Ölüm bizi ayırana kadar

Deniz aşkı ve dalma tutkusuyla tanınan Ahmet Bayer, geçen sene büyük bir talihsizlik yaşadı ve Bodrum yakınlarında vurgun yedi. Rahat nefes dahi alamadığı, tavana bakarak kımıldamadan yattığı dönemler oldu. Ancak gördüğü tedaviler ve eşi Sinem Bayer'in desteğiyle vücut fonksiyonlarının yüzde 80'i geri geldi. Ahmet Bayer, "Eşime minnettarım. Yanımda size bu denli aşık, sizin için canını vermeye hazır, o halimde bile yaşam coşkusuyla dopdolu, size cıvıltısını aşılayan genç ve çok güzel bir karım var, bu bana fazlasıyla etiyor" dedi.

Böyle bir karınız varken nasıl olur da yürümezsiniz
Dr. Ahmet Bayer: Deniz aÅŸkı ve dalma tutkusuyla tanınan Ahmet Bayer, geçen sene büyük bir talihsizlik yaÅŸadı ve Bodrum yakınlarında vurgun yedi. Tavana bakarak kımıldamadan yattığı dönemler oldu. Ancak gördüğü tedavilerle vücut fonksiyonlarının yüzde 80’i geri geldi.Â
"Hayatımı beni aramaya çıkan Ali Şen’e, teknesiyle beni kurtarmaya gelen Adil Özden’e, beni Aksaz’a ulaştıran Sahil Güvenlik helikopterine ve tüm Aksaz Üssü’ne borçluyum" diyor ancak esas minettarlığının eşine karşı olduğunu ekliyor Bayer: "Şimdi soruyorum size, yanınızda size bu denli aşık, genç ve çok güzel bir karınız var. Hayatta kalmazsınız da ne yaparsınız, yürümezsiniz de ne yaparsınız?"

Her zamankinden daha neşeli olmalıyım
Sinem Bayer: "Tüm ruhum ve kalbimle her hücremle ve tüm beynimle inanıyorum ki kocam bir gün ayağa kalkacak" diyor Sinem Bayer. "Sadece zamanını bilmiyorum. Ve zaman hiç önemli değil. Hiç yürümese de benim için sorun değil. Ben her türlü organizasyonumu, düzenimi kurdum. Bundan sonra biz böyle de çok mutluyuz. Kocamın evde sadece sesi bile yeter bana" diye devam ediyor sözlerine. Aradan tam bir yıl geçmiş. "Her işte bir hayır olduğuna inanırım" diyor Bayer: "Bu iş bittiğinde kocam bambaşka bir insan olacak. Ve ben onu ayakta alkışlayacağım. Ve de eskisinden bile daha çok neşeli olmak zorundayım. Hem çocuklarım için hem kocam için hem de kendi yaşam coşkum için."

Sönmez ölmeme müsaade etmedi Filiz Akın Köksal

Eşiyle aralarındaki büyük aşk sayesinde kanseri bile yenen bir kadın Filiz Akın! Hastalıkla beraber, eşinin kendisine ne kadar düşkün olduğunu bir kez daha keşfetmiş! "Hastalığım ilk teşhis edilip söylendiğinde Sönmez o kadar kötü olmuş ki; bu serüvenden geçen yakın dostlarımıza danışıp fikirlerini almış, doktor arkadaşlarımızı seferber etmiş. Teşhis bana söylendikten sonra o kadar güzel el koyup idare etti ki her şeyi..."
"Bana yanlış teşhis konduğunda; yüzümden, boynumdan, omzumdan sakat kalacağım söylendiğinde çok ağırıma gitti ama hiç isyan etmedim. Bir kafenin açık hava bölümüne oturduk. Uzanıp birbirimizin ellerini tuttuk. Gözümden sessiz sessiz yaşlar akarken gülümsemeye çalışıyordum. Bana, yüzüme, gözlerimin ta içine öyle bir baktı ki Sönmez, "Ölmeme müsaade etmeyecek" diye bir şey geçti içimden. Ve o an, ona yük olmaktan çekinmeyi bırakıp, kendimi teslim ettim. İyi ki de öyle yapmışım."

Kimseye bırakmadımz Sevinç Kanat:

"İlk ameliyatında 15 gün uykusuz kaldım. Doktorlar bile inanamadı. Ne bir yardımcı ne bir hemşire tuttuk. Çok sevdiğim görümceme bile bırakmadım... Kazım benden başka kimseyi yaklaştırmaz ki zaten yanına" diyerek eşini hastalığı sırasında hiç yalnız bırakmadığını anlatıyor Sevinç Kanat. Peki ya deniz merakı Kazım Kanat’ın? "Tanıdığım günden beri deniz merakı var, ’Bodrum’da kendimi tedavi ederim ben’ dedi. Bu kadar yıldır uğraştık, artık Kazım ne derse o! Çünkü çok savaştı."
Sevinç’in sesini duymadan ayılamıyordum
Kazım Kanat:
Kanat çifti, 30 yıl önce evlenmiş! Ve maalesef Kazım Bey’in 1999 yılında geçirdiği ilk ameliyatla birlikte kanser yaşamlarının bir parçası olmuş.
"Doktor ne kadar ömrüm kaldı?" adlı kitabını eşine hitap eden Kazım Kanat, eşi olmasa çoktan hayatını kaybetmiş olacağını söylüyor: "Ameliyata giderken en son, ayıldığımda ise ilk gördüğüm kişi hep Sevinç oldu. Onun sesini duymadan ayılamıyordum ameliyat çıkışı."
Kazım Kanat, kemoterapiyi bırakıp Bodrum’da, eşiyle birlikte teknesinde yaşıyor artık. Teknesine de çok sevdiği karısının takma adını vermiş: "Meleğim!"

Sevgisine güvenim sonsuz Siren Ertan Çarmıklı:Yaklaşık sekiz ay önce lenf kanseri olduğunu öğrenen modacı Siren Ertan, erken teşhis sayesinde artık sağlığına kavuştuğunu müjdeliyor bizlere. Ertan’ın bu kadar çabuk iyileşmesinde eşi Gökhan Bey’in payını unutmamak lazım. Gökhan Çarmıklı’nın da 20 yıl önce aynı deneyimi yaşamış olması, çiftin hikayesini daha da ilginç kılıyor. Gökhan Bey ilik nakliyle bu hastalıktan kurtulmuş.
Birbirlerine duydukları sevgiyle her şeyin üstesinden geleceklerine inan Siren Ertan, "Anahtar kelime: Güven" diyor:
"Bu dönemde neye benzersem benzeyeyim kocamın beni yine çok seveceğinin ve aynı aşkla kucaklayacağının verdiği güven hiçbir şeye değişilmez. İşte bizim sırrımız bu!"