Güncelleme Tarihi:
42 YAŞINDA SOYUNAN MODEL HELENA CHRISTENSEN
Fotoğrafları gördüğüm ilk günden beri röportaj yapmak istiyorum. Nihayet başarabildim. Bence röportajın üç yeri çok önemli. Birincisi, formda olmayı kafaya pek takmayın diyor. Sağlıklı olmak için spor yapmamızı, önemli olanın iç güzelliği olduğunu söylüyor. İkincisi, yiyebildiğimiz kadar çeşitli yememizi öneriyor. Yani öyle üç öğün makarna yok. Üçüncüsüyse soyunmasını, taş gibi poposunu dünyaya açmasını bizim kadar garip karşılamıyor. “Çünkü bedenimle ilgili tabularım yok” diyor.
Danimarkalı olmak, orada doğmak ruhunuza ve dış görüntünüze ne kattı?
- Danimarka’nın muhteşem bir ülke olduğunu tüm kalbimle söyleyebilirim, orada doğduğum için gerçekten çok şanslı hissediyorum. Annem Perulu, içimdeki Güney Amerika ateşini ve enerjisini ondan aldım, baba tarafından gelen Danimarkalı tarafımsa sanırım daha rasyonel ve tasarım odaklı.
Güzelliğinizin ve yaşlanmamanızın sebebi genleriniz mi?
- Tanrım, güzelliğin genlerden gelen bir şey olduğundan pek emin değilim aslında. Size klişe gelebilir ama bence güzellik herkesin kendi içinde taşıdığı bir şey. Önemli olan vücudunuzun formu değil, içinizin nasıl bir formda olduğu… Fiziksel olarak çok estetik görünen ama asla güzel olarak tanımlayamayacağım insanlar tanıyorum. Bence insanlar çok çeşitli, merak uyandırıcı ve ilginç. Bu yüzden güzelliğin sadece dış görünüşle sınırlı olduğu fikrinden hoşlanmıyorum ve birçok insanın da böyle düşünmediğine inanıyorum. Fiziksel olarak ben, anne ve babamın çok iyi bir karışımıyım.
Siz küçükken evde en çok ne pişerdi?
- Yemek her zaman hayatımın önemli bir parçası oldu... Bizim evde sürekli farklı şeyler pişerdi. Annem ve büyük annem yeni şeyler denemekten çok hoşlanırdı. Pişirdikleri yemekler ve kullandıkları malzemeler konusunda her zaman kendilerine güvenirlerdi. Ben de oğlum için her gün yemek yapmaktan çok hoşlanıyorum, birlikte yeni şeyler yaratmayı seviyoruz.
Sebze salata yemeye küçükken mi alışmak gerekiyor, o açıdan soruyorum?
- Kesinlikle. Bunu alışkanlık haline getirirseniz sağlıklı beslenmek sizin için sorun olmaktan çıkar. Bence çocuklarımıza bunu küçük yaştan öğretmek en önemli sorumluluklarımızdan biri. Onları daha çeşitli renklerde ve tatlarda yemeye erken yaşlardan teşvik ederek, dengeli ve çeşitli bir beslenme alışkanlığına sahip olmalarını sağlayabiliriz.
Düzgün fiziğinizi spora borçlu olduğunuzu her fırsatta dile getiriyorsunuz… Kaç yaşından beri düzenli spor yapıyorsunuz? Bu güne kadar yapmadığınız spor kalmadı diyebilir miyim?
- Spor yaparken mükemmel vücudu değil sağlıklı olmayı hedefledim. Bu en önemli sırrım oldu. Hiçbir zaman spor merkezine gidip çalışabilen bir insan olmadım, onun yerine koşuyorum ve boksla ilgileniyorum ki, çok faydasını gördüğümü de söyleyebilirim. Boksörlerin antrenmanları vücut merkezinizi güçlendirmek için inanılmaz faydalı.
En keyif aldığınız spor hangisi?
- Son zamanlarda tenisle ilgileniyorum, gerçekten çok zevkli.
Günde kaç saatiniz spor yaparak, kaç saatiniz sporu düşünerek geçiyor?
- Düşünmek mi? Hiç öyle bir takıntım yok. Koşabildiğim kadar koşmaya çalışıyorum. Bazen sadece 15 dakika koşuyorum bazen 2 saat 15 dakika. Haftada üç kere, birer saat olmak üzere boks antrenmanına zaman ayırmaya çalışıyorum. Elimden geldiğince yürümeye ya da bisiklete binmeye çalışıyorum. Bu biraz Danimarka alışkanlığı, biz yürüyerek ve bisiklet kullanarak yetiştirildik.
Kilo alıp vermeyi takıntı yapmamayı nasıl beceriyorsunuz?
- Gerçek şu ki, hepimiz farklı zamanlarda kilo alıp veriyoruz, bazen fazla bazen az... Hayatın bir noktasında artık sizin için ‘olması gereken’i bulunca, çok yediğinizde daha fazla spor yapmaya ya da kilo kaybettiğinizde daha düzgün beslenmeye gayret ediyorsunuz ağır diyetler benim uyguladığım ya da önerdiğim beslenme türleri değil.
İstediğiniz zaman spagetti yiyip şarap içebiliyor musunuz? En sevdiğiniz kaçamak hangisi?
