OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 30, 2005 00:00
Bahçeşehir’deki bir benzincinin oto yıkama bölümünde meydana gelen kavga bizi günlerce meşgul etti. Oto yıkama şirketinde çalışan Selin Işkın’ın sevgilisi Mustafa Baran, Selin’in patronu Evren Açıkgöz’ü öldürdü. Çiftin sorunlu, kavgalı ilişkisiyle hiçbir ilgisi olmayan bir kurbandı Evren Açıkgöz. Henüz 25 yaşındaydı.Futbola ve kebaba düşkünlüğüyle, yaptığı taklitlerle, kendi kilolarıyla bile espri yapabilecek neşeli kişiliğiyle tanınıyordu Bahçeşehir’de. Arkasında teselli olması imkansız bir aile bıraktı. Babası, odasını kilitledi. Arkadaşları Bahçeşehir’deki billboard’ları Evren’in resimleriyle doldurmaya hazırlanıyor.Ticaretle uğraşan Mehmet Açıkgöz, 13 Eylül 1980’de, darbeden bir gün sonra doğan oğluna, muhtırayı okuyan Kenan Evren’in ismini verdi. Evren bebekken, ailesi daha iyi bir hayat için İstanbul’a göçtü. Göztepe’ye yerleştiler. Evren, ailenin en küçüğüydü ve küçük olmanın nimetlerinden faydalandı. Anne babası, ablası üzerine titredi. Gördüğü sevgi, esprili karakterini yarattı.Zihni Paşa İlköğretim Okulu’na başladı ama dersleri pek sevmedi. Haylazlıklar yapıp çevresindekileri güldürmek daha çok ilgisini çekiyordu. En çok da taklit yapmayı seviyordu. Açıkgöz ailesi, 1994’te Bahçeşehir’de aldıkları eve taşındı. Evren, dışa dönük kişiliğiyle, yeni arkadaşlar bulmakta zorlanmadı. Süleyman Demirel İlköğretim Okulu,
Atatürk Lisesi ve Yeni Dünya Lisesi’nde okudu. Okul hayatı boyunca hep sevilen biri oldu.En yakın arkadaÅŸlarından Hüseyin Yılmaz, Kıbrıs’a okumaya gittikten sonra görüşmeyi aksattığı arkadaşını kah gülümseyerek, kah gözleri dolarak anlattı:‘Herkes öldükten sonra iyi anılır ama bu adam gerçekten iyiydi! Kibarlığı, karşısındakini utandırırdı. Bize komik reklamları anlatır, taklit yapıp güldürürdü. Özellikle Cem Yılmaz’ı çok severdi. Kendi kilolarıyla bile dalga geçerdi. Tartışırken bile karşısındaki insana kötü bir laf söylemezdi. Muhtemelen o kızı korumaya çalıştı ve bu onun sonu oldu.’SEVGÄ°LÄ°SÄ°NDEN ASKERDEYKEN AYRILDIHızla büyüyen Evren Açıkgöz kendinden 11 ay büyük ablası Derya’nın bir arkadaşından hoÅŸlanmaya baÅŸlamıştı. Ablası, o günleri şöyle anlatıyor: ‘Arkadaşım B.’den hoÅŸlanmıştı. Bana ‘Aramızı yapsana’ dedi. Ben de espri olsun diye, ‘yok ya kızın başını belaya sokmam!’ diye cevap verdim. Åžaka yapıyor zannetmiÅŸtim. Birkaç gün sonra ikisini el ele görünce ÅŸaşırdım, Yanımdan geçerken gülümseyip bana göz kırptı. Geçici bir heves zannediyordum ama iliÅŸkileri 6 yıldan fazla sürdü. Hálá da B.’yi seviyordu. O da Evren’in öldüğünü duyunca yıkıldı.’Liseden hemen sonra 1998’de ABD’ye okumaya giden Evren, 4 yıl farklı farklı okullarda okudu. En son Boston’daki Johnson & Wales Ãœniversitesi’nde uluslararası iÅŸletme eÄŸitimi alırken tatil için Türkiye’ye geldi ve ABD’ye bir daha dönmedi.ArkadaÅŸlarına, ‘Artık aileme yük olmak istemiyorum. Bir an önce iÅŸ hayatına gireceÄŸim’ demiÅŸti. Bunu yapabilmek için önündeki tek engeli kaldırması gerekiyordu. Bir an önce askere gitmek için karar aldırdı, 7 Ocak 2003’te askere gitti.AskerliÄŸini Denizli’de yapan Evren, izinlerini, evlenip Antalya’ya yerleÅŸen ablasının yanında geçiriyordu. Çok kebap sevdiÄŸinden bir türlü veremediÄŸi kilolarından askerde nihayet kurtulmuÅŸtu. Buna seviniyordu. Ama neÅŸesi, kız arkadaşı B.’yle ayrıldıktan sonra yok oldu. Kalan günlerini üzüntü içinde geçirdi. Ä°stanbul’a döndüğünde eski sevgilisine mutluluklar diledi ama onu unutmuÅŸ deÄŸildi. Ablası ‘BaÅŸka iliÅŸkisi olmadı. O konuda konuÅŸtuÄŸumuzda hep ‘Acaba ben mi bir hata yaptım’ diyordu. Kimseyi suçlamadı, küsmedi. Ä°ÅŸine yoÄŸunlaÅŸtı. Ancak iÅŸiyle ilgilendiÄŸinde biraz heyecan ve mutluluk duyuyordu’ diye anlatıyor. KardeÅŸinin çocuklara nasıl düşkün olduÄŸunu da şöyle anlatıyor Derya Çetinkaya: ‘Bir çocuÄŸum olacaktı. Daha doÄŸmadan ona elbise ve oyuncaklar almaya baÅŸladı. Ancak geçen yıl doÄŸum sırasında bebeÄŸi kaybettim. Çok üzülmüştü. Sonra yine hamile kaldım. Yeni doÄŸacak yeÄŸeninin cinsiyetini çok merak ediyordu. Kız da olsa erkek de olsa Evren’in ismini taşıyacak.’Selin’le ilgili ÅŸaka bile yaptırmıyorduMart 2004’te askerden dönen Evren Açıkgöz, BahçeÅŸehir’in giriÅŸinde, babasına ait benzincinin marketini büyüttü. Sonra benzincinin altındaki küçük oto yıkama bölümünü büyütmeye karar verdi ve Autowax’la anlaÅŸtı. Bütün enerjisini iÅŸine vererek günlük 6-8 otomobilin geldiÄŸi yeri, günde 100’e yakın aracın yıkandığı bir yer haline getirdi. Bir yardımcı aramaya baÅŸlamıştı artık. Sonunda bir tanıdık vasıtasıyla Selin IÅŸkın’ı iÅŸe aldı.Evren iÅŸyerini ziyaret eden arkadaÅŸları Selin’in ne güzel bir kız olduÄŸunu söylediklerinde, ÅŸaka yapmalarına bile izin vermiyordu. Arkadaşı Hüseyin Yılmaz anlatıyor: ’Ne zamandır kız arkadaşı olmadığını söylediÄŸimizde ‘Saçmalamayın. Ä°yi bir kız, kendi halinde çalışıyor, ayıptır’ diyordu. Zaten bütün çalışanlarıyla arkadaÅŸ gibiydi. Geç saatlere kadar çalıştıkları için birkaç kez Selin’i evine bırakmıştı ama aklında onunla ilgili hiç birÅŸey yoktu’ diye anlatıyor.Ä°ÅŸine dört elle sarılan Evren Açıkgöz, geç saatlere kadar çalışıyordu. Kurban Bayramı’nın arife günü de müşteri çok olduÄŸu için gece yarısına kadar çalıştı. Birkaç saatlik ömrünün kaldığını aklının ucundan bile geçirmeden...Â
button