Ona benzetilmek korkutuyor

Güncelleme Tarihi:

Ona benzetilmek korkutuyor
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 07, 2011 00:00

1940’ların ve 1950’lerin ünlü şarkıcısı Edith Piaf’a Fransa dışında ve Türkiye’de de duyulan hayranlık malum. Yıllar sonra yine bir Fransız kadının, üstelik tıpkı ‘Kaldırım Serçesi Piaf’ gibi sokaklardan gelen Isabelle Geffroy’un rüzgârı esiyor.

Haberin Devamı

Zaz’ı Youtube’daki canlı sokak performanslarıyla fark ettik önce. Birkaç ayda on milyonlarca kez izlenmişti videoları. O da zaten grubu Zaz’la Türkiye yollarında. Ekimde İstanbul’da konser verecek Zaz’ın solisti ve her şeyi Geffroy’u turnesinin ortasında yakaladım

Hakkınızda çok az şey biliyoruz. Albümünüzü çıkarmadan önce nasıl bir müzikal kariyeriniz vardı?
- Hatırı sayılır bir süredir müzik yapıyorum ve şarkı söylüyorum. Yine çok sayıda grupta yer aldım. Sonuncusu da enerjik hip hop türünde müzik yapan 4P grubuydu. Grup hâlâ var ve yoluna yeni bir kadın vokalistle devam ediyor.
Kariyerinize, 4P’den Zaz’a dönmenin ne gibi etkileri oldu?
- Bir yıldır kariyerimdeki en büyük farksa her şeyin çok profesyonel, organize, planlı bir hale gelmesi. Doğaçlama çalmak artık çok zor hale geldi. Eskiden kendime ayıracak daha fazla zamanım vardı, her şey daha hesapsızdı. Medyatik başarı ve popülarite beni hesap vermek, bazı şeyleri önceden planlamak zorunda bırakıyor. Bu, benim için yeni ve biraz da yorucu bir durum.
Küçükken kendi kendinize mırıldandığınız ilk şarkıyı hatırlıyor musunuz?
- Bunun için çok eskilere gitmem lazım! Hiç şüphesiz Georges Brassens şarkıları mırıldanıyordum.
Çocukluğunuzda büyüyünce ünlü bir şarkıcı olmayı hayal eder miydiniz?
- Küçük bir kızken genelde biraz çılgın, biraz ulaşılmaz hayaller kurarız. Bu tam da çocukluğa özgü bir durum. Oğlan çocukları itfaiyeci veya otobüs şoförü, kızlar da tıpkı benim de hayal ettiğim gibi dansçı, şarkıcı, aktris olmak ister. İşin eğlenceli tarafı aslında işin de böyle başlaması.

Haberin Devamı

İLHAM KAYNAĞIM İNSAN RUHU

Şarkılarınızı yazarken veya söylerken nelerden esinleniyorsunuz?
- Hiç şüphesiz birçok besteci ve yazar gibi, en büyük ilham kaynaklarım hayatın kendisi, insanlar, içine daldığım insan ruhu.
Sesinizi nasıl eğittiniz? Bunun için hiç özel ders aldınız mı?
- Başlangıçta aldım. Ancak, nedenini tam açıklamayasam da şarkı söylemek benim için kolay bir iş. Bir öğretmenle sesim üzerine daha fazla çalışmak isterim ama şu an hiç zamanım yok. Bu da üzücü bir durum.
Sokaklarda şarkı söylemeye nasıl başladınız?
- Aslında, her yerde söylüyordum: Sokakta, kabarelerde... Bu da beni eğlendiriyordu ve insanlarla karşılaşmak, onları şaşırtmak beni eğlendirmeye de devam ediyor.
Video kliplerinizi Youtube’e koyduğunuzda bugünkü kadar ünlü olacağınızı tahmin ediyor muydunuz?
- Hep şarkı söylemek, sahneye çıkmak istiyordum. Elbette, başarıyı öngörmek mümkün değil. Başarı güzel bir sürpriz oldu. Benim için ve muhtemelen sanatçıların çoğunluğu için, hele de bu dönemde bir kariyer planı yapmak çok zor. İşler daha çok tesadüfe dayanıyor. Şöhret gelip geçici bir şey. Bunu tartışmak istemiyorum. Asıl arzum yapmak istediğimi yapmak.
Şimdiki ününüzü ihtimal dahilinde görüyor muydunuz? Çünkü ‘Je Veux’ şarkınızda para, limuzin ve şoförlere gerek duymadığınızdan bahsediyorsunuz...
- Kendimi tanınmış veya medyatik bir kişi gibi görmüyorum. Öte yandan artık fırından ekmek satın almak veya metroya binmek eskiye göre daha zor. ‘Je Veux’ şarkısının sözlerine gelince, ağzımdan çıkanlar çok sayıda kişiyi ilgilendirebilir.

