Önce sevil sonra seviş

Güncelleme Tarihi:

Önce sevil sonra seviş
Oluşturulma Tarihi: Ekim 08, 2009 00:00

Pınar Aylin, " Kadın hiçbir zaman ilk gördüğü adam için, 'aa ben bununla bir sevişeyim' demez." diyor.

Haberin Devamı

PINAR AYLİN FOTOĞRAFLARI      

* Yeni albümünüz “Masal Bu Ya” piyasaya çıktı. İlk dikkati çeken, kapak fotoğrafındaki bacaklarınız. Geçenlerde de “Ne Sezen ne de Ajda, en güzel bacak Pınar’da” diye bir haber çıktı. Ne diyorsunuz, en güzel bacak sizde mi?  

- Haber hoşuma gitmedi değil tabi. Bacaklarımı ben de beğenirim. Sezen birkaç yıl önce bana, “Dünyadaki en çekici kadın, proporsiyonu düzgün, minik kadındır” demişti. Doğru... Bu kadar minyon olmama rağmen, vücut orantımın düzgün olmasından memnunum. Evet, küçük bir kadınım. Ama Allah bilmiş de bana bir 15 santim daha vermemiş. Verse ne olurdu, vallahi bilmiyorum! (Gülüyor) Neyse, ben kendimi beğeniyorum. Bazı sabahlar kalktığımda aynaya bakıp, “Yine bugün çok güzelsin” diyerek kendime öpücük de gönderiyorum. Narsist değilim ama halimden çok memnunum.
     
* Sezen Aksu ve Ajda Pekkan’ın Brezilyalı dansçıların giydiği çoraptan giydiği söyleniyor. Sizde çorap var mı?

- Çorap ve photoshop yok. 

* Sizce Ajda Hanım’da çorap var mıydı?

- Sanırım...

MUTSUZ KADIN TEHLİKELİDİR

* Albümünüzde “Huysuz” adlı bir şarkı var. Parçada diyorsunuz ki, “Huysuz ve mutsuz kadın olmak istemiyorum.” Yalnız kadın, ‘huysuz’ mu oluyor sizce?

- Boşandıktan sonra karşı cinse güven sorunu yaşamaya başladım. Bir süre sonra bu durum öyle bir raddeye geldi ki, neredeyse kendimden ümidi kesiyordum. Kimseyi beğenemez, kimseye güvenemez oldum. Buları yaşarken şu an birlikte olduğum insan çıktı karşıma. Bu şarkıyı yazdığım sırada yalnız değildim. Dolayısıyla etrafımdaki kız arkadaşlarımdan etkilenerek yazdım. Yalnız kadın huysuz ve mutsuz mudur sorunuza gelirsek... Bu tamamen hayattan ne beklediğine bağlı. Hepimizin diplerde bir yol arkadaşı beklentisi var. Çok güçlü de olsan, bunu istiyorsun, bekliyorsun. Bazısı itiraf ediyor, bazısı edemiyor. Bazısı ümidi kesiyor, “ıstemiyorum” diyor ama içten içe istiyor. Acılar paylaştıkça azalır, mutluluklar paylaştıkça çoğalır. Bunu paylaşacağım kimse yoksa, mutsuz ve huysuz olmak çok normaldir.

* Mutsuz ve huysuz kadın, ayrıca tehlikeli midir?

- Evet, tehlike potansiyeli çok yüksektir. Gerçek aşkı yaşayanlar az da olsa varken, diğer gözler onlara negatif bakıyor. Kadınlar, duygusal varlıklar. Duygusal insanlar, olaylardan daha çok etkileniyor ve hasarlar daha büyük oluyor. Bu hasarların da ortaya çıkış şekli çeşit çeşit. Bazısında o hasar dışarıya agresiflik olarak yansıyor. ışte bu tehlikeli oluyor. Bu kadınlardan ben hep korkmuş ve uzak durmuşumdur.

* Bir kadın ne ister? Yani bir kadın için güvenmek, sevilmek, sevişmekten daha mı önemli midir?

- ışte bu bizim duygusal tarafımız. Kedi gibiyiz. Sevildikçe sokulalım, sokuldukça sevilelim... Kadın hiçbir zaman ilk gördüğü adam için, “aa ben bununla bir sevişeyim” demez. Güvenmek ve sevmek ister. Zaten sevdiğin adamla da sevişirsin. Kadın ile erkek arasındaki en büyük fark budur.

* Sevişmek sizin hayatınızda ikinci sırada yer alıyor o zaman?

