Oluşturulma Tarihi: Ekim 17, 2001 09:58
İnsanda mutsuzluğun hem ruhsal hem de bedeni belirtileri vardır: Ruhsal belirtileri; karamsarlık, kronik üzüntü, sürekli şikayet, devamlı başkalarını eleştirmek ve suçlamaktır. Bedeni belirtileri ise; gerginlik, baş ağrsı, halsizlik, yorgunluk ve bitkinliktir...
...Bu belirtilere göre mutsuzluk; ruhsal ve bedensel bir çöküntü halidir. Ruhsal çöküntü, insandaki hissetme kabiliyetinin yok olması; bedeni çöküntü ise, vücudun gergin, halsiz ve bitkin olmasıdır.Mutluluğun BelirtileriPeki insan
da mutluluğun belirtileri nelerdir? Ruhsal olarak olumlu düşünmek, yaşama sevinci duymak, neşeli olmak, kendini iyi hissetmek; bedensel olarak ise canlılığın, zindeliğin ve hareketliliğin artmasıdır.Birçok insana göre mutluluk, sadece bol para harcama,
eğlenme ve iyi vakit geçirmedir. Bunlar can sıkıntısından böyle bir yaşama biçimiyle kurtulabileceklerini sanırlar. Oysa can sıkıntısının asıl sebebi, üretici gücümüzün felce uğraması ve içimizdeki manevi boşluktur. Bazılarına göre de mutluluk, acı ve ıstıraplardan kurtulmadır. Oysa çoğu kere acılar, bizim öğretmenimizdir; olgunlaşmamıza ve güçlenmemize yardımcı olurlar.Bize göre mutluluk, insanın dünyayla kurduğu uyumun, kendi içine yansımasından doğan bir iç huzurdur. Bir başka deyişle mutluluk, insanın hayatından memnun olması halidir.
Nasıl Olumlu Düşünülür?
Kaliteli bir hayat sürebilmek için mutlu ve başarılı olmalıyız. Bunun olmazsa olmaz şartı da olumlu düşünebilmektir. Bu da her şeyden önce, olumlu bir zihinsel tutumla başlar. Zihinsel tutumunu doğru olarak seçmiş bir insanı, hedeflerine ulaşmaktan hiçbir güç alıkoyamaz. Öyleyse olumlu düşünmenin cana can katan gücünden mutlaka yararlanmalıyız.
Unutmayınız ki istenildiği taktirde olumlu düşünme öğrenilebilir. Nasıl ki istediğimizde göz kapağımızı açıp kapatabiliyor, kollarımızı hareket ettirebiliyorsak düşüncelerimizi de denetleyip yönetebiliriz. Düşüncelerini yönetmeyi öğrenen insan ,önemli ölçüde duygularını da kontrol edebilir. Böylece olumsuz duyguların bombardımanından kurtulmuş olur. O halde öncelikle, oluml
u düşünme alışkanlığı kazanmalıyız. Bunun için de, şu yöntemleri kullanabiliriz:- Yakın çevremizi iyimser insanlardan oluşturmalıyız. Kötümser insanlarla yakın ilişkiler kurarsak, biz de zamanla onların etkisiyle olumsuz düşünmeye başlarız. Onun için olumlu düşünen eş ve arkadaşlar seçmeliyiz kendimize. Böylece yakın çevremizde, olumlu bir atmosfer oluşturacaktır. Unutmayalım ki uzun süre evli kalan eşlerin düşünceleri ve davranışları birbirine benzer; hatta görünüşleri bile…
- Hepimizin olumlu kelimelerden oluşan kişisel sözlüğü olmalı. Bunları günlük hayatımızda çokça kullanırsak, kendimizi daha iyi hissederiz. Çünkü olumlu sözcükler, zihnimizde güzel resimler yapar ve olumlu düşünmenin kapılarını açar bize. Küfürlü, kaba kelimeler ise, bedenimizde bir kasılma ve gerginlik yaratır. Ne kadar kaba konuşursak, olumsuz düşünceleri o kadar kuvvetlendirmiş oluruz. Olumsuz düşünceler de kafaya yerleşti mi, kasları kaskatı yapar. Biliyorsunuz ki düşünceler kelimeleri yaratır, kelimeler de düşünceleri… Sonuçta düşüncelerimize uygun bir tutum takınırız. Bir kısım düşünceler, konuşmayla başlar. Bu nedenle huzur verici, sakinleştirici, güzel sözlerle başlayıp öyle sürdürmeliyiz konuşmalarımızı.
