Güncelleme Tarihi:
Yahoo’nun hamile çalışanları için her binanın önünde özel bir park yeri ayırdığını öğrendiğinde soluğu patronunun odasında aldı. Sheryl odasında yoga yaparken bulduğu Google’ın kurucularından Serger Brin’e önerisini kabul ettirdi. Ama kendi ayaklarının acısını tecrübe etmiş olmasa hamile çalışanların özel bir hak istemekten kaçındıklarını fark etmeyecekti. O kadar ki çalışan kadınların sorunlarını anlattığı ve ABD’de bir numara olan Sınırlarını Zorla (Doğan Egmont Yayıncılık) kitabını da yazmayacaktı.
Hamilelikle maddi ve manevi yükleri artan çalışan kadınlar için sorunlar şüphesiz çok daha öncesi başlıyor. Eğer çalışan ve başarılı bir kadınsanız işlerinize öyle gömülüyorsunuzdur ki, özel yaşamınıza ayıracak zamanınız kalmıyor.
Sherly’e göre bir kadın iş ve ev arasında bölünüyorsa, ya bezgindir ya da suçluluk duyuyordur. Bekarlar belli belirsiz bir “tren kaçıyor” korkusu duyarken, çocuğu olanlar da “çocuğumla yeteri kadar ilgilenemiyorum” duygusuyla dert ediniyorlar.
Doğum izni sonrası sorumluluğu tek başına yüklenen kadın, yorgunluk, psikolojik tahribat ve bölünmüş zihinle daha fazla çabalamak zorunda hissediyor. Uykusundan, görüntüsünden veya sağlığından feragat ederek çalışmak, çoğu yerde sonuç da vermiyor. Çünkü kadınlar derinlerde yatan ve telafi edemediği özgüven eksikliğini çok küçük yaşlarda öğreniyorlar.
Sheryl, bu öğretilere güzel bir örnek veriyor. Bir gün Facebook’un yaratıcısı Zuckerberg tarafından iş teklifi alır. Ancak bu, aynı statüdeki bir erkek çalışandan daha az maaş ve olanakları olan bir tekliftir. Bunu bilmesine rağmen işi kabul etmek için can atar. Oysa erkek dünyasında ilk teklif hiçbir zaman hemen kabul edilmez. Çevresindeki erkeklerin uyarılarıyla pazarlık masasına oturur.
Gündüzleri güçlüyü oynarken, geceleri özgüven boşluklarıyla uğraşan zihni ona herşeyi mahvettiğini fısıldar. Uyuyamaz. Ama işler zihnindeki gibi gelişmez ve Zuckerberg değişen şartlardan oluşan yeni bir anlaşmayla gelir. Sheryl, bir kadın için bu durumu mayın dolu bir tarlada topuklu ayakkabılarla geri geri yürümeye benzetiyor. Erkek egemenliği, toplumsal kurallar, cinsiyet rolleri, kodlar…
Kadınlar başarılı olmayı sevilebilir olmaya feda ediyor
Kitapta bir de özeleştiri var: “kadınların başarılı olmayı, sevilebilir olmaya feda etmesi!” Sheryl bunu kendisi de deneyimlemiş. Facebook’ta çalışmaya başladığı zaman bir blogda elinde silah, üzerinde yalancı yazılı bir görselle ve “Facebook’un sonunu getirecek kadın” yorumuyla karşılaşmış. Durumu şöyle açıklıyor:
“Ağladım. Bir süre uykusuzluk çektim. Her türlü kaba cevaplarla ilgili fanteziler kurdum. Ama sonunda verebileceğim en iyi cevabın bunları görmezden gelip, işimi yapmaya devam etmek olduğuna karar verdim.”
Kodlar, roller ve ikilemler arasında park yeri ararken...
Kadın olmak cinsiyet rolleri, kodlar ya da önyargılarla mücadele etmek demek. Kimi yerde özgürlük denizinizin içinde yüzerken dahi karaya vuran özgüven dalgalarıyla boğuşmak... İşin en keyifli yanı mücadale sonunda yapılar içindeki bozuk tuğlaların kendiliğinden düşmesini izlemek oluyor.
Bizler benliğimizi dış dünyaya göre keşfetmeye alışık büyütüldüğümüzden kendimizle olan ilişkide sorunlar yaşıyoruz. Çoğunluk “başkaları ne der” sloganıyla bizci yaşamı seçerken, toplumsal normları yadsıyan benci(l)lerse yalnızlık hastalığına tutuluyorlar. Üstelik kadın olmak ve gördüğüm kadarıyla anne olmak bunlardan da fazlasını içeriyor.
Esas olan yaşadığımız anı bulmak ve ona imza atmak. Ne bizci ne de sadece ben(ci) yaşamak; “önce ben” demek gerekiyor. Bir süredir yaşamımı yeniden tasarlama konusunda destek aldığım Cosmomia Yaşam Tasarımı ekibinden Arcan Okan Kuşun’la bu felsefeyi tartışıyoruz. On beş haftanın sonunda Farkındalık Yolculuğu eğitimini sizlerle de paylaşacağım, ama siz de başkalarına evet derken kendinize hayır demiş olabileceğinizi sorgulayın lütfen. Kodlar, roller ve ikilemler arasında park yeri ararken…
DUYURU:
21. Yüzyılda Kentsel Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Okan Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu - MYO, yoğun ilgi üzerine sektör işbirliğine yönelik lojistik panelin ikincisini düzenliyor. Yüksekokul müdürü Doç. Dr. Ahmet Tuğrul Savaş'ın önderliğinde ve Yönetim ve Organizasyon Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Lütfi Saka ile öğretim görevlisi Sinan Bayraktar'ın moderatörlüğünde 28 Nisan'da gerçekleşecek olan panele katılım ücretsiz. Okan Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan ve Rektör Prof. Dr. Şule Kut'un açılış konuşmalarıyla başlayacak olan panelde, TIRSAN Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, İBB / İETT Genel Müdürü Hayri Baraçlı, DHL Anadolu Bölge Satış ve Dağıtım Müdürü Necati Dağtekin ve Coca-Cola Lojistik Müdürü Nihat Sevim gibi değerli isimlerle kentsel lojistik ile yapılan mevcut çalışmalar, planlamalar ve çözüm önerileri tartışılacak. (0216 325 48 18 - www.okan.edu.tr)