Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 2004 00:00
YENİ YÖK Yasa Tasarısı gereğinden fazla ‘büyüdü’. Geçen hafta sonunda bu yasa tasarısının ‘izleyeceği yolu’ anlatmıştım. Bir kez daha özetleyeyim. Genel Başkan Tayyip Erdoğan, tabanın ve partinin ‘çekirdeğinden’ gelen baskılar sonucu bu yasayı gündeme getirmek zorundaydı. Çünkü parti içindeki ‘bazı’ güçler AKP’nin Erdoğan’sız marjinal bir parti olacağını hálá fark etmemiş olacaklar ki, Erdoğan’ı sıkıştırıyorlardı. Üstelik YÖK’le ilgili düzenleme partinin
seçim vaatleri arasında da yer alıyordu. YÖK Yasası Meclis’ten geçirilecek ancak Çankaya engeline takılacaktı. Parti vazifesini yapmış, Cumhurbaşkanı da toplumsal uzlaşma olmadan çıkan bir yasayı veto ederek durdurmuş olacaktı. Konu da orada ‘şimdilik’ kaydıyla da olsa uzun bir süre için kapanacaktı. Türkiye’de sistemin işleyişine uygun bir prosedür sonucunda şiş de, kebap da yanmayacaktı. Gerilime, gerginliğe, strese gerek yoktu. Bunu açık açık yazdım. Ancak Türkiye’de ne yazık ki, gerilim politikasından medet umanlar, Türkiye’de ‘uzlaşma’ kültürünü istemeyenler var. Bunlar AKP’de var, AKP karşıtlarında da... Bu tasarı birderbire bir Türk tipi siyasi inatlaşma havasına sokuldu. Kılıçlar çekildi, saflar belirlendi. Bir taraf AKP’yi köşeye sıkıştırıp tırnaklarını dışarı çıkarmak zorunda bıraktı, diğer taraf da rektörleri aynı konuma getirdi.Genelkurmay’ın açıklamasından sonra AKP’nin yasayı çekmesi mümkün müydü sizce?Bence değildi. Zaten Genelkurmay’ı bu açıklamayı yapmak zorunda bırakanların amacı da buydu. AKP’nin geri adım yolunu tıkamak. Türkiye’de demokrasinin nasıl işlemediğini göstermek. Ne yazık ki, başarılı da oldular. Bu konu Türkiye’ye daha fazla zarar vermeden hallolmalı. Tasarı Meclis’e inmeli. Meclis’in vereceği karara göre de macera Köşk’te sonuçlanmalı. Kuyuya atılan taş aklımızı daha fazla karıştırmadan.Siyasi krizden ekonomik dersBAZEN meselelere pozitif taraftan bakmak lazım. Bir süredir ülkede ciddi bir gerilime neden olan YÖK Yasa Tasarısı’na da ben böyle bir bakış açısı geliştirdim. Bu yasa tasarısı ortaya atıldığından ve özellikle de Genelkurmay Başkanlığı’nın tepkisinden sonra Türkiye’de ekonomik dengelerde bir sarsıntı yaşandı. Faizler 10 puandan fazla arttı, dolar yaklaşık 150 bin liralık bir yükseliş gösterdi. Üstelik bunlar ilk işaretler. Her şey daha da kötüye gidebilir. Bu durum ekonomi yönetimindeki ‘olası’ şımarıklığa iyi bir ilaç oldu. Bir anlamda koruyucu hekimlik vazifesi yaptı. Bir süreden beri ‘fazla’ iyi giden göstergelere kanarak Türkiye’nin artık ekonomik stabilite kazandığını ve siyasi krizlerden etkilenmeyeceğini düşünmeye başlayanlar bu gelişmelerle birlikte iyi bir ‘ders’ aldılar. O ders neymiş?Ekonomimiz hálá çok kırılganmış. Neymiş?Siyasi krizden medet umanlar, ekonominin bunu kaldırmayacağını bilmelilermiş. Bunu şimdilik ucuza öğrendik. 10 puanlık faiz, 150 bin liralık kur artışı önemli değil. Ama bilinmeli ki, bunlar kat kat fazla da olabilir.Havuz değil paylaşım yanlışBU kadar fazla kötü niyetli insanın bir araya geldiği bir yerde hayırlı işler olmaz. Dün bir yazı yazdım ve havuz sisteminin paylaşımında
Galatasaray ile
Fenerbahçe’nin haksızlığa uğradığını belirttim. Bazı münafıklar bunun Doğan Grubu’nun naklen yayın ihalesine girmesiyle bağdaştırdılar. Bunlara ‘zekasız’ demek mümkün değil. Bunlar ‘beyinsiz’.Ben ihale olmasın ya da şu kadara olsun demiyorum ki. Ben paylaşımla ilgili bir şey söylüyorum. Bunu da yeni değil yıllardır söylüyorum. Galatasaray’da yönetici olduğum günün ertesi Digitürk Genel Müdürü’yle buluşup bu durumdan duyduğum rahatsızlığı ilettim. Yönetimde, hep bundan yakındım. Bunu Fenerbahçeli dostlarımızla da paylaştık. Bu iki takım Türk futbolunun yüzde 80’i ise gelirdeki payları da buna orantılı olmalı. Üstelik bu iki takım gelirlerinin büyük bölümünü Anadolu takımlarına ‘bonservis bedeli’ olarak zaten aktarırken, bir de baştan ‘haksızlığa’ uğramalarının mantığı yok. Bu iki takım bu değerde değil diyenler varsa denemesi bedava. Galatasaray ve Fenerbahçe’siz bir havuzu ihaleye çıkarsınlar. Bakalım kim kaç para verecek!NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Herkes kendini çoğunluk zannetmediği zaman.
button