- Her olayın en iyi yönlerini görmeye çalışmalıyız. Karşılaştığımız her olayı ders almamız için bize sunulmuş birer fırsat olarak değerlendirmeliyiz. İlkokul birinci sınıfa giden kızım Aybige’ye, kaliteli bir “şapka ve atkı” takımı almıştım. Şapkasını okulda kaybederek eve geldi. Bu olaya çok sinirlendim. Bana: “Babacığım kızma! Ya ikisini de kaybetseydim, en azından atkım duruyor.” Dedi. Bu sözleriyle küçücük kızım bana, ömür boyu unutamayacağım, bilgece bir “olumlu düşünme” dersi vermişti.
- Karamsarlığa kapıldığımızda elimize bir kağıt-kalem alıp, sahip olduğumuz iyi şeylerin bir listesini çıkaralım. Sonra da bunların bir kısmının elimizden alındığını zihnimizde canlandıralım. İşte o zaman, sahip olduğumuz şeyler için, halimize şükrederiz. Kronik üzgünler sahip olduklarının tadını çıkarmak yerine, içlerinde sahip olmadıkları şeylerin acısını duyarlar.
- Sessiz ortamlar insanın gevşemesine yardımcı olur. Bu nedenle zihninizi sessiz ortamlarda sakinleştirmeye çalışın. Çünkü sakinleştiğiniz zaman daha olumlu düşünür, daha yaratıcı olursunuz. Bu sebeple önemli kararlarınızı hep sakin olduğunuz zamanlarda verin. Büyük planlar hep sessiz ortamlarda yapılır. Çeşitli bilimsel araştırmalar, gürültünün yaratıcılığı ve verimliliği önemli derecede azalttığını ortaya çıkarmıştır. Gürültü sinir sistemimiz yoluyla kaslara ulaşır ve onları uyararak dinlenmelerini engeller.
- Güzel anları sıkça hatırınıza getirin. Örneğin çok eğlendiğiniz bir düğünü, başardığınız bir işi, size yapılan hoş bir jesti…hatırlayın. Unutmayın mutlu insanları hayatlarının en güzel geçmiş saatleri yönetirken, musuz insanları geçmişteki yenilgiler yönetir. Zihninizi geçmişteki güzel anılarla doldurun ki, sıkıntılı anlarınızda bu resimler size yardımcı olabilsin. O zaman günlük sıkıntılarınız ne kadar çok olursa olsun , ara sıra bu güzel tablolara bir yolculuk yapar ve günlük sıkıntılarınızdan kurtulabilirsiniz.
- Büyüleyici güzellikteki manzaraları, sevdiğimiz insanları zihnimizde canlandıralım. Örneğin güneşin batışındaki renk cümbüşünü; güneş, orman ve denizin birleştiği bir yeri; çağlayan suların etrafında yemyeşil ağaçların olduğu bir mekanı gözümüzün önüne getirelim. Güzel bir kızın ışıl ışıl parlayan gözlerini, gülümseyen yüzünü; size değer veren insanları; sevimli bir çocuğun davranışlarını hatırlayın. Bu şekilde olumsuz yayın yapan kanaldan , olumlu yayın yapan kanala daha çabuk geçebiliriz. Yani kanal değiştirmemiz kolaylaşır.
- Günlük hayatımızda kolayca kullanabileceğiniz pratik bir mutluluk formülü vardır ki o da şudur: “Hayatınızın iyi, eğlenceli, neşeli, geçmiş bölümlerini sık sık gözünüzün önüne getirerek yaşadığınız anı güzelleştirip mutluluğu yakalayabilirsiniz.”
Önünüzde iki seçeneğiniz var: Birincisi, olumlu düşünmeyi alışkanlık haline getirerek mutlu yaşamak…İkincisi ise, olumsuz düşüncelerle hayatı kendinize zehir etmek…
Bir kimse bahçesine güller dikerse pencerede
n her bakışında onları görür ve kendini iyi hisseder. Onun içindir ki bilge kişiler, varlıkların ve olayların hep güzel taraflarını görmeye çalışırlar.
Tuncer Elmacıoğlu (Bilgece Yaşamak)