OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 10, 2004 00:00
Diş hekimleri, Türkiye’de erken yaşta protez kullanımında görülen yaygınlığı diş eti hastalıklarının yeterince bilinmemesine, önemsenmemesine bağlıyor. Dişetlerindeki kanamayla çalan alarm zillerini fark etmeyen çok sayıdaki genç ve orta yaşlı kadın ya da erkek daha 40’ı bulmadan takma dişlerle yaşamak zorunda kalıyor.Diş kaybına yol açan süreci şöyle özetlemek mümkün: Yemeklerden sonra diş yüzeyinde gıdalar birikir. Düzenli fırçalanmayan ağızlarda gıdalar hızla bakterilere, bakteri yığınları ise tabakalara dönüşür. Tabaka büyüdükçe içindeki bakterilerin ürettikleri diş etine zararlı maddelerin miktarı artar. İlk aşamada ortaya ‘gingivitis’ adı verilen erken dönem diş eti hastalığı çıkar. Zamanında fark edilip, düzenli diş fırçalama ve diş ipi kullanımına geçilirse bu hastalığı durdurmak mümkündür. Aksi halde, diş etleri çekilir, kökler açığa çıkar. Hastalık ‘Periodontitis’e dönüşebilir. Dişler sallanmaya başlar, hatta kendiliğinden çıkar. Köklerdeki hastalık bazı durumlarda daha da ileri gidip çene kemiğini zedeleyecek boyuta ulaşır.SAĞLIKLI DİŞ ETİ PEMBE OLURİstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof.
Aslan Y. Gökbuget, ağızdaki bakterilerin gelişiminde karbonhidratlı ve şekerli gıdaların önemli bir yeri olduğunu söylüyor. Bu gıdalar tüketildikten sonra mutlaka dişlerin temizlenmesi gerektiğini belirtiyor.Sağlıklı diş etinin rengi pembedir. Dişleri sıkıca sarar. Diyabet, bazı genetik, cilt ve kan hastalıkları, sigara, beslenme gibi alışkanlıklar, ilaçlar gibi çevresel faktörler dişetlerinde tahribata, hastalıklara yol açar.Türkiye’de ortalama her 100 kişiden 80’inde diş eti sorunu var. Çocuklarda diş eti hastalığı görülme sıklığı büyüklere göre çok daha düşük olsa da 6-12 yaş grubunda her 4 çocuktan birinin dişleri tehlikede.İKİ AYRI DİŞ FIRÇASI Gökbuget’e göre, dişleri korumanın en önemli yolu diş fırçalamanın gerekliliğine inanmak. Temel prensip ağızdaki gıda artıklarının ve bakterilerin ortamdan uzaklaştırılması. Bunu diş fırçaları, diş ipleri, arayüz temizleme gereçleriyle yapmak mümkün. Hekim tarafından aksi önerilmedikçe herkes günde iki kez dişlerini fırçalamalı. Fırçalama belirli bir sıra dahilinde yapılmalı: Yani önce üst çene dişlerinin dış yüzeyleri, ardından damak yüzeyleri, sonra da çiğneyici yüzeyler... En son alt çeneye geçilmeli. Dış, sonra iç ve en son çiğneyici yüzeyler fırçalanarak işlem tamamlanmalı. Fırçaların tam olarak kuruması için, sabah ve akşam ayrı fırça kullanılması öneriliyor.HASTA - HEKİM İŞBİRLİĞİ Diş eti hastalıklarının tedavisinde temel prensip hastalık etkenlerini ortadan kaldırmaya yönelik. Eğer hastalık ilerlememişse diş taşı temizliği, kök yüzeyi düzleştirmesi sorunun çözülmesinde yeterli olacaktır. Dişlerin etrafındaki ceplere yığılan bakteri birikintileri ortadan kaldırılır. Çürümeye, iltihaba yol açan toksik maddeler temizlenir.Daha ilerlemiş vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Bu yöntemin seçilmesinde amaç derin ceplerdeki diş taşlarını ve hastalıklı dokuları ortamdan uzaklaştırmaktır. Kök yüzeyleri düzleştirilince, diş etlerine yeni şekil verilince ağız temizliği daha kolay ve etkin yapılacaktır.Tedavide hastanın hekimle işbirliği yapması önemlidir. Hasta günlük ağız bakımını diş fırçası ve diş ipi kullanımıyla en iyi şekilde yapmazsa hekimin başarılı olması zordur. Çünkü diş doktoru hastalık sonucu ortaya çıkan yıkımı gidermeye çalışır. Her diş eti hastasının mutlaka ameliyat olması gerekmez. Belirleyici olan hastanın tedaviye gösterdiği uyumdur. Antibiyotikler, gargaralar sadece bazı vakalarda tedaviyi destekleyici olarak kullanılır. Ağız temizliğini ihmal edip sadece ilaç kullanmak, hastalık belirtilerini geçici olarak azaltır. Fakat tedavi etmez.DİŞ ETİ HASTALIKLARININ BELİRTİLERİDiş fırçalarken diş etlerinin kanaması, Diş etlerinde şişme ve kızarma,Diş etlerinde çekilmeler ve açığa