Kanat ATKAYA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 04, 2006 22:39
Sanat, siyaset ve ağırlıklı olarak spor dünyasından ünlü isimler, ister erken saatlerde başlayan masaj-sauna-havuz hadisesinden, isterlerse saat 19.00-20.00 gibi oturulan masadaki muhabbetten itibaren toplantıya katılıyor. Burada bir tür "Tesis Kardeşliği" söz konusu, konuşulanlar dışarı çıkmıyor.
Düzenli olarak buluşmaya çalışan bir başka ekibin neferi olarak, bu tür organizasyonlarda halledilmesi gereken en büyük problemin tesisleşme olduğunu gayet iyi bilirim. Küçük meyhane kapatmak, büyük meyhanede sabit ve nispeten huzurlu bir köşeyi sezon boyu rezerve etmek, ekip üyelerinin evlerini sırayla kullanılmaz hale getirmek gibi klasik yöntemlerin tamamını denedik.Tesisleşmede gelinebilecek son noktayı 22 Aralık Perşembe akşamı fotoğrafçı dostum Sebati Karakurt’la birlikte, gazete binamıza üç adım uzaklıkta gördükten sonra rahatlıkla "Yıllarca boş işlerle uğraşmışız sayın ağbiler" diyebilirim.Spor camiasının hem saydığı hem de ortak bir şekilde sevdiği nadir isimlerden Erdoğan Şenay’a ait olan Er-Şen Tesisleri, Şenay’ın nakliyat şirketinin üssü konumunda. İstanbul
Atatürk Havalimanı yakınlarında, 50 dönümlük bir arazi üzerine kurulan tesisler her yönden mükemmel.Fakat bu pırıl pırıl tesisin içinde bir başka tesis daha var ve Sebati’yle ağzımızı açık bırakan bu ek tesis perşembe akşamları ayrı bir mana kazanıyor.
*Kocaman, çok güzel bir bahçe ve bu bahçede kocaman çok güzel bir havuz var. Zevkle tasarlanmış bahçede bir adet jakuzi de bulunmakta. Yazları, ekip toplantıyı bu bahçede yapıyor. Bahçede kendi çapında minik bir oteli andıran bir misafirhane de bulunuyor. Biz bahçeyi aralık ayında titreyerek gezerken bile etkilendik.Tesislerin kapalı bölümünde de bir havuz, sauna, buhar banyosu bulunmakta. Spor imkanlarını, duşları, dev ekran televizyonu ve restoran bölümünü de saymak gerekiyor tabii.Ben mekana girdiğimde, spor basınının genç kuşak yöneticilerinden Necil Ülgen ve Cem Şengül üzerlerinde bornozlarıyla masaj koltuklarında oturuyordu. Bu arada profesyonel bir masör de ileride kendine ayrılan bölümde isteyen misafirlere masaj yapıyordu.Normal bir insana "Ne güzel tesismiş, ne gerekiyor acaba burada takılmak için?" dedirtecek tesisin kapısını ise tek bir anahtar açıyor, iyi dost olmak...Erdoğan Şenay’ın tesislerinde her perşembe, saat 17.00 gibi hareketlilik başlıyor. Sanat, siyaset ve ağırlıklı olarak spor dünyasından ünlü isimler, ister erken saatlerde başlayan masaj-sauna-havuz hadisesinden, isterlerse saat 19.00-20.00 gibi oturulan masadaki muhabbetten itibaren toplantıya katılıyor.Nezih Alkış, Şansal Büyüka, Göksel Arsoy, Metin Türel, Uçal Dalgıç, Turgay Şeren, Bedri Koraman, Ziya Şengül, Ercan Aktuna, Alaaddin Metin, Hulki İlgün, Togay Bayatlı, İhsan Topaloğlu, İsmet Kasapoğlu, Faik