Güncelleme Tarihi:
İşte, Pamuk’un New York Times’a verdiği röportajdan satır başları:
* Şu sıralar Firdevsi’nin Şehname adlı kitabını okuyorum. Bitirdikten sonra “Gerçekten iyi” diyebileceğiniz kitaplar romanlardır: “Anna Karenina”, “Karamazov Kardeşler”, “Büyülü Dağ”… Tıpkı Şehname gibi. Zaman zaman iyi kitapların üzerimizde nasıl bir etki bıraktığını hatırlamak ya da Columbia Üniversitesi’ndeki öğrencilerime anlatmak için bu kitaplara başvururum. “En kötü” kitaplar da romanlar arasından çıkar. İyi kitaplar nasıl ki bana yaşama sevinci veriyorsa kötü kitaplar da tam tersi bir etki bırakıp beni depresif bir ruhsal duruma sokar. Sayfaların üzerimde böyle bir etki bıraktığını hissettiğim anda kitabı bırakırım. Kötü bir filmi yarıda bırakıp sinemadan çıkmaya da çekinmem. Hayat çok kısa ve onun her anına saygı duymalıyız.
* Uzun zaman gerilim romanları ile dedektif hikayelerinin zaman kaybı olduğunu düşündüm. Bu yüzden Patricia Highsmith’in romanlarından zevk aldığımı fark edince önce suçluluk duydum. Bir süre sonra bu suçluluk duygusunun gerilimden değil, Highsmith’in okuyucunun katille özdeşleşmesini sağlayan dahiyane anlatım tarzından kaynaklandığını anladım. O Dostoyevski’nin tarzını uygulayan bir suç yazarı. Ayrıca daha fazla John Le Carré kitabı okuyabilmek isterdim. Bir de internette kitaplar hakkındaki konuşmaları okumaya çok fazla zaman ayırıyorum. Bu da kendimi suçlu hissettiriyor.
* Oscar Wilde beni her zaman güldürür. Julian Barnes’in zalim ve şefkatli espri anlayışı var. “The Sense of an Ending (Bitiş Hissi)” adlı kitabı hoşuma gitti. Avrupa fikrine çok fazla inandığımdan Adam Hochschild’in Kral Leopold’un Hayaletleri adlı kitabı beni öfkelendirdi. “Medeniyet, modernite” gibi kavramlar bazen ölümlerin bahanesi olabiliyor.
OBAMA'YA HANGİ KİTABI ÖNERDİ?
* Başkan seçilmesinden yıllar evvel Obama’yı “Babamdan Hayaller” adlı kitabın yazarı olarak tanıyordum. İyi bir kitaptır. Ona ve diğer tüm Amerikan başkanlarına önereceğim kitap, bazen arkadaşlarıma da hediye ettiğim kitaptır aynı zamanda. Onların kitabı okuduktan sonra “Neden bu kitap, Orhan” diye sormalarını umarım. "Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı", Amerika’nın yarattığı sonsuzluk duygusu ile anlam ve değer arayışındaki bireyler hakkında bir kitap. Son derece romantik olan bu kitap, bir roman değil ama her ciddi romanın yapması gerekeni yapabiliyor. Ayrıca bunda pek çok iyi romanın yaptığından daha başarılı: Hayata dair ayrıntılardan yola çıkarak felsefe yapıyor.
* Türkiye’nin Başbakanı’nın orduyu politikadan uzaklaştırma ve kışlalara döndürme politikasına saygı duyuyorum. Fakat onun iktidarda bulunduğu süre zarfında pek çokları gibi siyasi görüşlerim dolayısıyla yargılandım. Bu, beni mutsuz ediyor. Onu kedi olarak resmeden bir karikatüriste dava açmıştı ki buraya gelen herkes bilir ki İstanbul’da yaşayan herkes kedileri çok sever. Bence Erdoğan Japon yazar Natsume Soseki’nin “Ben Bir Kediyim” adlı kitabını keyifle okur. Bu hicivli roman, zeki bir kedi üzerinden aşırı Batılılaşmanın tehlikelerini anlatır.