Ölen iyi anılır ama o gerçekten iyiydi

Güncelleme Tarihi:

Ölen iyi anılır ama o gerçekten iyiydi
Oluşturulma Tarihi: Ocak 30, 2005 00:33

Bahçeşehir’deki bir benzincinin oto yıkama bölümünde meydana gelen kavga bizi günlerce meşgul etti. Oto yıkama şirketinde çalışan Selin Işkın’ın sevgilisi Mustafa Baran, Selin’in patronu Evren Açıkgöz’ü öldürdü. Çiftin sorunlu, kavgalı ilişkisiyle hiçbir ilgisi olmayan bir kurbandı Evren Açıkgöz. Henüz 25 yaşındaydı.

Futbola ve kebaba düşkünlüğüyle, yaptığı taklitlerle, kendi kilolarıyla bile espri yapabilecek neşeli kişiliğiyle tanınıyordu Bahçeşehir’de. Arkasında teselli olması imkansız bir aile bıraktı. Babası, odasını kilitledi. Arkadaşları Bahçeşehir’deki billboard’ları Evren’in resimleriyle doldurmaya hazırlanıyor.

Ticaretle uğraşan Mehmet Açıkgöz, 13 Eylül 1980’de, darbeden bir gün sonra doğan oğluna, muhtırayı okuyan Kenan Evren’in ismini verdi. Evren bebekken, ailesi daha iyi bir hayat için İstanbul’a göçtü. Göztepe’ye yerleştiler. Evren, ailenin en küçüğüydü ve küçük olmanın nimetlerinden faydalandı. Anne babası, ablası üzerine titredi. Gördüğü sevgi, esprili karakterini yarattı.

Zihni Paşa İlköğretim Okulu’na başladı ama dersleri pek sevmedi. Haylazlıklar yapıp çevresindekileri güldürmek daha çok ilgisini çekiyordu. En çok da taklit yapmayı seviyordu.

Açıkgöz ailesi, 1994’te Bahçeşehir’de aldıkları eve taşındı. Evren, dışa dönük kişiliğiyle, yeni arkadaşlar bulmakta zorlanmadı. Süleyman Demirel İlköğretim Okulu, Atatürk Lisesi ve Yeni Dünya Lisesi’nde okudu. Okul hayatı boyunca hep sevilen biri oldu.

En yakın arkadaşlarından Hüseyin Yılmaz, Kıbrıs’a okumaya gittikten sonra görüşmeyi aksattığı arkadaşını kah gülümseyerek, kah gözleri dolarak anlattı:

‘Herkes öldükten sonra iyi anılır ama bu adam gerçekten iyiydi! Kibarlığı, karşısındakini utandırırdı. Bize komik reklamları anlatır, taklit yapıp güldürürdü. Özellikle Cem Yılmaz’ı çok severdi. Kendi kilolarıyla bile dalga geçerdi. Tartışırken bile karşısındaki insana kötü bir laf söylemezdi. Muhtemelen o kızı korumaya çalıştı ve bu onun sonu oldu.’

SEVGİLİSİNDEN ASKERDEYKEN AYRILDI

Hızla büyüyen Evren Açıkgöz kendinden 11 ay büyük ablası Derya’nın bir arkadaşından hoşlanmaya başlamıştı. Ablası, o günleri şöyle anlatıyor: ‘Arkadaşım B.’den hoşlanmıştı. Bana ‘Aramızı yapsana’ dedi. Ben de espri olsun diye, ‘yok ya kızın başını belaya sokmam!’ diye cevap verdim. Şaka yapıyor zannetmiştim. Birkaç gün sonra ikisini el ele görünce şaşırdım, Yanımdan geçerken gülümseyip bana göz kırptı. Geçici bir heves zannediyordum ama ilişkileri 6 yıldan fazla sürdü. Hálá da B.’yi seviyordu. O da Evren’in öldüğünü duyunca yıkıldı.’

Liseden hemen sonra 1998’de ABD’ye okumaya giden Evren, 4 yıl farklı farklı okullarda okudu. En son Boston’daki Johnson & Wales Üniversitesi’nde uluslararası işletme eğitimi alırken tatil için Türkiye’ye geldi ve ABD’ye bir daha dönmedi.

Arkadaşlarına, ‘Artık aileme yük olmak istemiyorum. Bir an önce iş hayatına gireceğim’ demişti. Bunu yapabilmek için önündeki tek engeli kaldırması gerekiyordu. Bir an önce askere gitmek için karar aldırdı, 7 Ocak 2003’te askere gitti.

Askerliğini Denizli’de yapan Evren, izinlerini, evlenip Antalya’ya yerleşen ablasının yanında geçiriyordu. Çok kebap sevdiğinden bir türlü veremediği kilolarından askerde nihayet kurtulmuştu. Buna seviniyordu.

Ama neşesi, kız arkadaşı B.’yle ayrıldıktan sonra yok oldu. Kalan günlerini üzüntü içinde geçirdi. İstanbul’a döndüğünde eski sevgilisine mutluluklar diledi ama onu unutmuş değildi. Ablası ‘Başka ilişkisi olmadı. O konuda konuştuğumuzda hep ‘Acaba ben mi bir hata yaptım’ diyordu. Kimseyi suçlamadı, küsmedi. İşine yoğunlaştı. Ancak işiyle ilgilendiğinde biraz heyecan ve mutluluk duyuyordu’ diye anlatıyor.

Kardeşinin çocuklara nasıl düşkün olduğunu da şöyle anlatıyor Derya Çetinkaya: ‘Bir çocuğum olacaktı. Daha doğmadan ona elbise ve oyuncaklar almaya başladı. Ancak geçen yıl doğum sırasında bebeği kaybettim. Çok üzülmüştü. Sonra yine hamile kaldım. Yeni doğacak yeğeninin cinsiyetini çok merak ediyordu. Kız da olsa erkek de olsa Evren’in ismini taşıyacak.

Selin’le ilgili şaka bile yaptırmıyordu

Mart 2004’te askerden dönen Evren Açıkgöz, Bahçeşehir’in girişinde, babasına ait benzincinin marketini büyüttü. Sonra benzincinin altındaki küçük oto yıkama bölümünü büyütmeye karar verdi ve Autowax’la anlaştı. Bütün enerjisini işine vererek günlük 6-8 otomobilin geldiği yeri, günde 100’e yakın aracın yıkandığı bir yer haline getirdi. Bir yardımcı aramaya başlamıştı artık. Sonunda bir tanıdık vasıtasıyla Selin Işkın’ı işe aldı.

Evren işyerini ziyaret eden arkadaşları Selin’in ne güzel bir kız olduğunu söylediklerinde, şaka yapmalarına bile izin vermiyordu. Arkadaşı Hüseyin Yılmaz anlatıyor: ’Ne zamandır kız arkadaşı olmadığını söylediğimizde ‘Saçmalamayın. İyi bir kız, kendi halinde çalışıyor, ayıptır’ diyordu. Zaten bütün çalışanlarıyla arkadaş gibiydi. Geç saatlere kadar çalıştıkları için birkaç kez Selin’i evine bırakmıştı ama aklında onunla ilgili hiç birşey yoktu’ diye anlatıyor.

İşine dört elle sarılan Evren Açıkgöz, geç saatlere kadar çalışıyordu. Kurban Bayramı’nın arife günü de müşteri çok olduğu için gece yarısına kadar çalıştı. Birkaç saatlik ömrünün kaldığını aklının ucundan bile geçirmeden...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!