Gürses, Taner Gürkan, Sadettin Tantan ve eski bakanlardan Zeki Yavuztürk gibi isimler perşembe buluşmalarının müdavimlerinden. Bu arada unutulan bir isim olduysa benim hatamdır, kusuruma bakmasınlar. Kadro çok geniş fakat herkes her perşembe katılmıyor.Ancak uzun süre sıkı bir bahanesi olmadan katılmayana pek sıcak bakılmıyor.Kar beyazı örtüler serilmiş masalara genellikle şarap ve balık üzerine kurulu mönü hakim. Fakat tabii ki asıl hakim olan sohbet; sohbetin ana damarı da futbol.Futbol dünyasından aklınıza gelebilecek bütün ünlü isimler ara sıra uğruyor. İsim vermeyeyim, siz aklınızdan bir isim geçirin. Fatih Terim mi dediniz, niye olmasın?Bu şahane sohbet ortamını tesislere taşımadan önce dışarıda toplanmayı da denemişler. Fakat hemen herkes futbol dünyasından tanınmış bir isim olunca dışarıda rahat edemez olmuşlar. Malum, "N’olacak Fener bu sene?", "Cimbom transfer yapacak mı?" "
Beşiktaş şampiyon olabilir mi?" soruları yağmur gibi gelince çareyi kendi tesislerine çekilmekte bulmuşlar.
*Tesislerde her konu, tabii ki daha çok futbol, zerre sansür uygulanmadan konuşuluyor. Ancak sansür, kapıdan çıkarken devreye giriyor. Sansür demek de yanlış, bir tür "Tesis Kardeşliği" söz konusu. O masada, o tesiste konuşulanlar dışarı çıkmıyor. Bugüne kadar katılanlardan kimse, o mecliste öğrendiği bilgiyi sütununda yazmamış, çıkıp dışarıda başkalarıyla paylaşmamış.Zaman zaman parlamalar, tadında tartışmalar oluyor fakat perşembe gecelerine genellikle kahkahalar hakim. Çok sevdiğim Hulki İlgün ağabeyimin, tonton müdürüm Nezik Alkış’ın o gece bahaneleri olduğu için katılamamalarına üzüldüm. Fakat Sebati’yle o kadar eğlendik ki anlatamam.Ben tabii böyle 10 numara tesisi görünce, yancı yazılmak için yol da yaptım. Tesisleşmede benim ekibin son geldiği noktanın, duşakabininde radyo dinleme imkanı bulunan bir arkadaşımızın evi olduğu düşünülürse; yerinde bir girişimde bulunduğumu düşünüyorum.Futbol dünyasının ağır ağbilerinin perşembe buluşmalarından ne öğrendiğimi sorarsanız; dedik ya, orada konuşulanlar orada kalıyor diye...
Kim onlar? Nezih Alkış, Şansal Büyüka, Göksel Arsoy, Metin Türel, Uçal Dalgıç, Turgay Şeren, Bedri Koraman, Ziya Şengül, Ercan Aktuna, Alaaddin Metin, Hulki İlgün, Togay Bayatlı, İhsan Topaloğlu, İsmet Kasapoğlu, Faik Gürses, Taner Gürkan, Sadettin Tantan ve eski bakanlardan Zeki Yavuztürk
Ne zamandır buluşuyorlar? 1990’lı yılların başından beri
Ne sıklıkta? Her perşembe
Nerede? Erdoğan Şenay’a ait Er-Şen Tesisleri’nde
Buluşunca ne yapıyorlar? Sauna, masaj keyfinden sonra
yemek masasında her konuyu, tabii ki daha çok futbolu, zerre sansür uygulanmadan konuşuyorlarOturanlar soldan sağa: Togay Bayatlı, Alaattin Metin, Erdoğan Şenay, Cem Şengül, Bülent Tatar. Ayaktakiler soldan sağa: İsmet Kasapoğlu, Necil Ülgen, Göksel Arsoy, Metin Türel, Uçal Dalgıç, Zeki Yavuztürk