Güncelleme Tarihi:
Aşkın yaşla başla ilgisi yok
SELÇUK YÖNTEM
- Gerçekten aşırı acıklı bir hikâye mi bizi bekliyor?
- Film bir ailenin dramını anlatıyor. Bir cinayet hikâyesiyle başlıyor ve yaşanan şokla devam ediyor. Bu hikâye aile için acı ama seyirci için kara mizah olabilir.
- Gişe filmi mi yoksa sanat filmi mi yaptınız?
- Gişe ve sanat filmi ayrımını hiç sevmiyorum. Film zaten seyirci için yapılıyor. Ödül alırsa da güzel bir şey oluyor.
- Celal Tan’ın şimdiye kadar canlandırdığınız karakterlerden nasıl bir farkı var?
- Celal Tan bir anayasa profesörü. Çok köşeleri olan bir aile babası. Onun kuralları var. Şimdiye kadar karakterlerimde hep olumlu yönler gösteriliyordu. Bu sefer olumlu ve olumsuz yönleri bir arada.
- Filmde kendinizden 30 yaş küçük bir kızla evleniyorsunuz. Aralarında gerçek bir aşk mı var?
- İntihara teşebbüs eden öğrenciyi kurtardıktan sonra aralarında bir bağ oluşuyor. Film aslında o detayları değil evlilikten sonra gelişen olayları anlatıyor. Tabii aşkın yaşla başla ilgisi de yok.
- Nedir peki aşk?
- Sevmek midir? Karşındakine karşılıksız vermek midir? Kıskançlık mıdır? Bu, aşka nereden baktığına bağlı.
YAŞAMA FAL AÇMAM HER ŞEY OLABİLİR
- Siz nereden bakıyorsunuz?
- İnsanlar aşkı binlerce şekilde tarif etmeye çalıştığına göre aşk tarifsizlik demek. Böyle aşklar tabii ki olabilir. Bakıyorsun, birbiriyle yaşıt olanların ilişkileri yürümüyor. İnsanlar belli kurallar ve kategoriler koymuş. Kaybolmamak için bir şeylere sığınmış. Duygularda da aynen öyle yapmışız. İnsanın birbirine olan sevgisinde ruhsal iletişim yatar. Karşınızdakiyle dokunuz tutmalı.
- Siz aşklarınızda hiç yaş farkı yaşadınız mı?
- Yaşamadım. Ama hayat bu, belli olmaz. Yaşama fal açamam. İnsanoğlunun aklına gelen her şey gerçekten olabilir.
- ‘Aşk-ı Memnu’ dizisinde de genç kadınla evlendiniz. Neden bu roller size geliyor?
- Gerçekten tamamen büyük bir tesadüf olduğunu düşünüyorum (Gülüyor).
- Son dönem rollerinizden sonra ‘romantik’ ve ses tonunuzdan dolayı ‘seksi’ adam diye anılıyorsunuz...
- Evet, romantik, olaylara göre reaksiyon veren, pozitif enerjisi olan biriyim. Seksi adama gelince öyle olmamı gerektiren bir rol varsa onun için de her şeyi yaparız.
- Son reklam filminizde bitter çikolatayla Bihter’e mi gönderme yapıyorsunuz?
- Ben bunu aklımın ucundan geçirmedim. Bitter derken ağzımdan bir yerde ‘Bihter’ diye çıkmış. Aslında bu Türk milletinin zekâsının ne kadar yaratıcı olduğunu gösteriyor. Bu dediğin bence şeytanın aklına gelmez!
Başıma gelse 180 derece dönebilirim
EZGİ MOLA
- Celal Tan’ın kızı Jülide nasıl bir kadın?
- Bir oğlu var ve eşini kaybetmiş. Ailesiyle yaşıyor. Açıköğretim kanalında coğrafya dersleri veriyor. Dengeli ve tutarlı bir karakter değil. Gelgitleri olan bir kadın. - Filmde babanız, sizden küçük bir kızı eve gelin getiriyor. Sizin babanız böyle bir evlilik yapsa nasıl bakarsınız?
- Filmde karakterim bunu soğukkanlılıkla karşılıyor. Bunu sindiriyor. Bence böyle ilişkilerde çıkar yoksa ve gerçekten aşk varsa sert bakmamak lazım. İşin içinde duygusallık varsa kimsenin kimseye bir şey demeye hakkı yok.
- Peki bu tip aşklar gerçekten duygusal olarak yaşanabiliyor mu?
- Nasıl buraya bağladınız ya (Gülüyor). Karşımızda bir Woody Allen gerçeği var. Bana sorarsan böyle bir şey yaşamadım. Ama saygı duymak gerekiyor. Tabii bu kadar soğukkanlı cevaplar verip sonra başıma gelse 180 derece de dönebilirim.
- Bu filmin derdi ne?
- Ailemizi korurken ne kadar doğru yapıyoruz. Bir aile, adı sadece aile olduğu için yanlış olsa da korumalı mı? Ben de bunları uzun zamandır içimde gizli gizli düşünüyordum.
- Kilolarla hep başınız dertte mi oldu?
- Tombiş bir ailem var. Ama ben beslenmeme özen göstermiyorum. Hayatta hiç bunu takan bir kadın olmadım. Kendimi hep sevdim. Baktığımda “Oh ne güzel, kıvrımlarım belirgin, bol bol aşk tutamağı var” diyorum. İnsanın içinden yemek yemek geliyorsa bu hayata karşı iştahınızla çok paralel demektir.
Birbirini sevenler başka hiçbir şeyi önemsememeli
TÜRKÜ TURAN
- Oyunculuk kariyeriniz nasıl başladı?
- Ailemizde oyuncu yok. Babam Bodrum, annem İstanbul Veli Bar’ın sahibiydi. Babam vefat etmeden önce Bodrum’a gelip giderdim. Ve mekâna gelip giden oyuncuların arasında büyüdüm. Bir ajansa kayıtlıydım. İlk olarak ‘Annem’ dizisiyle oyunculuğa başladım. Reha Erdem’in ‘Kosmos’ filminde oynadıktan sonra oyunculuk yapmaya tam anlamıyla karar verdim. ‘Gönül Ferman Dinlemiyor’ ve ‘Çakıl Taşları’ dizisinden sonra şimdi ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’de oynuyorum. İki sinema filmim daha bu sene vizyona girecek.
- Bazı oyuncular film bulamazken bir sezonda üç filmde oynuyorsunuz...
- Bunun nedeni benim değil ilk sinema filmimin yönetmeni Reha Erdem’in büyüsü. Eğer o birini seçtiyse bu kızda bir şey vardır diye düşünüyor olabilirler.
- Celal Tan’ın genç eşi rolünü kabul ederken tereddüt yaşadınız mı?
- Canlandırdığım Özge heykeltıraş bir kız. Sanat okuyor. Onu intihardan kurtaran kahramanıyla evleniyor. Açıkçası Onur Ünlü bana rolü teklif ettiğinde senaryoyu okumadan kabul ettim. İlginç bir karakter ve sıra dışı bir rol olduğu için sonra hoşuma da gitti.
- Peki siz ‘olgun adam-genç kız aşkı’na nasıl bakıyorsunuz?
- Aşkın yaşı yok. Birbirine âşık olan iki insan başka hiçbir şeyi önemsememeli. Gerçi benim hiç başıma gelmedi ama herkesin başına gelebilir.
- İkisi cinselliği nasıl yaşıyor?
- O bölümler filmde yok.