Önce kemoterapi, sonra doğum

Güncelleme Tarihi:

Önce kemoterapi, sonra doğum
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 07, 2011 00:00

Minehanım Mürsel (35), her yıl meme kanseri tanısı konan binlerce kadından biri. 6 aylık hamileyken sağ memesinde fark ettiği büyüme ve akıntıyı süt vermeye hazırlık sandı. Doktorlar da önce kanseri konduramadı ‘iltihap’ deyip antibiyotik yazdı. Şikayetleri artıp ağrı şiddetlenince biyopsiyle gerçek anlaşıldı, kanser bütün memesine yayılmıştı. Buna rağmen bebeğinden vazgeçmedi ve zorlu bir mücadeleye girişti

Haberin Devamı

Kazakistan Almaata’da yaşayan Minehanım Mürsel’in yaşları 9-15 arasında değişen üç çocuğu vardı. Fakat bir kez daha hamile kaldı. Çocukları çok sevdiği için son hamileliği planlı olmasa da, kürtaj yerine bebeğini dünyaya getirmeyi tercih etti. Hamilelik sorunsuz devam ederken, daha önce de benzer şikayetler yaşadığı ama tetkiklerde temiz çıkan sağ memesinde hissettikleri onu harekete geçirdi. Meme başından iltihap benzeri bir akıntısı vardı, çok şişmişti ve ağrısı bazen dayanılmaz bir hal alıyordu.
Ülkesindeki doktorlara gitti. Hamile olduğu için mamografi çekilemedi, muayene edildi ve ultrasonografiyle bakıldı. Doktor, “Kitle var ama korkulacak bir şey yok. Akıntı iltihaptan” dedi. Antibiyotik reçete edip, evine gönderdi. Bir ay geçtiği halde şikayetleri artarak sürdü. Ağrıdan memesine dokunamıyordu bile. Yeniden doktora başvurdu. Bu kez, doktorlar da endişelendi. Her ihtimale karşı biyopsi yapıldı. Biyopsi sonuçları iyi değildi. Mürsel’e hastaneden acilen “Sonuçlar kötü, acil gelin” dendi. Meme kanseriydi.

Haberin Devamı

ERKEN ALDIRMAYA KIYAMADI

Almaata’daki doktorlar, “Yarın sezaryenle bebeği, ertesi günü de tümörü alalım” dedi. Bebeğin doğması için daha zaman vardı. Erken alınması, prematüre doğması demekti. Kuvöze girmesi kaçınılmazdı. Erken doğum bebek için beklenen ve beklenmeyen birçok sorunun birlikte gelmesiydi. Mürsel, bebeğin gelişmesini tamamlamadan alınmasına razı olmadı. Hamileliğin sürmesinde ısrarcı oldu: “Bir kızım, iki oğlum vardı. Kızım tek kalsın istemiyordum. Ona bir kız kardeş getirme fikri çok hoşuma gidiyordu. Kanser haberini alınca kısa süreli de olsa şok yaşadım. Çocuklarım için yaşamak istiyordum ama bebeğimi feda etmek istemiyordum” diyordu.

BEBEĞİNİ HİÇ EMZİREMEDİ

Bu aradaki İstanbul’daki akrabaları da onu çağırarak genel cerrah Prof. Dr. Abdullah İğci’den randevu aldı. İğci, tümörün çok büyük olduğunu; önce kemoterapiyle küçültülmesini ve sonra ameliyat edilmesi gerektiğini söyledi. Ekibe, anneye en az zararlı ilaçla tedaviye başlayan medikal onkologlar ve bebeği yakından takip eden kadın doğum uzmanları da katıldı. İki doz kemoterapi verildi. Bu arada bebek gelişimini tamamladı, 8.5 aylık olunca sezaryenle doğum gerçekleşti. Doğumdan iki gün önce bütün çocukları Almaata’dan gelmişti. Kardeşlerine Melek adı konuldu. Yaklaşık 12 gün sonra da tümörlü meme tamamen alındı.

KOCAM MEMEMİ GÖRMEYECEK

Haberin Devamı

Bebeğini hiç emziremeyen Mürsel, “Kanser olduğum söylenince çocuklarımı düşündüm. Her şeye ağlayıp, sızlanıp, köşeye çekilmem ben. Üzerine giderim” diyor. Birkaç doz daha kemoterapi tedavisi görecek. Arkasından da radyoterapi uygulanacak. 1.5-2 yıl sonra da şimdi pamuk doldurduğu boşalan memesinin yerine protez taktıracak. Çocuklarıyla telefon ve Skype yoluyla görüşen Mürsel; “Güçlü olmak zorundayım. Memesini kaybetmek bir kadın için kolay değil. Eşimin boşalan mememi görmesini asla istemiyorum. Pansumanda yanımda durmasına izin bile vermedim. Protez takılana kadar görmeyecek. Çocuklarımı düşündükçe, ‘boşver ‘diyorum artık. Yeter ki onların yanında olayım” diyor.

Haberin Devamı

DR. BETÜL ÖZTÜRK (MEMORİAL H. MEDİKAL ONKOLOJİ)

Toksik etki yapmayan ilaçlar seçildi

Gebeliğin bitmesini bekleyemezdik çünkü metastasları olabilirdi. Gebeliğin son döneminde olduğu için şanslı sayılır. İlk ayları olsaydı bebeği aldıktan sonra tedavi yapmamız gerekebilirdi. İlk kemoterapi verdiğimizde 33. haftasındaydı. Bebeğe toksik etki yapmayan ilaçları seçmeye çalıştık. Memelerde süt üretilmesini kesen ilaçlar veriyoruz. Zaten ilaçlar sütüne geçeceği için bebeğini emziremez. Hastamız işin en sorunlu ve stresli kısmını atlattı. Hamilelikte veya doğum yaptıktan hemen sonra, böyle kanserli vakalarla ender de olsa karşılaşıyoruz. Memedeki büyüme ve kitleler, ‘hamilelikten, sütten’ denip atlanabiliyor. Hamile veya lohusaların ellerine gelen kitle varsa tedbiren de olsa doktora gitmeliler.

Haberin Devamı

PROF. DR. ABDULLAH İĞCİ (MEMORİAL H. GENEL CERRAHİ)

Daha ileri evrede anlaşılıyor

Bütün memeyi tutan büyük ve ileri evrede bir kanserdi. Hamilelikten önce başlamış bir kanserde, bu süreçteki hormonal değişiklikler tümörü büyütebilir. Hastamızın tümörü küçük olsaydı, önce ameliyat eder sonra kemoterapi ve radyoterapi yapılırdı. Radyoterapi gebelik sırasında yapılamaz. Bu nedenle doğumdan sonraya bırakıldı. Ama uygun kemoterapi uygulanmasında sakınca görülmedi. Hamilelerde meme kanserini, aynı yaş grubundaki kadınlardan daha ileri evrede yakalıyoruz. Çünkü süt bezeleriyle karıştırılıyor. Meme kanseri riski bulunanlar hamilelikten önce memelerini kontrol ettirmeli.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!