Güncelleme Tarihi:
‘Hayvan’ albümü nasıl bir ruha sahip?
- İnsan bir albüm yaparken en güvenli liman olan kalbinin sesine kulak veriyor. Ben de kalbime torpil geçtim. Hayvan yüzünden elimden mendil düşmedi. Ancak bu şarkıların kara mizahı da var, gülümseyen bir yanı da... Bırak Nazan, insanlar biraz da eğlensin dedim.
Şarkıların yazımında size neler ilham veriyor?
- O süreçte Allah ne verdiyse onu yazıp okuyorum. Sağolsun ilham beni hiç yalnız bırakmıyor. Hayal gücü ve yaşamın kuvvetiyle kalbime yüklenerek yazıyorum.
Albüme ‘Hayvan’ ismini vermeye nasıl karar verdiniz?
- Her gece annemle bir saat mutlaka konuşuyoruz. Şarkıyı yazdığım gece ‘Razuş bak ne yazdım’ dedim. Sadece sözlerini okudum telefonda, dinledi dinledi “Albümün adı ‘Hayvan’ olsun” dedi. “Ama adı ‘Normal’ bu şarkının anacım” dediğimde; “Ama sen iki ayaklı hayvanlardan söz ediyorsun burada, yetmez mi” dedi, benim için de bir mahsuru yoktu. Bu kişisel bir şey değil. Bir duruma, bir olaya karşı genel bir tepki hissiyatıyla yazılmış bir şarkı. Anlayan anlamıştır.
Çevrenizde iki ayaklı hayvanlar çok mu?
- Herkesin bu türden görebileceği insanlar var. Hayat bu; kime toslayacağın hiç belli olmaz. Böylelerini Allah çıkarmasın karşımıza. Kötü insanlar, iyi insanları sınamaya yararlar. En iyisi bunlara bulaşmamak.
Nazan Öncel şarkıları okumayı herkes istiyor. Sizden şarkı almanın kriterleri neler? Mesela Tuğba Ekinci’ye şarkı veriyorsunuz...
- Kimseye sipariş üzerine şarkı yazmam, yazdığım şarkının bir virgülünü bile değiştirtmem. Kafasını müzikle bozmuş herkese kapım açık. Çünkü kimse yüksek sanat yapmıyor. Buna Tuğba Ekinci de dahil. Evet, o gece yaptığını ben de onaylamıyorum ama onun tek derdi Tarkan’la bir düet yapmaktı. Bağışlamak büyüklüğün şanındandır ama orası da Tarkan’ın bileceği bir şey artık.
Oğlunuz Serkan, sizden 17 yaş küçük. Albümde birlikte yaptığınız bir şarkı da var. Anne-oğul ilişkiniz var?
Aşk ve mutluluk birbirinin düşmanı
Çocukken öfkeli ve mutsuz olduğunuzu söylemişsiniz. Size bunları hissettiren neydi?
- Bunları şarkılarımda anlatmıştım. İnsanların önüne temcit pilavı gibi koyarsam gariban edebiyatı yapıyor denilmesinden hazzetmem. Aile içi şiddet, taciz, kadına bakış açısı ve vicdan meselesi gibi konular... ‘Asiye Nasıl Kurtulur’u hatırlayalım: Yıllar geçti üzerinden Asiye kurtulmuş mudur? Veya Fatmagül’ün suçu nedir mesela? Tabu olan bu konular üzerine şarkılar yazdım diye az dövülmemiştim zamanında. Bir işe yaradı mı dersen, şu anlamda yaramıştır; geldiğimiz noktada hiç değilse bugün bu konular dile getirilebiliyor, bir payım olduysa ne âlâ.
Siz hiç yaş almıyor gibi görünüyorsunuz. Bunun sırrı ne?
- Bir saatten sonra hesap yapmayı bırakıyor insan. Yaş rafa kalkıyor. Her yaşın ayrı güzelliği var mavraları dönmeye başlıyor, eksik olmayasın senin gibiler böyle iltifatlar edince ne diyeceğimi bilemiyorum. Düzenli olarak yüzüyorum, sağlıklı olmak için yapıyorum bunu. Düzenli olarak yürüyorum. Ne kadar ekmek, o kadar köfte. Şımartma beni (Gülüyor).
Peki aşkı bu kadar güzel anlatan bir kadın hayatta aşk adına neler yaşadı?
- Şöyle söyleyeyim aşk güzel bir şeyse, “Güzel şeyler çabuk biter” demiştim bir şarkımda. Ama aşk sadece güzel bir şey değildir ki. Elinden geleni istediğin kadar yap, aşk ve mutluluk birbirinin düşmanı gibi geliyor bana. Aşık olanın elinde sadece sevgisi vardır ve bu yetecekmiş gibi gelir insana. Tam işte budur dediğinizde öteki karşı kaldırıma geçmiştir bile. Onca emek verdiğin insan bir gecede hayvan oluveriyor. Kaçanın kovalandığı bir şeye dönüşüyor. Tam tersi de şudur: Birinden kurtulmak mı istiyorsun her dediğine peki de, kurtul.
SEZEN’LE DUYGUDAŞIZ
Sezen Aksu’nun yeni albümüne bir şarkı veren Nazan Öncel aslında sıkı dost olduklarını söylüyor: “Ama böyle değilmiş gibi yansıtılmıştır hep. Bizde de kabahat var tabii, her ikimiz de uzun zaman bu konuda sessiz kaldık. Neyse hayatta sonuçlar önemli. Duygudaşız kısaca...”