Güncelleme Tarihi:
Ama şimdi, benim gibi, işini seven, çalışkan bir romancı. Birbirimizi kitaplarımız aracılığıyla tanıdık ilk. 2006’da, Nobel Ödülü’nün bana verilmesinden iki ay önce ‘Benim Adım Kırmızı’ Çince yayımlanınca Mo Yan romanı okuyup Pekin’deki Türk Büyükelçiliği’ndeki bir toplantıya katıldı, Çin basınında romanım hakkında tatlı sözler söyledi. 2008’de Pekin’e gittiğimde buluştuk, arkadaşlık ettik, yemekler yedik. 2012’de Nobel Ödülü’nü aldıktan sonra Mo Yan Çin dışına ilk çıkışında İstanbul’a geldi. Bu hafta eşiyle yazıhaneme uğradığında Boğaz manzarasına ve kitaplara baktı, sonra da benim masama oturmak istedi. O zaman ben de yanına gittim, kızım Rüya bu fotoğrafı çekti. Türkçeye yeni çevrilen ‘Kızıl Darı Tarlaları’nın geniş hayalli yazarı bilgisayar kullanmıyor, romanlarını benim gibi, otuz yıldır, elle kâğıda yazıyor. Yazarlık için gerekli sabırdan, yalnızlıktan ve çalışma masasına bağlılıktan söz ettik bir ara. Şaka yapıp Mo Yan’ı güldürünce seviniyorum ve zorluklarla geçen hayatı yüzünden mi, yazar olduğu için mi bana her zaman sessiz, düşünceli ve kederli gözüküyor, çıkaramıyorum.