Güncelleme Tarihi:
KAFADARLAR
60-70 yaş arası. Mürekkep yalamış tipler. Ortak amaç ve çıkarlarını gerçekleştirmek için küme küme toplanıyorlar. Dernekler, kahvehaneler ve evlerde bir araya gelip sorunlarını paylaşıyor, çözüm arıyorlar. Çatışmaktan, hakkını aramaktan, politikayı dize getirmekten hoşlanıyorlar. Geleceğin öncüleri.
ASIL ŞİMDİCİLER
Özellikle 60-75 yaşları arasındaki erkekler. Sağlıklı, paralı ve istekli.
Herkesin hayat bitti dediği anda, bunlar “Hayat asıl şimdi başlıyor” diyor.
Çoğu kariyer yapmış. Bakımlı, giyim-kuşamına meraklı, yılda birkaç defa tatil yapıyorlar. Genç kalmak, genç görünmek, sağlıklarını korumak için bol miktarda para harcamaya da hazırlar. Büyük kentlerin merkezlerinde toplanmışlar. Neşeli, faydalı, aktif bir hayatın peşindeler. Yaz mevsiminde bronzlaşmış vücutlarını göstermekten ve karşı cinsin ilgisini çekmekten hoşlanan tipler.
Motosikletle, 200 km hızla Boğaz köprüsünden geçmek istiyorum
Uzun yıllar Koç Grubu’nda üst düzey yöneticilik yapan Can Kıraç (86), emeklilik günlerinde planlı yaşamak yerine, fırsatları değerlendirerek yaşamayı tercih ediyor. Yurtiçi, yurtdışına küçük seyahatlerden keyif alıyor. Kendisini Nice’de yakaladık. Evinin her odasında küçük bir kütüphanesi var. Kitaplar heyecan ve keyif veriyor. Tam 25 yıldır bilgisayara tutkun: “İnternetli dünya ve akıllı tablet, telefon uygulamaları başımı döndürüyor! Kolaj merakımı photoshop programları ile zenginleştiriyorum.” Güncel olayları sosyal medyadan izliyor. Kıraç ‘çılgınlık”’ yapma heyecanının bugün bile içini doldurduğunu söylüyor. “Sakal bırakmak, saçsız kafamın arkasına ‘atkuyruğu’ sarkıtmak, rengârenk çorap, gömlek, pantolon giymek gibi çılgınlıklar… Bu yıl içime doğan çılgınlıksa bir motosiklet sahibi olmak. Ve Boğaz köprüsünden 200 kilometre hızla geçmek!” diyor.
LÜKÜS HAYATÇILAR
Çoğu orta tabakanın içinde gelir durumu iyi olanlar. Memur kesimi, beyaz yakalı ve tayyörlü işlerde çalışmışlar. Çocuklarını okutmak için didinip durmuşlar. Onları evlendirip, meydanı boş bulup, gençken yapamadığını şimdi yapanlardan. Ayağını yorganına göre uzatıyor ama ‘lüks’ kabul ettiği hayatı yaşıyor. Hobi, spor, tatil gibi eğlenceleri var. İyi giyinmek ama tasarrufu da elden bırakmamak ilkeleri.
Hâlâ gece kulübüne gidiyor
Şarkıcı Emre Altuğ’un annesi Gülçin Altuğ (73) eşiyle birlikte çocukları iş güç sahibi olduktan sonra “Artık sıra bizde” dediler ve Çeşme’ye yerleştiler. Gülçin Altuğ, şık giyinmekten hoşlanıyor. “Bazen arkadaşlarım bana ‘G elininle (Çağla Şikel) yarışıyorsun’ diyorlar. Hâlâ gece klubülünde sabaha kadar oturduğum yerde oynayabilirim. Çocuklarım gelince onlara uyuyorum” diyor. Yakın zamana kadar yaşlılıktan korktuğunu itiraf eden Altuğ, artık kabullenmiş, yaşlılığın tadını çıkarmaya çalışıyor.
KOZADAKİ MUTLULUK
Çoğunun gidebileceği yer yok, dışarıyı ‘tehlikeye atılmak’ olarak görüyorlar.
Kendilerine, “Otur oturduğun yerde, başına bir şey gelmesin” diyor ve evine kapanıyorlar. Kabuğuna çekilen kaplumbağa gibiler. Evlerinde mutlular, en önemlisi tehlikede değiller.
