Güncelleme Tarihi:
* 29 Ocak’ta vizyona girecek Türkiye’nin ilk zombi filmi “Ada: Zombilerin Düğünü”nde rol aldınız. Film için nasıl teklif geldi size?
- Filmin yönetmenlerinden Murat Emir Eren’le daha önce de çalışmıştım. O zamanlar bir film projesinden bahsetmişti, “tamam, yaparız” demiştim ama bir zombi filmi yapacaklarını düşünmemiştim. Derken senaryo geldi ve başladık. Öncesinde zombi merakım yoktu, fakat bu filmden sonra merakım arttı.
* 80’lerde zombi filmleri furyası vardı. O zamanlar yaş sınırı da yoktu, bol bol izlerdik. Sizin çocukluğunuz nasıldı?
- Korku filmlerini izlediğimi hatırlamıyorum ama Eskişehir’in bir kasabasında doğmuşum. Memur bir babanın kızıyım. Ben ortaokul birinci sınıftayken, babamın tayini çıkınca Kütahya’nın bir kasabasına gittik. Liseye başlayacağım zaman daha büyük bir şehirde, daha iyi imkanlarla okumak istediğim için, babamdan emekli olmasını istedim. O da beni dinledi ve Eskişehir’e gittik.
* Tek çocuk musunuz?
- Hayır, iki ablam daha var; Gerçek ve Hayal. Üçümüz bir aradayken Gerçek, Hayal ve Rüya oluyoruz!
* Oyunculuk hep istediğiniz bir şey miydi?
- Oyunculuktan önce keman virtüözü olmak istiyordum ama olmadı. Eskişehir’de Halk Eğitim Merkezi’ne gidiyordum. Ben batı müziği istiyordum ama merkezde Türk sanat müziği öğrenmem gerekiyordu. ılk çaldığım şarkı Fenerbahçe marşıydı. Sonra devamı gelmedi, kemanı evde duvara astım, öyle duruyor.
* İlk sinema filminiz “Sınav”dı. O film için nasıl teklif aldınız?
- Ben bir ajansa kayıtlıydım. Bir sinema filmi için görüşmeye çağırdılar. O sırada da Eskişehir’deydim ve annemler taşınacaktı, yardım gerekliydi. Daha önce de benzer teklifler gelmişti üstelik, seçmelere gitmiştim. Bir gidiyorsunuz, sizin gibi 100-150 kişi daha var, bekliyorsunuz. Bu yüzden istemedim. “Sınav” filminden de hiç umutlu değildim. Çünkü başrol demişlerdi. Üç kez aradılar beni, üçüncü seferde annemin ısrarıyla gittim. Seçmeler yapılırken, filmin içinden bir bölümü oynamamı istediler. Kameraya oynadım ve kabul edildim.
* Okan Bayülgen’in ekibinde de yer almanız nasıl oldu?
- “Sınav” filminden sonra kendimi birden Okan Bayülgen’in programında doğaçlama yaparken buldum! Gürgen (Öz) ve Murat (Akkoyunlu) gibi profesyonel oyuncuların yanında çok hanım hanımcık kaldım. Televizyonda biraz daha çılgın olmak gerekiyor. Tabii Okan’ın yanında televizyonla ilgili çok tecrübe edindim. Sunuculuk yaptım, canlı yayın tecrübem oldu ama oyunculuğu daha çok sevdim.
ANNEM KANALI DEĞİŞTİRMİŞ
* “Sınav”da öpüşme sahneniz vardı. Bazı oyuncuların kuralları olur ya, siz nasıl karşıladınız bu durumu?
- Görüşmeye gittiğimde yönetmen Ömer Faruk Sorak, “Rüyacığım, ısmail Hacıoğlu ile yağmurlu bir günde, dışarıda, masumane bir öpüşme sahnen var. Bir de erkek sporcuların giydiği boxer ve atlet ile ayna karşısında sahnen olacak. Önce ailene danışıp, bana öyle cevap vermeni istiyorum” dedi. O bunları anlatırken, ben ‘masumane’ lafını hiç duymuyor, “Ne yapacağım şimdi” diye düşünüyordum. Önce anneme söyledim. “Kızım bu senin işin. Eğer bunu yapacaksan, rolüne uygun şekilde yaparsın” dedi. Ben de “Anne seni biliyorum da ya babam?” diye sordum. “Ben söylerim ona” dedi. Babam da bu konuda büyük anlayış gösterdi.
* Babanız izledi mi peki öpüşme sahnenizi?
-İzledi. Film televizyonda gösterildiği zaman annem o sahneyi değiştirmiş ama...