Örümcek Adam’ın düşmanı çok

SPIDER MAN 3

İçindeki kötülüğün ortaya çıktığı sahneleri başarıyla kotaran Tobey Maguire’ın oyunculuğuyla göz doldurduğu Örümcek Adam 3'ün en büyük dezavantajı kötü adam sayısının artmış olması. Sam Raimi konuyu toparlamakta zorlandığı gibi kötü adamlara da hak ettikleri özeni gösterememiş. Yine de kabul etmek gerek, karşımızda gerek bütçesi, gerekse de aksiyon dozu yüksek sahneleriyle büyük bir yapım duruyor. Eğlendiren, heyecanlandıran ve sıkmadan izlettiren bir film arıyorsanız, Örümcek Adam 3 hiç de fena bir seçim değil.

Seri filmlerin yapımcı ve yönetmenleri için izleyici baskısı fena bir şey.

Bizler asla tatmin olmuyor, her yeni filmde bir yenilik, bir rekor, öncekilerden daha iyi, daha üstün, daha farklı bir şeyler istiyoruz.

Örümcek Adam 3, bu anlamda dersini iyi çalışmış bir film olarak çıktı karşımıza.

Rekor deseniz var. Hem de ne rekor? Örümcek Adam 3, 350 milyon dolar civarındaki bütçesiyle tüm zamanların en pahalı filmi. Bir sonraki filmle egale edilmesi ve yerini yeni bir rekora bırakması muhtemel olsa da rakam dudak uçuklatıyor!

Örümcek Adam 3’ün bir başka gurur kaynağı ve yeniliği kostüm tasarımcılarının ve terzilerin elinden çıkma. Tobey Maguire bu kez siyah kostümlerle de çıkıyor karşımıza. Siyah rengi sevenler (ki ben de onlardanım) alınmasın ama siyah gücün, asaletin, gizemin rengi olduğu kadar karanlığın ve kötülüğün de rengidir. Örümcek Adam beyazperdedeki hayatında ilk kez karalara bürünmüş oluyor ve içindeki kötülükle, kibirle tanışıyor.

Ve gelelim kötü adamlara. Yeniliğe doymayan yapımcılar Örümcek Adam’ı bir kötü adam kesmez demiş olacaklar ki, bu kez karşısına birbirinden acımasız üç kötü adamla birden çıkıyorlar.

Evet, filmde bu kadar çok kötü adam varken hikaye haliyle biraz dağılıyor. Ama senaryo yazarı ve yönetmen Sam Raimi, süper kahraman filmlerinde derinliğe önem verilmediği tarzındaki klişe eleştirilerden kendini sıyırmak istemiş olacak ki, işin karakter geliştirme kısmını sıkı tutmuş.

Düşman sayısındaki fazlalık yönetmenin işini zorlaştırmış tabii ki. Bir düşmanı ete kemiğe büründürmek varken üç ayrı düşmanla uğraşmak çok daha zor. Üstelik bunlar harç tutmayan bir kumdan kale Kumadam, çizgi romanın unutulmaz kötüsü Venom ve Yeni Goblin olunca iş daha da zorlaşıyor. Haliyle filmin süresi de, şişkinliği de artmış oluyor.

KİLİSEDE AKLANMA SAHNESİ

En görkemli düşman, ‘hop hop hop haydi ton ton’ misali istediği şekle girebilen, yumruk geçiren ama sert kroşeler atabilen Kumadam. Ortaya çıktığı sahnede kum taneciklerinin yaptığı dansa ve o sahneye eşlik eden müziğe hayran kalacağınızı şimdiden söyleyeyim. Bence filmin en özenli ve özel sahnelerinden biriydi.

Venom, çizgi romanın hayranlarının en sevdiği karakterlerden. Örümcek Adam’ın güçlerinin aynısına sahip olan ve bunları kötülük için kullanan Venom burada sanki biraz harcanmış gibi. Yaklaşık 2,5 saatlik filmde kısa bir süre perdede görünüyor ve pek varlık gösteremeden gözümüzün önünde yitip gidiyor. Venom’daki müthiş potansiyelin es geçildiğini üzülerek belirtmem gerek. Örümcek Adam ve Venom arasında kilisede gerçekleşen alışverişin, aklanma seansının yorumunu ise size bırakıyorum!

ERKEKSENİZ TEKER TEKER GELİN

Önceki filmleri izlemiş olanlar için en anlam ifade eden düşman Harry Osborn, yani Yeni Goblin. İki eski dost arasındaki husumetin nedenini bildiğimizden onlar arasındaki kavga dövüşü izlemek daha da bir anlamlı oluyor. Dahası filmin en iyi aksiyon ve kavga sahnelerinde de sahnede Örümcek Adam ve Yeni Goblin var.

Gelelim dördüncü düşmana; siyahlar giyen kahramanımıza, yani Örümcek Adam’ın içindeki ikinci benliğe. Siyah kostüm Örümcek Adam’ı çok daha hızlı, güçlü ama bir o kadar da kötü, kendini beğenmiş ve saldırgan yapıyor.

Sam Raimi gücün nasıl bir tehlike dönüşebileceğini anlatmak için güzel bir metafor seçmiş. Film, insanın en büyük düşmanı kibir ve kendini fazla beğenmedir demeye getirerek anlayana güzel de bir ders vermiş oluyor.

Bu dersin anlaşılmasında her geçen filmle birlikte Örümcek Adam kostümünün içini daha da iyi dolduran Tobey Maguire’ın rolü de büyük.

Maguire, Peter Parker’ın gelgitlerini, kötülüğe, karanlığa yaptığı yolculuğu ve güce yeniden kavuşması için onun en büyük erdemleri olan şefkat, alçakgönüllülük ve iyiliği keşfedişini perdeye başarıyla yansıtıyor.

Örümcek Adam 3’te, rolüne bu kez çok daha iyi oturmuş bir Tobey Maguire, etkileyici aksiyon sahneleri, müthiş bir görsellik ama kötü adam enflasyonu nedeniyle yerine oturmamış taşlar var. Adamakıllı bir kötü adamı, birbirinden rol çalan kötü adamlara tercih ederdik doğrusu.

Bundan sonraki filmler için Örümcek Adam’ın düşmanlarına şunu söylemek lazım: Türk filmlerinde duymaya alışık olduğumuz repliği ciddiye alsınlar ve mümkünse “teker teker gelsinler”.

KUM ADAM ELE AVUCA GELMİYOR�

Kumadam ilk olarak 1963’te The Amazing Spider-Man #4’te çizgi roman meraklılarının karşısına çıkan, klasikleşmiş bir kötü adam. Flint Marko/Kumadam, Marvel evreninin elle tutulamayan kötü adamı. Örümcek Adam tam her şeyi çözdüğünüzü düşündüğünde, rakibi bir kum bulutuna dönüşüyor, çekiç yumruğunu savuruyor ya da kum yığını haline geliyor. Karmaşık Kumadam rolünü Sideways filminden hatırlayacağınız Thomas Haden Church canlandırıyor. Church role hazırlanmak için bir yıldan fazla zaman harcamış ve çekimler başlamadan önce fiziksel çalışmalar ve diyet uygulayarak yaklaşık 10 kiloluk kas yapmış.