Oluşturulma Tarihi: Ocak 21, 2005 00:00
ORDU’dayım. Beni buraya biraz da, bu şehri daha da güzelleştirmeyi kendine misyon edinmiş dostum Ergin Karlıbel’in çağrısı getirdi.Dostumun bir tutkusu var: Kendisi gibi, Ordulu öteki işadamları da hem işyeri açıp para kazansınlar, hem de Ordu’ya katkıda bulunsunlar, güzelliğini, tarihi dokusunu koruyacak şeyler yapsınlar istiyor; ama maksadını pek az işadamına anlatabiliyor.Sonuçta genellikle kendi yaptığıyla kalıyor.Karlıbel beni, yeni yaptırdığı gerçekten pek sevimli ve güzel bir butik otelin açılışı nedeniyle çağırmıştı. Ama sadece otel açmadık. Vali Kemal Yazıcıoğlu ile söz konusu dostum bu fırsatı çok iyi değerlendirdiler. Kendisi de Ordulu olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Mehmet Hilmi Güler de gelmişti. Açılışa katılan Ordulu işadamlarıyla bir toplantı düzenlediler. Ordu deyim yerindeyse ‘masaya’ yatırıldı. Ne eksik, ne yanlış hepsini konuştular. Toplantıya ben de katıldım. Karşımıza çıkan en çarpıcı gerçek şu:Karadeniz sahilindeki illerden bir tek Ordu’nun limanı yok. Bu bir...İkincisi... Türkiye’de yaklaşık 80 üniversite var; ama nüfusuna, öğrenci sayısına, altyapısına ve tüm öteki göstergelere bakınca, halen üniversitesi olan birçok ilden önce hak etmiş olduğu kabul edilmesine rağmen hálá üniversitesi olmayan tek il, Ordu kalmış.Devlet kendine düşen bu temel eksikleri giderir, Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayacak olan, Ordu-Sivas arasındaki Dereyolu’nu tamamlarsa bu yörenin ekonomik olarak patlaması işten değil. Çünkü Ordu yılda 90 bin ton ‘bal’ üretiyor; ama satmakta sıkıntı çekiyor? ‘Organik tarım’ın altyapısı halen var; ama ‘büyük üretim, denetim ve pazarlama’ olanağı yok.Ulaşımda zorluk olunca turizm de gelişmiyor. Oysa Ordu’nun yayla turizmine, doğa turizmine çok uygun sayısız ve çok güzel yaylası var.Ulaşım da Karadeniz sahil yolunun bitmesi, buraya liman yapılması anlamına geliyor. Sahil yolu bitince, Samsun ve Trabzon havaalanları, hava ulaşımı sorununu çözebiliyor. Ordulu işadamları eğer toplantı sırasındaki heyecanlarını kaybetmeyip Ordu’ya sahip çıkarlarsa mesele yok. Çünkü toplantıya katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Güler onlara ‘ufuk açıcı’ pek çok öneride bulundu: ‘Şirket kurun? Örneğin elektrik enerjisi üretme, dağıtma alanlarında çok eksiğimiz var. O işlere girin? Doğalgaz Ordu’ya gelecek. Çok yeni iş alanları çıkacak. Onlara girin? Tarımsal üretimi pazarlamanın temel koşulu soğuk hava depolarına sahip olmaktır. Onu yapın? Fındık kabuğunu yakmak servet yakmaktır. Oysa o kabuk, gaz filtrelemede, bio-dizel ve bio-etenol (benzin) üretiminde kullanılır. O işlere girin? Elektrik dağıtım işini özel sektöre vereceğiz. Türkiye 21 bölgeye ayrılıyor. Bu işleri alabilirsiniz? Doğalgazı bir aşamada Ordu’ya getirip bırakacağız. Talip olun, bunun aboneye götürülmesi ve dağıtılması işini alın? Kısaca siz, size düşeni yapın... Bana düşeni de bana bırakın?’Şimdi sıra Ordu’dan (özellikle fındığından) kazanan işadamlarının biraz da Ordu’ya (lafla değil) gerçekten sahip çıktıklarını göstermelerine geldi.Bakalım ne göreceğiz.
button