Mesude ERŞAN
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 05, 2008 00:00
Pratik bir genç kalma yöntemi daha... Üstelik zevkli... Öpüşmek yüz kaslarını çalıştırarak, yüzdeki kan dolaşımını artırır ve kırışıkların da ortaya çıkmasını önlemeye yardımcı olur. Sağlığa başka yararları daha var. Yine de uzmanlar, "Sağlığımız için öpüşelim" demeden önce, öpüşmekle başta diş çürüğü olmak üzere bazı hastalıkların bulaşabileceğini söylüyorlar.
Nişantaşı Doktorlar Merkezi’nden Uzman Dişhekimi Can Tokman gerek estetik görünümü bozan gerekse ciddi ağız-diş sağlığı sorunlarından olan çürüğe yol açan bakterilerin tükürükle taşınabildiğini söylüyor.
Sağlıklı bir insanın ağzının içinde 400’ün üzerinde mikro- organizma tipi ve dünyadaki insan nüfusundan fazla mikrop, dişlerin üzerinde, dokularda ve özellikle de dilimizde yaşıyor. Bu mikro-organizmalar, şeker ve karbonhidratlarla beslenirlerken bir sonraki diş fırçalamasına kadar sayılarını katlar ve her öpüşmede milyonlarcası öpüştüğümüz kişiye aktarılır.
Dişhekimi Tokman, "Neyseki partnerimize aktardığımız bakterilerin yüzde 80’i hemen tüm insanların ağzında bulunuyor. Kalan diğer yüzde 20’yi aktardığımızda (ya da aldığımızda) bağışıklık sistemimiz, bu mikropları tanıdığı için onlara uygun bir savunma sistemi hazırlamasına yardımcı oluyor" diyor.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNE GÖRE DEĞİŞİYOR
Diş çürüğü dişi koruyan mine tabakasının deformasyonuyla başlıyor. Tatlı yiyecekler, kuru üzüm, şekerlemeler ve çikolata gibi yiyecekler diş üzerinde temizlenmeden kaldığında da bu artıklar mikroplar için ideal ortamı oluşturuyor. Mikroplar ürediklerinde ağızdaki asit-baz dengesini kendi lehlerine değiştiriyorlar. Bunun sonucunda diş çürükleri oluşuyor.
Tükürük ve diş plağında yaşamakta olan "streptococcus mutans" diş çürüklerinden sorumlu bakteri olarak tanımlanıyor. Tükürükle bir kişiden diğerine geçebildiği yapılan çalışmalar sonucunda kanıtlandı. Bu yayılma taşıyıcının ne kadar enfekte olduğuna, alıcının diyetine ve bağışıklık sistemine göre farklılıklar göstermektedir.
KARŞIT GÖRÜŞLER DE VAR
Bakterilerle ilgili çalışmalar ve araştırmalar sürerken bir grup bilim adamı da öpüşmenin çürüğü önlediğini iddia ediyor. Bu araştırmacılara göre salya ağzın kendi kendini temizleyen doğal mekanizmalarından biri. Öpüşmek tükürük salgılanmasını tetikleyerek, çürüğe neden olan yiyecek artıklarının uzaklaştırılmasında rol oynuyor.
Sonuç olarak, kazandırdıkları ve kaybettirdikleriyle öpüşmeye devam ama ağız hijyeninde diş fırçalamak kadar olmasa da öpüşmenin de etkisi olduğunu unutmamak gerekiyor.
Öpüşmeyle bulaşabilen diğer hastalıklar
Öpüşme ile özellikle bazı viral sistemik hastalıkları alıp verebiliriz. Bunların başında herpes simplex (HSV) ve epstein barr (EBN) adı verilen virüsten kaynaklanan hastalıklar geliyor. Herpes simplex vücuda girdikten sonra, soğuk, rüzgar, parlak güneş ışığı, regl dönemi, stresler veya aşırı yorgunluk durumlarında aktive olur ve dudak kenarından burun kanatlarına kadar olan bölgede acı veren yangılı uçuklar meydana getirebilir. Epstein barr ise salya ile kişiden kişiye geçiyor. Daha ciddi sistemik sorunlara yol açıyor. Her ne kadar hemen hemen ölümle sonuçlanan vaka olmasa da bu virüs eklem ve boğaz ağrısı, yüksek ateş, lenf bezi büyümesiyle seyrediyor. Hastalar en sık boğaz ağrısı yakınmasıyla başvuruyor.
Yüze somonlu koktely
Cildi canlandırmak, hücre metabolizmasını artırıp yenilemek için uygulanan yöntemlerden biri de mezolifting. ’Mezolifting’, mezoterapiyle yüzde "lifting" denilen yukarı kaldırma, gerilme ve sıkılaşma etkisinin elde edildiği tedavinin adı. Somon balığından elde edilen kolajen, hücre yenileyiciler, A, D, E gibi antioksidan vitaminler, selenyum, ginko biloba ve özellikle cilde dolgunluk veren ve nem oranını dengeleyen hyaluronic asit gibi çeşitli kombinasyonlar yüze enjekte ediliyor. Bunlar yüzün sarkıklığını kaldırıyor, geriyor ve sıkılaştırıyor. Yöntem boyun ve dekolte bölgesine de uygulanıyor.
HEDEFE 12’DEN VURMAK
Medikal Estetik Uzmanı Dr. Şebnem Şenen Kurtoğlu, yıllardır yurt dışında kullanılan yöntemin Türkiye’de de son yıllarda cerrahiye alternatifler arasında yer aldığını söylüyor. Mezoterapi, cildin dermis denilen alt tabakasına ince iğneler aracılığıyla yapılan ilaç tedavisi. Ağızdan alınan vitamin ve mineraller cildin dermis tabakasına ulaşana kadar elimine oluyor. Dışarıdan sürülen krem, serum, losyon gibi ürünler de bu tabakaya kadar emilemezler. Halbuki mezoliftingle, cilt yenilenmesinin en önemli merkezi olan tabakaya ihtiyaç duyduğu mineral, vitamin ve enzimler ulaştırılıyor.
Peki enjekte edilen kokteyler hedeflenen noktaya ulaştığında ne yapıyor? Bu tedaviyle cildin kolajen sentezi artıyor. Elastikiyet kaybı azalıyor. Dokuda meydana gelen gevşeme ve gözeneklerdeki genişleme tedavi oluyor.
BİR SEANS 15-20 DAKİKA
Mezolifting seansları ortalama 15-20 dakika sürüyor. İğneler çok ince. Uygulanmadan önce sürülen lokal anestezik kremler de sürülünce ağrı en aza indiriliyor. İhtiyaç duyulan seans sayısı yaşa ve cilde göre değişiyor. Ama ortalama 5-7 seanstan sonra gözle görülür iyileşme gözleniyor. Dr. Kurtoğlu, "İlk uygulamadan sonra fark eden hastalarımız var" diyor. Mezoterapi ağrı, dolaşım bozukluğu gibi pek çok hastalığın tedavisinde kullanılıyor. Dermokozmetik alanında yüz gençleşmesinin yanısıra en çok selülit tedavisi, saç dökülmesi, sıkılaşma ve zayıflama tedavilerinde uygulanıyor.
HER YAŞA UYGUN
Uygulama için bir yaş kısıtlaması yok. Sigara içen, alkol kullanan, güneşe ve solaryum ışınlarına maruz kalan, şehirde yaşayan, hava kirliliği, iş stresine bağlı soluk ve sağlıksız ciltler için de bu tedavi öneriliyor.