BENCİL DEĞİL AMA BENCİ
Kendi dünyasında kral ve ölçü hep kendisi! O hep ‘şehre iner’, ‘çarşıya iner’, ‘camiye iner’, hiçbir zaman yukarı çıkmaz. Kendilerine yaşlı denilmesinden hoşlanmıyorlar. Şişman değil yapılılar, yaşlı değil olgunlar!
1001 HAYATÇILAR
24 saat meşgul, iş yoksa çıldırıyor, zamanı nasıl geçireceğini bilemiyor. Her kesimden insan var aralarında. Genellikle okumuş, kariyer yapmış tipler. Maddiyata değer vermiyorlar. Önemli olan meşgale, boş kalmamak. İş yoksa, iş icat ediyorlar. Aktif bir hayat sürdürüyorlar. Günün neden 25 saat olmadığı sorusuna kafa yoran tipler.
Emekliliğinde Ağrı Dağı’na tırmandı
Eski SAT komandosu İsmail Bölükbaşı (73), emekli olsa da 2002’deki by-pass ameliyatına kadar çalıştı. Sonra Marmaris’te yaşamayı seçti. Emeklilik onun için boş durmak değildi. 32 yıllık bahriyeli hayatını sayısız başarı, kupa ve madalyayla taçlandıran Bölükbaşı, Ağrı Dağı’na tırmandı. Halen bedenine iyi bakıyor. Her sabah sahilde en az 50 dakika yürüyor. Bölükbaşı, “Yaşlılığı handikap ve üzüntü olarak telakki etmiyorum. Herkes yaşlanamaz. Kaldı ki ben hâlâ kendimi yaşlı görmüyorum. Daha doğrusu ihtiyar görmüyorum. Hayatı, yaşamayı seviyorum ve zevk alıyorum” diyor.
DOLU DOLU ANADOLU
Seslerini yükseltmiyorlar ama budala değiller. Etrafta olup biteni çok iyi takip ediyor ve değerlendiriyorlar. Bu coğrafyanın yaşlısını temsil ediyorlar.
SAĞLIKLI UZUN HAYAT
Hayata bağlılar ama maneviyatları çok yüksek. Uzun yaşamak istiyorlar, fakat ölümden korkuları yok. Hayattan dersini almış, iniş-çıkışlardan ürkmeyenler...Motivasyon makinesi gibiler.
GENÇLİK MERAKLISI
Yeldeğirmenlerine karşı savaşan Don Kişot olarak tanımlanabilirler. ‘Gençlik iksiri’ peşindeler.
86 yaşındayım ama 20 yaşında hissediyorum
Ortaköy’deki kafesi ünlülerin uğrak yeri olan Ertekin Dinçay (86) “Benim yaşla hiç alakam yok. Hayatımı yaşıyorum” diyor. Beyaz bermuda şortuna astığı zincir, şapkası, nazar boncuklu bileziğiyle giyim konusunda iddialı olduğunu belli etmekle kalmıyor, anlatıyor da. “Modayı seviyorum. Modacı arkadaşlarım bazen fikrimi sorarlar” diyor. Her yaştan arkadaşı olduğunu söylüyor. 18 yaşında da arkadaşı var, 55 de... “Flört ediyor musunuz?” sorusuna karşılık, “Çok doğal bir şey bu, sorulmaz bile. Flört etmezsem olmaz” diyor. İstanbul yorgunlarından değil, tam tersine doğup büyüdüğü şehre âşık: “Sakin bir yeri ancak yorulduğum zaman düşünürüm.86 yaşındayım ama 20 yaşında hissediyorum.”
172 ülke gezdi
Gezginler Kulübü’nün kurucularından, emekli bankacı Nahide Aytekin’in yaşını yazamıyoruz. Bu konuyu konuşmaktan hiç hoşlanmadığını daha ilk telefon görüşmemizde gayet açık belli etti. Evinde unuttuğu fuşya rengi rujunu almak için üşünmeden iki kat merdiven çıktı. Ödüllü bir gezgin olan Aytekin, çoğu emeklilik hayatında 172 ülke gördü. Yabancı dil bilmediği halde, en uzak coğrafyalara dahi gitti. Eylülde Ukrayna, Romanya, Venedik’e gidecek. Musiki korosunda koris. Bine yakın şarkı biliyor.