çıkan kök yüzeylerinde hassasiyet,Diş eti kenarlarında veya dişler arasında, diş taşlarına bağlı siyah alanlar oluşması,Diş ile diş eti arasından iltihap gelmesi, Dişlerde sallanmalar, uzamalar ve dişler arasında açılmalar olması, Ağızda sürekli bir kötü koku ve kötü tat hissinin bulunması.Sigaranın ve beslenmenin etkisi varSigara, diş eti hastalığının seyrini olumsuz yönde etkileyen faktörlerin başında gelir. Bakterilerin diş yüzeyine tutunmasını kolaylaştırır. Diş etinin lokal savunma düzenini bozar. Böylece bakterilere karşı daha savunmasız hale sokar. Hastalığın erken belirtilerinin ortaya çıkmasını engeller. Tedaviye yanıtı zayıflatır. Dahası sigara yüzünden iyileşme çok sınırlı bir süre korunabilir. Beslenirken
kalori-vitamin dengesi diÅŸ eti saÄŸlığı açısından önem taşır. Ayrıca lifli gıdalar, taze sebze ve meyvelerin tüketimi çiÄŸneme fonksiyonu sırasında da diÅŸ eti saÄŸlığı ve fizyolojisinin korunmasında önemli katkı saÄŸlar.DiÅŸ eti hastalıkları, bebeÄŸin düşük kilolu doÄŸmasına neden olabilirHamilelik annenin yaÅŸamında fizyolojik deÄŸiÅŸimlerin yaÅŸandığı önemli bir dönem. DiÅŸ etinde de hormonal deÄŸiÅŸimin tetiklediÄŸi diÅŸeti reaksiyonları oluÅŸabiliyor. Hamilelik sırasındaki hormon deÄŸiÅŸimleri, diÅŸ etlerini etkiler. Kırmızılaşır, bakteri tabakasına karşı daha duyarlı hale gelir. Erken safhadaki diÅŸ eti hastalığı hamilelikte ÅŸiddetlenebilir. DiÅŸ etlerinde kanama eÄŸilimi artar. Özellikle ilk aylarda mide bulantısı sorunu olan anne adaylarında ağız bakımı çok aksar. Çocuk anne için hep daha öncelikli olur. Ağızda meydana gelen sorunlar gereksiz yere hamilelik sonuna ertelenir. Basit sorunlar bu nedenle büyür. Bu nedenle hamilelik öncesinde ya da ilk aydan itibaren iyi bir ağız diÅŸ bakımı programına girilebilir. Doktor özel bir risk belirtmedikçe diÅŸ hekimi gereken iÅŸlemleri yapabilir. Son yıllarda yapılan araÅŸtırmalar kadınlarda düşük kilolu bebek doÄŸurma eÄŸilimiyle, diÅŸ eti hastalıkları arasında yakın baÄŸ olduÄŸunu ortaya koyuyor.AKLINIZDA OLSUNELMAYLA DÄ°Åž ETÄ°NE MASAJ: Fındık, ceviz gibi sert kabuklu yiyecekler kesinlikle diÅŸle kırılmamalı. Aşırı soÄŸuk ve aşırı sıcak besinlerden kaçınılmalı. Havuç, salatalık, ayva, elma gibi sert meyve ve sebzeler diÅŸetlerindeki kan dolaşımını hızlandırır, masaj yapar. DiÅŸleri dışardan besler, temiz tutar, diÅŸtaÅŸları oluÅŸmasını engeller. Ağızda güzel koku için karanfil, maydanoz, adaçayı, portakal kabuÄŸu çiÄŸnenebilir.DÄ°Åž KANGRENÄ° DUYDUNUZ MU? DiÅŸin sinir-damar ağının mikro organizmalarca iÅŸgali sonucu, canlılığını kaybetmesi, bazı durumlarda içerdiÄŸi protein, karbonhidrat ve yaÄŸların kimyasal olaylar sonucu parçalanmasıyla diÅŸ kangreni geliÅŸebilir. Çürüğe eÄŸilimli diÅŸe sahip kiÅŸilerin çocuk yaÅŸta bile ağızlarında aşırı çürük sonucu diÅŸ kangrenine rastlanabilir. Ani darbelerle diÅŸin kırıldığı durumlarda olabildiÄŸi gibi sürekli ve yavaÅŸ yavaÅŸ etki yapan yüksek dolgular, sızıntılar, sinire ulaÅŸan çürükler de diÅŸin ölümüne yol açabilir. STRES AÄžIZA VURURSA: DiÅŸ gıcırdatma, uyku sırasında çeneleri sıkma ciddi bir sorundur. Sık rastlansa da sorun sahipleri bunu fark etmez. Nedenleri hakkında farklı görüşler var. Kimi uzmanlar diÅŸler arasındaki kapanış iliÅŸkisinin bozulmasından kaynaklandığını savunurken, bazıları santral sinir sistemindeki bir hastalığın neden olduÄŸunu söyler. Bir baÅŸka grup da bu iki nedeni de kapsayan çok yönlü bir problem olduÄŸunu ileri sürer. Ama hepsinin buluÅŸtuÄŸu ortak nokta, duygusal stresler. Vücudumuzda stres belirtilerini ilk olarak ağız dokularında görülüyor. Stres, sorunun hem oluÅŸ nedeni hem de ÅŸiddetini artırıyor. Aşırı sinirli, hassas, titiz bir yapıya sahip olmak önemli etkenlerden. DÄ°Åž RÖNTGENÄ° TEHLÄ°KELÄ° MÄ°? DiÅŸ röntgeni çektirmenin ışın alma yönünden bir sakıncası yoktur. Bir diÅŸ röntgen filminden alınan ışın dozu, güneÅŸ ışığına maruz kalındığında alınan radyasyondan bile daha az.Â
button