Gülden AYDIN
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 03, 2008 00:00
Geçmişi yüzlerce yıl öncesine dayanan ve bugün evlerde üretilen geleneksel Süryani şarabı yakında piyasaya çıkıyor. Midyatlı iki Süryani kuyumcu Yuhanna Aktaş (32) ve Jakop Gabriel’in (46) ortaklığı sayesinde. Shiluh adını verdikleri şarap, organik üzümlerden organik yöntemlerle elde edilecek. 1 milyon YTL harcadıkları tesiste, bu yılın sonuna kadar 250 bin litre şarap üretilecek.
Hedef bir yıl sonunda 750 bin litreye çıkmak. İki ortak, Shiluh’un bir bölümünü de Avrupa’daki Süryanilere pazarlamayı düşünüyor. Jakop Gabriel’in Mardin taşından yapılmış konağının terasında 1600 yıllık Mor Abraham Manastırı’nı ve uçsuz bucaksız bağları seyrederek tattık Shiluh’u. Kırmızısı kalın gövdeli ve rayihası damakta kalıcıydı. Beyazı sert içimliydi ve alıştığımız beyaz şaraplara hiç benzemiyordu. İyi ki Aktaş ve Gabriel, Shiluh’u evlerden çıkarmaya, bütün şarapseverlere sunmaya karar vermiş.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Türkiye’ye özel şaraplık üzümleriyle tanınan bir bölge. Mardin ve civarı ise, yüzyıllardan beri Süryanilerin şarap ürettiği bir yer. Jakop Gabriel’e göre, 1970’lerde yurtdışına göç başlamadan önce, Güneydoğu’da 50 bin Süryani yaşıyordu ve çoğu bağcılık yapıyordu. Süryaniler, göçten sonra bu bağların çoğunun Müslümanlar’a geçtiğini, bağlardaki binlerce kütüğün kesildiğini veya yakıldığını söylüyor. Geleneksel şarap üretimi de göç etmeyen bir avuç Süryaninin evinde, ancak kendi ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda devam etti.
Şu anda Mardin, Midyat ve civardaki köylerde 3 bin 500 Süryani yaşıyor. Bağları, ak salkımlı kütükleri gösteriyor Gabriel: "Hepsi en az 100 yaşında. Bunların çoğu Müslümanların oldu" diyor. Müslümanların da bir bölümü bağcılık yapıyor ama daha çok yemeklik üzüm üretiyor.
ŞİRKETİN ADI ASUR BAŞKENTİ NİNOVAYuhanna Aktaş, Midyat’tan hiç ayrılmamış, Jakop Gabriel ise İsviçre’de çalışıp emekliye ayrıldıktan sonra yeniden memleketine dönmüştü. Shiluh’u seri olarak üretmenin hayalini kurmaya dört yıl önce başladılar. Evlerinde, ilkel yöntemlerle yapıyorlardı şarabı. Talep artınca Mardin ve Midyat’ta pet şişelerle satmaya başladılar. Talep günden güne artınca cam şişeye geçtiler. İki yıl önce, yapay mantar tıpalı, kendi imkanlarıyla yaptırdıkları Shiluh etiketi taşıyan şişelerle dağıtmaya başladılar.
Bir gün geldi, nakliyat için koli ısmarlamaları şart oldu. O zaman fark ettiler ki, seri üretime geçmelerine pek bir şey kalmamış. Bunun üzerine yasal izinleri alıp 150-500 bin şişe üretim yapacak bir tesis kurmak için harekete geçtiler. Kurdukları şirketin adı Ninve, yani Asurların başkenti Ninova (Musul’un eski adı). Şarapta uzman bir danışmanlık şirketiyle anlaştılar, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu’na (TAPDK) başvurdular.
Şu anda bütün işlemler bitmiş durumda, izin çıkmasını bekliyorlar. Fabrika ve makinaların uygulama projesi için de Midyat Belediyesi’nden onay bekliyorlar. İlk hasatı bu sonbaharda yapmayı ve yıl sonunda seri üretime geçmeyi planlıyorlar.