- Evet... Önce sevilmek, sonra sevişmek isterim. Sevilmenin içinde güven de vardır. Bu iki duyguyu birbirinden çok ayırmıyorum. Sevgiyle güven ayrı kavramlar değildir.

* Bir yıldır yurtdışında inşaat ve emlak işiyle uğraşan Süleyman Bey’le birliktesiniz. Nasıl ilişkiniz?

- Allah’a hep, “Benim gibi, yüreği bozulmamış, her şeye rağmen kendini koruyabilmiş birisini karşıma çıkar” diye dua ettim. Ve öyle birisini çıkardı karşıma. Süleyman, gerçekten benim gibi birisi.

* Sizden büyük mü?

- Evet, benden beş yaş büyük...

* Evlenmeyi düşünüyor musunuz?

- Süleyman’ı çok seviyorum ama evlilik fikri şu an için bana sıcak gelmiyor. Evlilik denince içim daralıyor. Evlilik bir korse gibi. ıçine girince şahane ama bir süre sonra nefes aldırmıyor sana. Yine de bu kuruma saygım sonsuz. Evlenmeye çok uzak değilim. ılişkiyi ve aşkı beslersen, evliliğini koruyabileceğini düşünüyorum. Fakat şimdilik evlenmek istemiyorum. Ben Süleyman’la güvenebilmeyi öğrendim. Bu çok önemli. Çünkü erkek düşmanı olmama çok az kalmıştı. Süleyman beni ucundan döndürdü. Bu kadar değer verdiğim, sevdiğim birisiyle evlenmek isterim. şimdi değil ama ileride ne olur bilemem.

Haberin Devamı

SEVGİLİME İKİNCİ EL DEDİRTMİYORUM

Haberin Devamı

* Çocuk istiyor musunuz peki?

- Çok istiyorum. Kızım Maya da kardeş istiyor. Süleyman da istiyor. Bu mevzu konuşulmaya başlandı. Onun 18 yaşında bir kızı var, benim de kızım var. Bir erkek olsa, fena olmaz yani! (Gülüyor) Eğer ikna olursam, yeniden anne olmayı düşünebilirim.

* Desenize Süleyman Bey de ikinci el...

- Biz öyle demiyoruz. Ben söyledim bu kelimeyi ama kendi ilişkim için söylettirmiyorum! (Gülüyor) Evlenmiş, ayrılmış diyorum. Sevgilime onu dedirtmiyorum. (Gülüyor) Artık boşanmayan mı kaldı yahu? Herkes ikinci el! Ama ikinci eller daha kıymetli oluyor. Espri olsun diye söylediğim bir sözdü ‘ikinci el’ ama olay bambaşka boyuta geldi. Ne gözlemledim biliyor musunuz, ikinci el sözü kıymetlendi. Özellikle evlenip ayrılanlar bunu sahiplendi ve “Ben de ikinci el oldum artık” diye esprisini yaptılar...

Haberin Devamı

MARKA OLMAMA AZ KALDI

 “Bir televizyon projem var. Hayata geçirirsem, ‘marka’ olacağım. şu an marka değilim ama olma yolunda ilerliyorum. Bu proje hakkında çok şey söylemek istemiyorum. Ama Türkiye’de daha önce hiç yapılmamış bir sitcom olacağını söyleyebilirim. Ön hazırlıklar bitti. Sadece imza atacağım günü bekliyorum. Bu da çok yakın zamanda olacak. Bu sitcom’um hikâyesi de dahil her şeyi bana ait. Oyuncu olarak da ekranda olacağım.”

MİLLET GECE KULÜBÜNE EĞLENMEYE GİTMİYOR

* Okan Bayülgen’le yaptığım röportajda ilginç bir yorumda bulundu. Dedi ki; “Bekar kadınlar ve erkekler, sürtünerek durabildikleri bir gece kulübüne, çocuk sahibi olmak için giderler.” Ne diyorsunuz?

- Evet, doğru. Hepimiz sosyal ortamlarda bulunuyoruz. Özellikle bekar olan 30 yaş üstü kadın ve erkeklerin buluştuğu belli noktalar var. Millet bu ortamlara eğlenmek için gitmiyor. Buraya sadece bakmak ve bakılmak için gidiyorlar. Amaç belli; partner bulmak... Ama ben şimdiye kadar oralarda tanışıp da doğru düzgün bir ilişki yaşayan çift görmedim. Aşk dedikleri, insanın karşısına hesaplı, kitaplı gelmiyor. Beklemediğin bir zamanda “dan” diye çıkıveriyor. O yüzden millet oralara kendini oyalamaya gidiyor.


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!