- Abur cubur yemeye eğilimli değilim ama yemek çeşitlerimi geniş tutmaya çalışıyorum, her renk ve her tür yiyecek hayatı daha ilginç kılıyor. Sevdiğim farklı şarap türleri var, kırmızı ve beyaz ağırlıklı ama farklı durumlarda farklı türleri de denemeye açığım.
Spor yaparken bu işin beyinde emilimi, idrakı, psikolojisi ne kadar önemli? Bizlere neler önerirsiniz?
- Sporun hem vücut hem de zihin için yararlı olduğu kanıtlanmış bir durum. Spor yapmak için spor merkezinde olmanıza ya da kendinizi bir düzenle sınırlandırmanıza da gerek yok; bu sadece her zaman ve her yerde olabildiğince aktif olmakla alakalı. Ve en önemlisi eğlenmek... Eğlenerek yaptığınız her spor size sağlık olarak geri dönecektir.
Artık spor yaparken teri emip, vücut ısısını dengede tutan ve diğer taraftan da vücudumuza oturup bizi seksi gösteren giysiler var… Bu giysiler sizce de hazine mi? Ne gibi avantajlar sağlıyor kadına?
- Benim kişisel görüşüm, spor yaparken seksi görünmeye çalışmamak yönünde. Eğer spor yaparken vücudunuzla mükemmel uyuma sahip giysiler istiyorsanız, Reebok’ın kadın fitness koleksiyonunu deneyin. Hem spor için kesinlikle idealler hem de siz büyük ihtimalle en kötü halinizde görünüyorken bile inanılmaz iyi hissetmenizi sağlıyorlar.
Spor tasarımlarıyla aranız nasıl? Reebok’a özel bir koleksiyon hazırlayabilir misiniz?
- Öyle bir fırsat doğarsa, Reebok’la birlikte çalışmayı çok isterim. Spor kıyafetleri birçok durumda
insanı zorlayabiliyor ama Reebok tasarımları her duruma uyabilecek tasarımlarıyla çok kullanışlı.
SOYUNMAK BENİM İÇİN SORUN DEĞİL BEDENİMLE İLGİLİ TABULARIM YOK
Bu fotoğrafları Steven Klein çekti. Steven inanılmaz bir fotoğrafçı, kampanyada onunla birlikte çalışmak benim için harika bir deneyimdi. Onun karşısında çırılçıplak soyunmak büyük bir olay değil benim için. Sanırım uzun yıllar modellik yapmamın ve Danimarka’lı olmamın sonucu bu... Bizim bedenimizle ilgili çok büyük tabularımız yoktur. Size garip geliyor değil mi? Bir de benim Steven’a ve onun fotoğraflarına güvenim sonsuz. Fotoğraflar ne kadar photoshoplu, teniniz nasıl o kadar pürüzsüz? Bronzlaştınız mı, solaryum mu? diye sorup duruyorlar. Hepsini açık açık anlatmam tabii ki ama şunu bilin ben hep biraz koyu tenliyim. Güney Amerikan kanından kaynaklanıyor.
HERKES AVOKADO ALIP YİYEMİYOR
Günde şu kadar öğün yiyin; kahvaltında birini, akşam yemeğinde ötekini yiyin gibi detaylara takılmak çok gereksiz. Uzmanların mutlaka tüketin dediği besinlere kaç kişi ulaşabiliyor? Avokado, brokoli, mango, ananası herkes alamıyor bunu bir düşünmek lazım. Ama yiyebildiğiniz kadar farklı çeşidi yemek çok önemli. Yani üç öğünün üçünde de makarna yemek sağlıklı değil.
FAVORİ SPORUM JUKARI
Reebok ve Cirque du Soleil birlikteliğinden doğan yeni bir spor var. İsmi Jukari Fit to Flex. Kısa sürede çok etkili sonuçlar veriyor. Elinize ayağınıza taktığınız o bantlar vücudun olmadık kaslarını bile çalıştırıyor. Son zamanlarda vücudum daha bir şekillendiyse bu spor sayesinde. Esnekliğimi ve koordinasyonumu arttırdım. Jukari daha önce denediğim tüm sporlardan farklı. Çok eğlenceli olmasının yanı sıra beni daha çok çalışmaya itiyor. Benim gibi sabırsız ve sonuçları hemen görmek isteyen biri için ideal. Henüz denemediyseniz, mutlaka deneyin. Mükemmel olan tarafı bu kadar fazla kas grubunu bir arada çalıştırdığınızı fark etmeyecek kadar eğleniyor olmanız.
EN BÜYÜK SIRRIM SPOR AYAKKABIM
Spor yaparken hepimizin ufak tefek sırları var. Benim sırrım da Reebok Easytone ayakkabılar... Siz günlük rutininizle uğraşırken, harika kalçalara sahip olmanızı sağlıyor. Okul koşuşturmasında ya da alışveriş yaparken EasyTone’larınızı giymeniz yeterli. Deneyen arkadaşlarımın hepsi bu kadar kesin sonuçlar alınca gerçekten çok şaşırdılar. Bu ayakkabıları Miranda Kerr, Nicole Scherzinger ve Whitney Port gibi ünlüler de giyiyor. Hepsi benimle aynı fikirde. New York’ta her yere yürüyerek gitmeye çalışıyorum, bu yüzden ben yürüdükçe bacaklarımı ve kalçamı şekillendirecek bir ayakkabı teknolojisinin olması inanılmaz.