Güncelleme Tarihi:
İsimleri; Carlos Marin, Sebastien Izambard, David Miller ve Urs Buhler.
2004 yılında çıkardıkları ilk albümleriyle İngiltere’de ilk 6 ayda 1.4 milyon satarak, Robbie Williams’ın bir numaradaki yerini bile sallamışlardı. Dünyaya bakıldığındaysa bu rakam 4 milyonu gösteriyordu.
‘Unbreak My Heart’, ‘Hero’, ‘Unchained Melody’, ‘Ave Maria’ ve ‘O Holy Night’ gibi pop klasiklerini opera yorumuyla İspanyolca, İtalyanca ve İngilizce seslendirerek çektiler dikkatleri üzerlerine.
İkinci albümlerinden sonra toplam 13 milyonluk satışa ulaşan grup, hem Amerika hem de İngiltere’de listelerin zirvesine yerleşti.
Peki, bu başarının sırrı neydi?
Seslerinin çok iyi oluşu mu, yoksa kimileri için çok yakışıklı olmaları mı...
Bu hâlâ çözülememiş bir sır.
Ama konserlerdeki kadın yoğunluğuna bakarsak, belki de yakışıklı olmaları ağır basıyor denilebilir. Şimdi bu arkadaşlar 27 Eylül’de
Turkcell Kuruçeşme Arena’da konser verecekler. Eminim onları daha yakından tanımak isteyen kadınlar olacaktır.
Buyursunlar o zaman...
David Miller (39-Amerika) Oberlin Konservatuvarı’nda şan dersleri ve opera tiyatrosu dersleri aldı. Hepsini iyi dereceyle bitirince de babasının onun için askeriyede hayal ettiği kariyer suya düşmüş oldu. Geçen 15 yıl boyunca 45’ten fazla opera ve müzikalde rol aldı. Romeo ve Juliet’te Romeo, La Traviata’da Alfredo ve Sihirli Flüt’te Tamino oynadığı rollerden sadece birkaçı. New York’ta yaşıyor ve outdoor sporlar yapmayı seviyor. En sevdikleri ise scuba diving, dağa tırmanış ve bisiklet yolculuğu.
Sebastian Izambard (39-Fransa) Grupta profesyonel eğitim almamış tek sanatçı. Şarkı yazıyor, hem gitar hem de piyano çalıyor. ‘Libre’ adında bir solo albümü var. Ayrıca şimdiye kadar Paris’te birçok Fransız sanatçıya prodüktörlük de yaptı. 2001’de Johnny Hallyday ile aynı sahneyi paylaştı. 2002 yılında ‘Le Petit Prince’ müzikalinde başrol oynadı.
Urs Buhler (41-İsviçre) Beş yaşında koroda şarkı söyleyerek; keman, piyano, gitar ve klarnet dersleri almaya başlayarak, müziğe ilk adımını attı. Müzik kariyeriniyse 17 yaşında solistliğini yaptığı bir hard rock grubuyla başlattı. Daha sonra Amsterdam’a taşındı ve burada konservatuvar eğitimi aldı. Gruptan önce çeşitli opera ve müzikallerde sahneye çıkıyor.
Carlos Marin (44-İspanya) Madrid’de yaşıyor. Şehrin en gözde baritonlarından biri. ‘La Traviata’, ‘Barber of Seville’, ‘La Boheme’ ve ‘Madam Butterfly’ başrol oynadığı operalardan sadece birkaçı.
TAM KAHVALTILIK
Artist Müzik’in yayınladığı ‘Kahvaltı Keyfi’ albümü, adından da anlaşılacağı üzere tam sabahları dinleyip, güne hazırlanmak için ayarlanmış. Albümde El Talisman, Put the Blame On Me, Smooth Operator, Corcovado, Bambino, Sympathique, Fly Me To The Moon gibi 18 şarkı var.
ÇİN’DEN ANILAR
Roland Barthes, 1974’te Çin’e gitmişti. Yanında F. Wahl (felsefeci ve yayın editörü) ile Tel Quel Dergisi topluluğundan Ph. Sollers, J. Kristeva, M. Pleynet vardı. Bu ülkeden bir metinle dönmeyi düşünen R. Barthes yolculuğun ilk anından başlayarak not tutmaya koyulmuş, bitimine kadar da sürdürmüştü çabasını. Şimdi tüm yazdıkları Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan ‘Çin Yolculuğu Defterleri’nde.
ÖZGÜRLÜK ALANINA İHTİYAÇ VAR
Beyoğlu Tophane’deki Daire Sanat’ta, sanatsal üretimde kişisel özgürlük alanlarına olan ihtiyacı vurgulayan ‘Kendine Ait Bir Oda’ sergisi açıldı. Hatice Karadağ ve Gözde Başkent’in işlerinin görülebileceği sergi, 20 Ekim’e kadar sürecek. (212) 252 52 59.
MODA’DA ŞENLİK VAR
İstanbul Moda’da düzenlenen ‘Burunda Sanat Festivali’nin bu yıl beşincisi yapılacak. 29 Eylül’de Hacı Şükrü Sokak’ta gerçekleştirilecek etkinliklerde kukla gösterileri, konserler, perküsyon atölyesi, dans gösterileri olacak.