SÜRYANİ İŞİNİZ ZOR MÜSLÜMAN GÜNAH DEDİBu işe başlarken yakın çevreleri, "İşiniz çok zor. Büyük engellerle karşılaşırsınız" demiş. Ancak iki ortak, "AB kriterleri var, Avrupa çok hassas bu konuda" diyerek yoluna devam etmiş. Müşteri olarak da sadece Türkleri değil, Avrupa’daki Süryanileri de hesaba katıyorlar. Hatta İsveç ve Almanya’daki akrabaları, Ninve’nin üreteceği Shiluh şaraplarının dağıtımı için şirketler kurmuş.
Süryaniler, şarap gelenekleriyle övünüyor. Aktaş ve Gabriel de "Süryani şarabı ayrıcalıklıdır" diyor. Shiluh’u Antalya ve çevresindeki turistik otellere götürüp tattırmışlar. Aldıkları olumlu tepkiler onları daha da inandırmış projeye.
Gabriel’in tek üzüntüsü, bu girişimlerinin bazı kişiler tarafından "günah" ilan edilmesi. Ama Aktaş, "Herkes değil, azınlıktaki yobazlar böyle tepki gösteriyor" diyor. "Bazı genç arkadaşlar da Midyat’ta şarap yapmayın, başka iş yapın diyorlar. Ama karar verdik, yılmayacağız."
Yuhanna Aktaş, Güneydoğu’ya önem verdiğini sık sık dile getiren AKP hükümetinden destek beklediklerini söylüyor. "Yatırım kararımızdan dolayı tedirgin olmuyor değiliz. Köstek olan yerel memurlar, bürokrasiyi bize karşı kullanmasınlar." Organik şarap üretimiyle ilgili olarak başvurdukları Mardin’deki kadın gıda mühendisinin "Bu yaptığınız günah" dediğini anlatıyor: "Üniversite bitirmiş ve gıda mühendisi. Profesyonel bir teklifle gittik, tepkisi böyle oldu. Sıkıntılarımızı Valiliğe aktardık. Çok olumlu yaklaştılar, yardımcı olacaklarını söylediler."
9 SÜRYANİ KÖYÜNDEN ÜZÜM ALINACAKShiluh fabrikası için Midyat’ın yedi, Mardin’in iki Süryani köyünden üzüm alınacak. Süryanileri kayırdıkları için değil, mecburiyetten. Müslüman bağcıların çoğu günah olduğuna inandıkları şarap için üzüm satmıyor. Mardin’de bağcılık yaygın. Ancak yaş üzüm fazla alıcı bulamıyor. Kuru üzüm de iç piyasada rekabet edemediği için üreticiye para kazandırmıyor.
Gabriel, "Kuracağımız fabrikayla bağcılık yeniden canlanacak ve üzüm yerinde çürümeyecek" diyor. Aktaş hemen ekliyor: "Şimdi günah diyenleri bir de beş yıl sonra görün. Para kazandıkça değişecekler." Jakop’un eşi Diba Gabriel heyecanlanıyor: "Yöremiz 30 yıldır terör içinde yaşıyor. Shiluh ile yeni bir ufuk doğacak."
SÜRYANİCE BARIŞ DEMEKShiluh, iki ortak Jakop Gabriel ve Yuhanna Aktaş’ın köyünün eski adı. Süryanice’de "barış" anlamına geliyor. Hatta köyün adı Türkçeleştirilirken Barıştepe ismi seçilmiş. Shiluh şarapları, yöreye özgü üç üzümden yapılacak: Hinve komi (siyah üzüm), mazrone ve kerküş (beyaz üzüm).
TURİSTLER İÇİN ŞARAP TADIM EVİ
İki ortağın daha pekçok hayali var. Kuracakları fabrika, Mardin ve Midyat’a gelen turistlerin güzergahı üzerinde. Hemen yanı başında Mor Abrohom Manastırı var. Fabrikanın yanına bir şarap tadım evi açmayı hayal ediyorlar. Otobüslerden inen turistler, şarabı hemen tadıp alabilecek. İddiaları o ki, evde ürettikleri kalitede şarabı, seri olarak da üretecekler.