BİLİNÇLİ TÜKETİCİ
Bunlara modern toplumun tipik yaşlıları denilebilir. Bilinçli ve olgun birer tüketici; ekonomi bilinci de gelişmiş, satın aldığı malın kıymetini bilenler. Bir kere hayal kırıklığı yaşadılar mı, arkasına bakmadan çekip giden tipler.
ŞÜPHECİLER
Politikaya meraklı bir grup. Geçmişte çok kandırılmışlar, politikacıya güvenleri sıfır. Genellikle orta ve düşük gelirli tabakadan geliyorlar. Yaşlılıların politik gücünün ilk temsilcileri olarak kabul edilebilirler.
KURTARICILAR
Demokrasi taraftarı kralcılar. Hem modern görüşleriyle dikkat çekiyor, hem muhafazakâr düşünce yapısına sahip. Değişmeden değişim talep ediyor. “Kızlar okutulmalı” diyor, kendi kızını okutmamış. “Kadınlar çalışmalı” diyor, kendi eşini çalıştırmamış.
YEŞİLCİLER
Entelektüel kesimin elemanları, gençken doğaya önem vermiş, yaşlılığında devam ediyor. Temiz hava, su, çevre istemekle yetinmiyor. Bunları korumaya ve yaratmaya çalışıyor.
91 yaşındaki delikanlı
TEMA Vakfı’nın kurucusu Hayrettin Karaca tam 91 yaşında. Yaşlılık onu durdurmuyor. Sadece Türkiye değil, dünya yaptıklarının farkında, ödüllendiriyor. Hâlâ ülkeyi geziyor, televizyon ekranlarına çıkıyor. Toprağın, doğanın kıymetini bıkmadan, usanmadan, aşkla anlatıyor. Bitkiler, tohumlar topluyor. “Dünyada gezmediğim arbaretum, bahçe kalmadı. Bu beni çok mutlu ediyor. Her gün doğaya hizmet fırsatı verdiği için Allah’a
şükrediyorum” diyor.
MACERACILAR
Hayatlarına monotonluğun egemen olmasını istemiyorlar. Heyecanlı bir hayatın peşindeler ama heyecan olsun diye tehlikeye atılmıyorlar. Heyecanlı ama tehlikesiz gezi, ufak kaçamaklar... Akşam tekrar eve dönen tipler.
Afrika’da safari yapacak
Emekli bankacı Ecer Okutan (72) torunlarıyla ‘arkadaşlık’ yapıyor. Kuzey Kutbu’ndan Kuala Lumpur’a çok sayıda ülkeye seyahat etti. Yakın zamanda Afrika’da safari yapacak. “Kendimi olduğum yaşta gayet mutlu hissediyorum. Öyle mızmız ihtiyarlardan değilim” diyor. Yöresel bebekler, folyo kurslarına gitti. Bilgisayar öğrenmek için yine kursa başvurdu. Şimdi yurtdışındaki torunlarıyla skype’den konuşuyor. Gezi direnişleri onu da heyecanlandırmış ve Taksim’e gitmiş... Torunu istediği için motosikletin arkasında onunla gezmekten kaçınmıyor. Tek başına yaşamayı tercih eden Okutan, beyaz saçlarını seviyor. “Doğduğum gibiyim, yüzüme krem bile sürmedim” diyor.
Vapurlarla yarışa devam
Halen meşhur Ali Muhiddin Hacı Bekir Şekercilik AŞ’nin sahibi Doğan Şahin’i (82) yazın adaya gidenler görmüştür. Jetski ile vapurları karşılayan, şovlarıyla yolculara heyecan yaşatan Şahin, eski ve madalyalı bir yüzücü. Gençliğinde Manş Denizi’ni yüzerek geçen, Boğaz’da neredeyse yüzmediği parkur kalmayan Şahin hâlâ işinin başında. “Yaşlılığı mazeret kabul edersen çökersin” diyor.
ANLAMCILAR
Hayalle gerçek arasında kalıyorlar. Genellikle moralleri bozuk. Hep geriye baktıklarından bugünkü olanakları algılayamıyorlar. Ne kendileri huzurlu ne de çevresindekiler.