<B> Merve YENAL / SAMSUN</B>
Oluşturulma Tarihi: Mart 16, 2002 14:06
Üç yaşındayken kağıttan ve hamurdan şekiller yapıyordu. Yedisinde resim yapmaya başladı, özel dersler alarak hızla ilerledi. Resimleri ilaç şirketi Merck Sharp & Dohme'un 2002 takvimini süsledi. Samsun'da yaşayan 15 yaşındaki Yiğit Dündar'ın en büyük hayali ilerde ünlülerin evini dekore etmek.
Yiğit Dündar henüz 15 yaşında... Samsun'da yaşıyor. Huriye Süer Anadolu Lisesi hazırlık sınıfına gidiyor. Samsun Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Başhekimi Selçuk Dündar ve ev kadını Hidayet Dündar'ın iki oğlundan biri...
Dündar yaşıtı gençlerden farklı... Duyarlı, sessiz, nazik, kırılgan... Çünkü o bir sanatçı. İçinden gelen bir dürtüyle yedi yaşından bu yana resim yapıyor. Resimleri yurtiçinde ve yurtdışında birçok ödül kazanmış. Son olarak eserleri Merck Sharp & Dohme ilaç şirketinin 2002 takvim kataloğunda yer almış. Takvimlerden 25 bin adet basılarak Türkiye'deki doktor ve eczacılara dağıtılmış.
İlerde iç mimar olmayı planlayan Dündar, ‘‘Resim yapmak benim hayatım, ömür boyu resim yapacağım‘‘ diyor.
Yiğit'in doğuştan gelen yeteneği daha küçük bir çocukken kendini göstermiş. Ailesinde örnek alabileceği bir sanatçı olmamasına karşın üç yaşındayken kağıtlardan ve hamurlardan şekiller yapmaya başlamış.
Babası Yiğit'in yeteneğini ilkokuldayken keşfettiklerini söylüyor: ‘‘İlkokula başladığında sınıfındaki birkaç arkadaşı gibi resim dersi almak istediğini söyledi. Değişik yarışmalara resimlerini gönderip derece almaya başlayınca yetenekli olduğunu anladık. Şimdi 13 yaşındaki kardeşi de ondan özenerek resim yapmaya başladı.‘‘
Böylece 'profesyonel' sanat serüveni başlamış. Yıllarca hocalardan ders almış. Şimdi derslere Çizgi Sanat Atölyesi'nde devam ediyor. Cumartesi günleri dört saatini atölyede geçiriyor. Bunun yanı sıra her gün en az iki saat evdeki atölyesinde resim yapıyor:
‘‘Atölyede yaptığım resimleri bitirmeden eve getirmiyorum. Annem babam bazen 'öğretmen burada sana çok yardım etmiş' diyorlar. Resmi tek başıma yaptığıma inanamıyorlar.‘‘
Yabancı ressamlardan Picasso, Dali, Rafaello; Türkler’den İbrahim Çallı, Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Bedri Baykam'ı beğeniyor. Hocasının verdiği ödevlerin dışında bu sanatçılardan esinlenerek resim yapıyor. Bir konuya başlayınca onunla ilgili en az üç beş tablodan oluşan bir seri oluşturuyor. En çok at ve güvercin resimleri yapmayı seviyor.
Resme pastelle başlamış. Sırasıyla guvaş, sulu boya ve karakalem öğrenmiş. İki yıldır yağlı boya yapıyor. Kendini yağlı boyada daha başarılı buluyor. Şimdiye kadar yaklaşık 20 yağlı boya tablosu olmuş. Bunlardan birçoğu evinin duvarlarında asılı duruyor.
Resim yapmak onun için
yemek yemek kadar doğal. Bazen tuvalin önüne sabah oturup akşama kadar kalkmadığını söylüyor. Kendini iyi hissettiği zamanlarda hep resim yapıyor. O anlarda dünyayla tüm ilişkisini kesiyor:
‘‘Odamın kapısını kapatırım. Kimse beni rahatsız etmez. Genelde müzik açık olur. Resim yaparken hiç kötü bir şey düşünmem. Kendimi kaybediyor gibi olurum. O anki duygularım resme yansır. Yalnızca çok sinirliyken resim yapamıyorum, bozuluyor.‘‘
Başarısına karşın mütevazılığı elden bırakmıyor: ‘‘Daha doğayı gözlemleyerek resim yapma aşamasına gelmedim. Şimdilik kart postalları ve ünlü ressamların eserlerini yorumluyorum.‘‘
El becerisi kendini günlük hayatta da gösteriyor. Kremayla annesinin yaptığı pastaları; mısır, zeytin, turşu gibi malzemelerle salataları süslüyor. Kendi beğenisine göre evin dekorasyonunu yapıyor.
YURTDIŞI HAYALİArkadaşlarıyla vakit geçirmeyi, biyografi kitapları okumayı ve pop müzik dinlemeyi seviyor. Birçok erkek çocuğun tersine sporla arası pek iyi değil: ‘‘Yazları tenis oynarım. Futbol ve basketboldan hoşlanmıyorum. Çünkü sanatçılar biraz duygusal ve ince ruhlu oluyor.‘‘
İlerde iç mimar, grafiker veya desinatör olmayı hedefliyor. Resim yapmaya her zaman devam edeceğini ama ressamlığı meslek olarak seçmeyeceğini söylüyor:
‘‘Samsun'da değil başka bir şehirde, belki de yurt dışında bir akademide okumak istiyorum. Burada bana sağlanacak olanaklar kısıtlı. En büyük hayalim sanatçıların, mankenlerin, politikacıların evlerini dekore etmek. Şimdiye kadar burs teklif eden olmadı ama olsa kesinlikle giderim.‘‘