcak yaklaşıyor. Yabancı basınla sürekli dirsek temasında olup, onlara röportajlar veriyor. Adını duyurduktan sonra da Amerika’ya, hatta önceleri kendisini destekleyen İngiltere’ye kafa tutuyor.
Filmin büyük bir bölümü Uganda’da çekildi değil mi?
- Evet, böylece İdi Amin rolünü daha içime sindirme olanağı buldum. Köklerimin, ruhumun baş durağı Afrika’ydı. Uganda’da kendimi evimde hissettim. Afrika’da ufka bakarken oralı olduğumu anladım ve birden yönetmenlik isteğim kabardı. Yüzlerce proje düşündüm. Örneğin çocuk askerleri konu alan bir filmi çekmeye hazırlanıyorum.
Yeni umudumuz Obama
Uganda’da İdi Amin ile ilgili neler öğrendiniz?
Kadınlara aşırı düşkünmüş. Sarayında inanılmaz lüks partiler verirmiş. Ayrıca tam bir hız tutkunuymuş. Maserati hayranlığı varmış. Düşmanlarını tek tek temizledikten sonra başka ülkelerdeki düşmanlarını aramamış ve Tanzanya’ya saldırmış. Bana göre İdi Amin zalim bir insan ama aynı zamanda çekici bir lider.
Siz Hollywood’da Bush karşıtlarının baş aktörlerindensiniz...
Röportaj: Reha ERUS