Ortadoğu’nun holdem başkenti Girne

Holdem ya da Teksas Holdem, 2 kapalı 5 açık kağıtla oynanan, şanstan çok zekaya dayanan bir tür poker. Birkaç arkadaş birinin evinde toplanıyor veya internetteki poker sitelerinde ya da Facebook’ta oynuyorlar. Üst düzey yöneticiler de, yılların pokercileri de bu furyaya kapılmış durumda. Ama en çok yaşları 20-35 arasında değişen gençler. Çünkü onlar interneti takip ediyor, Holdem kitaplarını ders çalışır gibi yalayıp yutuyor, Eurosport ve E2 kanallarında yayınlanan Holdem turnuvalarını izliyor. Holdem hastalarına göre bu oyun, satranç ve briç gibi bir beyin sporu. Fakat isminde poker geçiyor olması nedeniyle Türkiye’de kumar olarak görülüyor ve turnuvalar düzenlenemiyor. Ama Ortadoğu ve Balkanlar’ın casino durağı Kıbrıs bu yasaktan ari. Holdem patlamasını bir sene önce fark eden Girne- Merit Grand Casino geçen hafta sonu ikinci uluslararası Holdem turnuvasını düzenledi. Büyüködülün 250 bin dolar olduğu yarışmaya katılmak için 1500 dolar ödemek gerekiyordu. İşte İsrail, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, İran ve Türkiye’den toplam 170 kişinin katıldığı turnuvanın hikayesi.

Teksas Holdem oyuncularını onarlı gruplar halinde 17 masaya dağıtacak bilgisayar programı çalışmaya başladı. Kazakistan ve Rusya’da kapanan casinolardan transfer edilen ve 6 ay boyunca hem Türkçe, hem de Teksas Holdem eğitimi verilen dealer’lar (krupiye) yerlerini aldı.

Turnuvanın ilk günü olmasına rağmen salonun lobisinde bekleşen oyuncular çoktan sohbeti koyulaştırmış, Holdem terminolojisiyle dolu diyaloglarında turnuvayla ilgili kehanetlerde bulunuyorlardı. "Abi sence çok balık var mıdır?" diye sordu Selim Çıtak (23). Koç Üniversitesi Endüstri Bölümü’nü yeni bitiren Çıtak, aslında profesyonel satranç oyuncusu. Kısa bir süre öncesine kadar milli takımdaydı, bıraktı, Holdem’e başladı. Satrançtan gelen bir alışkanlık olacak, Holdem için de her gün antrenman yapıyor. Günde en az 3-4 saat internette oynuyor, Amazon’dan ısmarladığı Holdem kitaplarını okuyor. Acaba çok balık var mıdır, diye sorarken turnuvada oyunu tam bilmeden heves edip gelmiş, kolay elenecek çaylak yarışmacı çok mudur demek istiyor. cevap Sarp Övütmen’den (32): "Oğlum deli misin vardır tabii. İnşallah sürekli all-in basıp turnuvayı spaslamazlar!" O da şunu demek istiyor: Umarım çaylaklar hesap kitap yapmadan sürekli rest çekip turnuvayı germezler!

Merit Grand Casino’nun bilgisayarları yarışmacıları masalara dağıttıktan sonra, daha birkaç dakika öncesine kadar neşeyle sohbet eden oyuncular Holdem kimliklerine bürünüyor, ciddileşiyor.

ŞAPKALAR GÖZLÜKLER TAKILDI UĞUR BİBLOLARI HAZIRLANDI

Çoğu, surat ifadesi rakipleri tarafından anlaşılmasın diye şapka ve gözlük takıyor. Uğur niyetine kullanılan küçük biblolar turnuva için özel olarak yaptırılan chip’lerin yanına konuyor. Gençler kulaklarına I-pod’larını takıyor. 50’li yaşlardakiler uzun süren bir ritüelle purolarını yakıyor. Salonun dondurucu klimalarından etkilenmek istemeyenler dağıtılan polar şallara sarınıyor. Gözetmenler ellerinde skorları tutacakları dosyaları hazırlayıp yerlerini alıyor. Ve iki gün sürecek turnuva hem İngilizce hem de Türkçe yapılan anonsla başlıyor.

KARI KOCA İŞİ BIRAKMIŞ SADECE HOLDEM OYNUYOR

170 kişinin katıldığı turnuvada sadece 3 kadın oyuncu var. Christina Michael (37) Güney Kıbrıslı bir Rum. Bir promosyon şirketinde müdür olarak çalışıyor. Akranları Holdem’i bilmediği, internette oynamaktan da sıkıldığı için bu turnuvaya katılmış.

Kuşadası’nda yaşayan ev hanımı Nejla Kaymakçıoğlu (34) Holdem’e bayılıyor çünkü oynarken aklına başka hiçbir dert gelmiyor. Meditasyon yapar gibi hayatın yorucu bütün detaylarından sıyrılabiliyor.

