Organ naklinden sonra... azmış

Güncelleme Tarihi:

Organ naklinden sonra... azmış
Oluşturulma Tarihi: Mart 13, 2006 17:48

Vatan haber yapmış (13 mart) ama kaynak belirtmemiş. Anladığım kadarıyla yeni bir haber değil, ABD’de çıkan ve söz konusu kadının başına gelenleri anlattığı ‘A Change of Heart - Kadın Bedenindeki Erkek Kalbinin Müthiş Hikayesi’ adlı kitaptan bahsediliyor.

Ama hikaye - palavra da olsa - ilginç.

Mesela balerin olduğu için beslenmesine dikkat eden Claire Sylvia, birden bire bira ve kızarmış tavuk canavarı kesilmiş. Sonra, ameliyattan önce ‘muhafazakâr’ ve sessiz sedasız bir kadınken, sinirli, aşırı hareketli bir insan olup çıkmış; derken ‘azmış’ üstüne üstlük, rüyasında tanımadığı adamlarla seviştiğini görür olmuş...

Bu değişimin sebebini merak edip araştırmış ve bulmuş: kalbinin ve akciğerinin eski sahibi, yani donör, 18 yaşında motosiklet kazasında ölen Tim adlı bir delikanlıymış. Güya Tim... kızarmış tavuk ve biraya çok düşkünmüş. Ailesi, Tim’in asabi, hareketli ve ... seks düşkünü bir genç olduğunu söylemiş.

Yani - sıkı durun - organ nakliyle birlikte, Tim’in bu ‘huyları’ da Claire’e geçmiş-miş.

Arizona Üniversitesi’nden uzmanlar, bunun mümkün olabileceğini, her 10 organ naklinden birinde, hastanın, donörün özelliklerini aldığını iddia etmişler. Özellikle kalp, karaciğer, akciğer gibi büyük ve hayati organlarda bu durum daha yaygınmış. “Donörün damak tadı ve hobileri hastaya geçebiliyor çünkü her organın hafızası var” demişler.

*

Bu haber size ne kadar inandırıcı geldi, bilemem.

/images/100/0x0/55ea9f6bf018fbb8f88c14c7

Ben, ölüm korkusu geçiren insanlarda görüldüğü gibi, Claire’in de huyunun değiştiğini, belki organ nakline kadar korka korka yaşadığı için birden zincirden boşandığını, yahut ‘ölümlü dünya anasını satayım’ diye rejime mejime boş verdiğini ve ‘yaşım 50’ye geliyor, şunun şurasında beş on sene daha dıııt’ diye ‘azdığını’ düşünüyorum.

Öyleyse, tamam, mümkündür.

Ayrıca Claire etrafı bu numarayla ‘yiyor’ da olabilir, bu da mümkün. Hani ‘organ naklinden sonra bana bir haller oldu şekerim...’ hesabı.

Meşhur olmak ve para kazanmak için uydurmuş da olabilir...

Yok eğer Arizonalı bilim adamlarının iddiası doğruysa, durum cidden vahim.

Mesela...

Zaten organ naklinden çekinen, organ bağışlamak istemeyen, başkasının (kornea’cık bile olsa) organını ‘GÜNAH’ diye reddeden ‘muhafazakâr’ insanları düşünün. Sonun sonu demek bu haber onlar için.

Düşünsenize, ya size organını veren donör... günahkâr bir akşamcıysa mesela!

Yahut acucuk ‘nonoş’ ise...

Kadınsa, hafif meşrep ise...

Bu yaştan sonra ‘huyunu’ değiştirip günaha gark olmaya değer mi? Efendi gibi sevaplarıyla ölmek evla değil mi?

Bundan böyle, bir donörden organ kabul etmeden evvel, aileye gelin alır gibi araştıracaksın:

- Rahmetlinin aile yapısı nasıldı? Büyüklerine saygılı, küçüklerine sevgili miydi?
- Vatanın toprağıyla, milletiyle bölünmez bütünlüğüne bağlı, dilinden “Ezan dinmez, Bayrak inmez” sözü eksik olmayan bir milliyetçi-muhafazakâr mıydı?
- Eline, beline, diline ve sairesine hâkim miydi?
- Namazında niyazında, içkiden, kumardan uzak mıydı?
- Doğru beslenmeye dikkat eder miydi? Akşamları erken yatar, sabahları erken kalkar mıydı?
- İş hayatında çalışkan, disiplinli ve dürüst müydü?
- Erkekse işbilir, tuttuğunu koparır, uyanık biri miydi?
- Kadınsa ev işlerinde maharetli, hamarat, eli lezzetli miydi? İyi beyaz pilav pişirir miydi, hani misal?

İlk aklıma gelenleri yazdım, yoksa bu liste böyle uzayıp gidebiler...

Gerçi bu kadar kendini sıkmak yerine, Zekeriya Beyaz Hoca’ya da peşinen sorulabilir:

- Saaaayın Hocam, bana organ nakli yapıldı, ben de kırkından sonra azdım. Evi barkı sattım, kayınpederi 2 trilyon dolandırdım, karıyı terk ettim, baldızla yattım, içkiye, kumara başladım... Bütün bu günahlar bana mı yazılır, bu işleri başıma açan o namıssız donöre mi? Bana gazeteci-yazar Serdar Turgut’un penisini nakleden doktorun hiç mi kabahati yok?

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!