Haberin Devamı

YIL SONUNA KADAR YOLLARDAYIZ

Uzun bir süre sokakta çaldıktan sonra ilk albümünüzü kaydederken neler hissettiniz?
- Uzun zamandır müzikle uğraşıyorum ama bu ilk albümüm. Kayıt aşaması da tüm müzik yaşamımın somut hale gelmesiydi. Kayıtlar uzun bir süreye yayıldı. Parçalar arasında tercih yapmam gerekti. Bazı parçaları dışarıda bırakmakta sıkıntı çektim.
Sık sık Fransız şanson geleneğinin 20. yüzyıl temsilcisi Edith Piaf’la kıyaslanıyorsunuz? Bu tespitten memnun musunuz?
- Bu kıyaslama hakikaten çok gurur verici, hatta açık söylemek gerekirse biraz da beni korkutuyor. Piaf, tarihi öneme sahip bir kişilik. Hatta insanlık mirasının bir parçası. Piaf benim için bir dönemi, bir yaşam biçimini temsil ediyor. Sadece bana değil, herkese ait o. Boksör Marcel Cerdan ile hikayesi, sonra sesi ve şarkıları...
Zaz sadece bu albüm için kurulmuş bir grup mu yoksa başka albümler de gelecek mi?
- Bu ilk albüm. Başka projelerin de bunu takip etmesini umuyorum. Ama bunların neler olacağını söylemek için biraz erken.
Sokakta onlarla çalarken çok rahat görünüyorsunuz; grubu biraz anlatır mısınız; iyi anlaşıyor musunuz?
- Evet, bu güzel bir macera. Birlikte çaldığım müzisyenler bu yılın başında geldi. Aramızdaki uyum iyi, sahnede ve seyahatlerde ambiyans iyi. Bunun hissedildiğini umuyorum. Birlikte yeni düzenlemelere üzerine çalışıyoruz. Turnenin başında hiç çalmadığım şarkılar üzerine yoğunlaşıyoruz.
Gelecek için nasıl planlarınız var?
- Bu aralar neredeyse günü gününe yaşıyorum. Yıl sonuna kadar zaten yollardayız. Yeni albüm üzerine çalışmaya başlıyorum. Ayrıca, Pierre Rahi Colibri Derneği’yle işbirliği içinde hediyelik eşyalar geliştirme çalışmaları yapıyorum.

Haberin Devamı

TÜRKİYE İÇİN SABIRSIZLANIYORUM

Video klipleriniz çok fazla tık almıştı. Tüm bundan sonra turneniz nasıl geçiyor?
- Muhteşem fakat yorucu! Ama tüm seyircilerin karşısına çıkmak son derece harika. En inanılmaz şey, Fransa sınırları dışına çıkmamız. Almanya’da, İtalya’da, İsviçre’de, Yunanistan’da çaldık. Yakında Türkiye’de olacağız. Bunu değerini anlamakta hâlâ zorlanıyorum.
Türkiye’deki dinleyicilerinizden ne bekliyorsunuz?
- Yeni bir ülkeyle, yeni bir kültürle karşılaşmayı müthiş bir sabırsızlıkla bekliyorum. Sanıyorum albümümüz Türk radyolarında çalıyor, Türkiye’de çalmak için sabırsızlanıyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!