"Geçen hafta bir trafik kazası geçirdim, omzum çıktı ama yine de kızımı alıp buraya geldim. Eşim de destek oldu çünkü kafamı böyle dağıtacağımı biliyor" diyor. Ceren Evliyagil’in (35) durumu biraz daha farklı. O, turnuvaya eşi Mert’le katılıyor. Evliyagil çifti 1.5 yıl öncesine kadar inşaat sektöründe çalışıyordu ama artık sadece günde 12 saat Holdem oynuyorlar. "Kanepenin bir köşesine ben geçiyorum, öbür köşesine Mert. Açıyoruz laptop’ları aralıksız oynuyoruz. Şükür ki ikimiz de Holdem’e bayılıyoruz. Yoksa evliliğimiz biterdi. Şimdi diğer Holdemci arkadaşlarımızla birlikte Türk Holdem Kulübü kurmaya çalışıyoruz" diye anlatıyor Ceren.

Salondaki diğer kadınlar eşlerine ya da sevgililerine refakat etmekle yetiniyor. Evrim Baloğlu (30) kendisi gibi makine mühendisi eşi Türker’i izliyor: "Ben hiç sarmadım Holdem’e ama eşim çok seviyor, çok eğleniyor. Ben de ona destek oluyorum."

MANİKÜRCÜYE BU KADAR EL GELMİYORDUR BİR GÜNDE

Öğlen 14.00’te başlayan turnuva gece 01.00’e kadar sürüyor. Casino görevlileri oyunculara aralıksız sandviç, sigara böreği, meşrubat ve bira servisi yapıyor. Küllükler iki dakikada bir özel fırçalarla temizleniyor. Bu arada oyuncular yavaş yavaş eleniyor ve salonun lobisinde birikip dünyanın en önemli meselesini konuşur gibi ciddiyet ve heyecanla turnuvanın kritiğini yapıyor. Sohbet bazen, "Abi yani 4 saattir elime gelen en iyi kağıt iki tane 4’lüydü. Benim karşımdaki İranlı çocuğa ise Allah yürü ya kulum demiş. Manikürcüye bu kadar el gelmiyordur bir günde" gibi absürd noktalara varabiliyor.

11 saatin sonunda turnuvanın en iyi 10 oyuncusu, yani final masası belirleniyor. Final masasına kalmak önemli çünkü bu masadaki herkes bir miktar para ödülü kazanacak. Bu masadan ilk elenen 250 bin dolarlık ödülün yüzde 2’sini, birinci olan ise yüzde 30’unu alacak.

İSTANBULLU AUDİT’ÇİYLE MERSİNLİ DOKTOR KAFA KAFAYA

Final ertesi gün oynanıyor. Masanın bilgisi nedeniyle favorisi Sarp Övütmen ve tecrübesi nedeniyle saygı gören İsrailli oyuncu Avi Sassoun (52) ilk yarım saatte eleniyor. Onları sadece 10 aydır Holdem oynayan Menny Cohai (32) ve Atina’da inşaat şirketi sahibi ve haftanın 4 günü arkadaşlarıyla Holdem oynayan Pol Tisiltiklis (42) izliyor.

Bir saatin sonunda final masasında sadece üç kişi var. Üçüncü olan Aytuğ Kolonkoya (46) bir kadın doğum uzmanı. Aynı zamanda milli briç oyuncusu, 2007 Türkiye şampiyonu. Hayatında ikinci kez Holdem oynamasına rağmen strateji oluşturmak konusunda briçe benzediği için Holdem’de başarılı olduğunu söylüyor. Masanın ikincisi Cumhur Güler (38) de Mersinli bir doktor. Haftada en az iki kez arkadaşlarıyla toplanıp 3’er saat oynuyor, yurtdışından getirdiği 25 adet Holdem kitabını bitireli çok olmuş. Ayrıca günde 2 saat de bir hocadan ders alıyor. Eşi ve çocukları ona çok destek oluyor.

Cumhur Güler’le 20 dakika boyunca kafa kafaya gelen sonra da Güler’in restini görüp turnuvayı kazanan Emre Nuhoğlu (31) uluslararası ilişkiler okumuş, işletme master’ı yapmış, şu anda İstanbul’da bir denetim (audit) şirketinde çalışıyor. Payına düşen 63 bin dolarlık çeki aldığında sevinse mi üzülse mi karar veremiyor çünkü turnuvaya geldiğini eşinden gizlemiş. Patlatılan şampanya ve konfetiler eşliğinde arkadaşım Levent Arslan’a poz verirken "Eyvah, eyvah, bu Hürriyet’te çıkacak di mi! Bittim ben!" diyerek gülüyor.

HOLDEM NEDEN 21. YÜZYILIN OYUNU OLDU

Bütün iyi Holdem oyuncularının hemfikir olduğu bir konu oyunun matematikle yakından ilişkili olduğu. Olasılık hesabı yaparak rakiplerinin elini takip edeceksin, uzun vadeli bir stratejin olacak, her adımda, oyunun doğasından kaynaklanan her karar anında, bu stratejide akıllıca değişimler yapacaksın. Bunları doğru yaparsan kazanma olasılığın yüzde 70. Yüzde 30 da şansına kalmış.

