Röportaj: Dilek DALLIAĞ
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 21, 2006 00:00
Eski sevgilisine adadığı Çiçeğim adlı albümünde rap ve Karadeniz ritimlerini harmanlayan, garip tarzıyla dikkatleri çeken Hızır Acil ile konuştuk. 50 yaşındaki şarkıcı, morga kaldırılışından yasak aşk maceralarına kadar birçok konuda ilginç açıklamalarda bulundu.
n Öncelikle yeni çıkan albümünüzden biraz bahseder misiniz?- Fresh Müzik etiketi ile Galip Kayıhan ve Selim Çaldıran prodüktörlüğünde 10 parça ve bir remix’ten oluşan Çiçeğim adlı bir albüm hazırladık. İlk klibi de Çiçeğim şarkısına Kemal Başbuğ yönetmenliğinde çektik. Şimdi beni herkes tanıyor. Beni sokakta gören hep gülüyor... 17-18 yaşındaki genç kızlar atlıyorlar üzerime. "Nereden tanıyorsunuz beni?" diyorum, "Tanınmayacak gibi biri değilsin ki!" diyorlar.
n Nasıl bir enerjiniz var? Hiç yerinizde duramıyorsunuz?- Gençler bana "Baba biz senin kadar oynayamayız" diyorlar. Ben sporcu adamım. Enerjimi spora borçluyum. Altı yıl boks yaptım. Boşuna dayak yemedik!
n Hiç dayak atmadınız mı?Dayak da yiyeceksin, dayak da atacaksın, sonuçta bir spor yapıyorsun. Biz ormanda, dağlık yerde büyüdük ve o kuvvetle İstanbul’a geldik. Tabii benimle dalga geçiyorlardı ’Uyy uşağum’ diye... Ben de paldır küldür giriyordum. Babam bıktı şikayetlerden, "Boksör olsun dayak yiyip akıllanır" diyerek beni bir boks kulübüne yazdırdı. Kilom da yaşım da tutmuyordu. Bir yıl sonra 48 kiloya geldim ve ringe çıktım. En az 25 maç hiç yenilmedim. Ama ben aleme daldım. Köyden gelmişiz, kız, gece yaşamı derken bıraktım boksu.
KENDİME AŞIĞIM
n Çok muzip birisiniz...- Evet, morali bozulanın moralini hemen düzeltirim. TGRT Radyo’da program yaptım. İnanılmaz bir programdı, dört saat canlı yayın yapıyorduk. Yabancı ülkelerden bile programı arayan oluyordu. Kısacası neşeli bir insanım.
n Evli misiniz?- Dört tane çocuk, beş tane torun var. Ben çok ufakken bir kıza aşık olmuştum, Çiçeğim şarkısını da ona yaptım. Şimdi evlenip, barklanmış, torunları bile olmuştur. Babama açamadım konuyu çünkü kızın başı açıktı. Sonra bana öz amcamın kızını gösterdiler. Anaya babaya karşı gelemedik ve evlendik. Benim hanım çok güzeldir, bizim Of yöresinde fazla güzel kız yoktur. Ama evlendiğimizde ona aşık değildim.
n Peki şarkı söylemeye nasıl başladınız?- Eskiden beri müziğe meraklıydım, yeteneğim vardı. Benden İbrahim Tatlıses türküleri dinlerlerdi. Köyde aşıklar arası atışmalara katılırdım, çok güzel maniler okurdum.
FATİH TERİM 5 ŞİŞE ŞAMPANYA PATLATTI n New York Voice’un solisti Scoutt Xavier, sizin sesinizi Mory Kante’ye benzettiği söyleniyor...- Evet, sesimi çok ilginç bulup Mory Kante’ye benzetmişti. Severim Mory Kante’yi iyi bir insan.
n Öldü sanılıp morga kaldırılma olayınız doğru mu? - Denizde baygınlık geçirmişim beni öldü sanıp morga kaldırmışlar. Hanımım beni tanıyamamış. Morga kaldırılırken vücudun şişmiş bir haldeymiş, 200 kilo falan gözüküyormuşum. Kolay değil 50 kilo su yutmuşum. Sonra tık diye gözlerimi açtım. Nerdeyim? diye bakınıyordum ama hiçbir şey anlayamıyordum. Sonra bağrışmalar duydum. Herkes başımda toplandı. Anlayacağın ölmeden öldürüyorlar adamı. Köyde bile "Hakkın rahmetine kavuştu" diye anons yapılmış.
n Mustafa Topaloğlu gibisiniz...- O, Mustafa Topaloğlu ben Hızır’ım. Allah herkese değişik özellikler vermiş. O okumuş, ben okuyamadım. Benim olayım gittiğim her yeri kahkahaya boğmaktır. Keops muydu neresiydi bilmiyorum, beni Karadenizli sanatçı diye sahneye çıkardılar. Herkes benden yöre türküleri beklerken, seyirciler arasında Fatih Terim’i görünce hemen oracıkta doğaçlama
Galatasaray bestesi yaptım. Fatih Terim de benim için sahnede beş şişe şampanya patlattı.
Eşimi
çok
aldattım
- Ünlü olunca eşiniz sizi kıskanmaya başlamıştır...Bana geliyor ya kızlar, "Ayıptır günahtır onlarla niye konuşuyorsun!" diyor. Ne yapsın garip? Köyde yetişmiş, bizim zamanımızda televizyon, radyo yoktu. Kızılderili gibi yaşardık biz köyde. İşaretlerle anlaşırlardı karşı köydeki kadınlarla. Çamaşır asıp, rengine göre ne anlatılmak istendiğini anlarlardı.
- Aldattınız mı eşinizi?Oooo... Eşimi çok aldattım ama açmayalım bu konuları.
- Eşiniz bilmiyorsa da öğrenmiştir artık.Onun bana güveni tamdır.
- Aldatıyorsunuz ve "Eşimin bana güveni tamdır" diyorsunuz... İlginç.O bana güvenir, inanır. Benim ondan başka biriyle evleneceğim yok. Ama ben kendime aşığım, elimden gelse kendimle evlenirim.
- Umarım eşiniz gazete okuyordur...