Holdem dünya şampiyonlarından usta oyuncu Dan Harrington, "Harrington on Holdem" adlı kitabında Holdem’in neden bu kadar sevildiğini şöyle açıklıyor: "Holdem bugüne kadar yaratılmış poker oyunları arasında en iyi tasarlanmış olanı çünkü oyuncuya sağladığı enformasyon bakımından en tatlı noktada: 5 kartın kapalı olduğu pokerlerde (biz buna Türk pokeri diyoruz) yetersiz bilgi vardır ve oyundaki başarı tamamen şansa kalır. 4 açık kart, 1 kapalı kartın olduğu pokerde ise gereğinden fazla bilgi vardır ve zevkli değildir. Bu nedenle 2 kapalı 5 açık kartla oynanan Holdem zeka ve eğlencenin en üst seviyede olduğu oyun."

TEKSAS’TA DOĞDU

Kesin bir bilgi yok ama Holdem’in 1900’lerin başında Teksas’ın Robstown kasabasında doğduğu, 1960’larda Doyle Brunson ve Amarillo Slim gibi ünlü pokerciler tarafından Las Vegas’a tanıtıldığı tahmin ediliyor. 2000’lerin başından itibaren salgın gibi tüm dünyaya yayılmış. Televizyon programları Holdem’in yayılmasında en önemli faktör. Çünkü bu programlarda izlediğiniz oyuncuların, ki bunlar bazen Colin Farrell gibi Hollywood yıldızları bile olabiliyor, elindeki kağıtlar masanın altına yerleştirilen kameralar sayesinde ekrana yansıyor. Böylece Shakespeare’in oyunlarında sıkça kullandığı dramatik ironi, ekranda birebir yaşanıyor: Biz izleyiciler kimin elinde ne olduğunu net bir şekilde görebiliyoruz ama ekrandakiler bilmeden hareket ediyor. Heyecanlı bir tiyatro ve eğlencelik haline geliyor oyun.

VEGAS’TAN GELEN PROFESYONEL HOLDEMCİ

Bashar Josef, İsrail’den gelen 60 kişilik ekibin en iyi oyuncusu. Hayatını Holdem oynayarak kazanıyor. Kıbrıs’taki bu turnuvadan önce Las Vegas’taydı. Arkadaşları, "Günlük hayatta biraz salaktır ama Holdem’de bir sihirbaz" diye anlatıyor onu.

OKUL PARASINI HOLDEM’LE ÖDÜYOR

Tachan Başarıcılar (24) Bilkent Üniversitesi Turizm’i bitirdi, şimdi yine Bilkent’te hukuk okuyor. Holdem’i internette indirdiği videolar sayesinde öğrendi. İnternette oynadığı Holdem’den kazandığı paralarla okul ücretini karşılıyor. Ankara’da yaşları 20-25 arasında değişen 50 kişilik bir Holdem grubu var. Haftada en az 2 kere toplanıp oynuyorlar.

TAHRAN’DAN GELDİLER AİLELERİ BİLMİYOR

Hamidreza Salimi (25-soldaki) ve Alireza Parsadeh (22) İranlı iki kuzen. Kaliforniya Üniversitesi’nden mezunlar. Şimdi Tahran’da yaşıyorlar. Holdem’i ABD’de öğrenmiş, Vegas’taki turnuvalara katılmışlar. Aileleri Kıbrıs’ta olduğunu biliyor ancak Holdem turnuvasına katıldıklarını bilmiyor.

TV’DE GÖRDÜ, KİTAPTAN ÖĞRENDİ

Ahmet Salman (24) İTÜ Gemi İnşaat Mühendisliği mezunu. İzmit’te bir şirkette çalışıyor. 3 yıl önce televizyonda izledi, sonra internetten Holdem kitapları indirerek öğrendi. 12 kişilik arkadaş grubuyla haftada bir toplanıp oynuyor.

ORGANİZASYONU YAPARKEN KONTÖRLER GİDİYOR

Onur Ünsal (21), Bilkent Üniversitesi mütercim tercümanlık bölümünde okuyor. Holdem şansa değil, beceriye dayandığı, kontrol onda olduğu için seviyor. 30 kişilik arkadaş grubuyla okul zamanı haftada bir, tatil zamanı 5 gün toplanıyor. Arkadaşları toplamak için mesaj ya da telefonla hep o aramak zorunda kalıyor. Kontörlerinin bitmesinden şikayetçi. Amacı ABD’de yaşamak ve profesyonel Holdemci olmak. Emekli öğretmen annesi ve emekli subay babası Onur’un bu hedefine "Manyak mısın, nesin oğlum?" şeklinde karşı çıkıyor.