Okyanus aşan pazarlama müdürü

Güncelleme Tarihi:

Okyanus aşan pazarlama müdürü
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2010 15:00

Clipper Dünya Çevresi Yarışı’na katılan tek Türk olan Komşu Fırın Pazarlama Müdürü Hande Bayık, ilk iki etabı 53 günde, tam 14 bin deniz mili yaparak tamamlayıp döndü. Yelken hayatına İstanbul’da, Uno ekibiyle katıldığı yarışlarla devam eden Bayık, Yacht dergisinin sorularını yanıtladı.

Haberin Devamı

 Clipper’da en fazla kaç gün sürekli teknede kaldınız?  

- En uzunu 28 gün. Ben birinci ve ikinci etaba katıldım. Bu iki etapta üç yarış yaptık. ılk yarış kısaydı, ıngiltere’den Fransa’ya, beş gün sürdü. ıkinci yarış Fransa-Rio arasıydı, işte 28 gün süren buydu. Ondan sonra da Brezilya’dan Cape Town’a üçüncü bir yarış daha vardı, ki 20 gün sürdü.

Yarış umduğunuz gibi mi geçti?

- Zorlayıcı bir tecrübeydi. Uyku düzeni yok; farklı bir ritimde yaşıyorsun ve uzun uykular zaten hayal. Bunu 28 gün üst üste yaptığınız zaman fiziksel açıdan çok zorluyor.

“Pes ediyorum” dediğiniz oldu mu hiç?

- Diyemezsiniz ki! Nereye gideceksiniz okyanusun ortasında? Hava her kötüleştiğinde deniz tutanlar oldu, onlar daha zorlu bir yolculuk geçirdi. Birisi gözlerimizin önünde hüngür hüngür ağlayarak “Ben artık inmek istiyorum” dedi. Bu yüzden takımda morali bozulmaya başlayanları ya da daha çabuk yorulanları iyi yönlendirmek gerekiyor, yoksa diğerleri de olumsuz etkilenmeye başlayabilir. Çünkü 18 kişisiniz ve hepiniz iyi olmak zorundasınız.

KİMİ YERİZ DİYE DÜŞÜNDÜK

Ekiple aranız nasıldı? Eğlenebildiniz mi?


- Biz çok uyumlu bir ekiptik. Koşullar göz önüne alındığında çok da sorunsuzduk. Sonuçta bir yarış, sürekli kakara kikiri olmuyordu; güverteye çıktığımızda bir işimiz vardı, onu yapıyorduk. Yine de muhabbetimiz güzeldi.

Teknede yemek kavgası oldu mu hiç?

- ıngilizler’in çok sevdikleri bir hazır kahvaltılık vardı, o bitince teknede hafif bir isyan havası çıkmadı değil. ıkinci yarışta Rio’ya hesapladığımızdan daha geç varacaktık, günlük yemeklerimiz de bitmek üzereydi. O sıralarda “kimi kesip yeriz” diye şakalaşıyorduk.

Daha çok konserve tarzı şeyler yediniz herhalde?

- Bol bol makarna, pilav, ekmek ve konserve! Her şey konserve! Taze yemekler ilk hafta bitiyor. Zaten ya siz yiyorsunuz ya da mantarlar işgal edip onlar yiyor.

Yiyecekler ve harcadığınız güç dolayısıyla çok kilo vermiş olmalısınız.

- Rio yarışında epeyi, sonraki yarışta daha az kilo verdim. Dönüşte kıtlıktan çıkmış gibi ve aslında hakikaten de kıtlıktan çıkarak çılgın bir yemek temposuna girdik takımca. Aynı kiloya geri döndüm böylece.

ÜÇ SAAT DİLİMİZ TUTULDU

Korktuğunuz anlar oldu mu?


- Bir kere çok korktuğumu hatırlıyorum. Çok ağır bir rüzgâr altında giderken, “balonu artık indirmeliyiz, taşıyamıyoruz” dedik. Balon bir miktar indi, takıldı kaldı! Kaptan kimseyi riske atmak istemediği için direğe kendi tırmandı. Tekne çok sallandığı için pinpon topu gibi direğe çarpıyordu! Durum o kadar kötüydü ki kaptana bir şey olursa ne yapabileceğimizi hesaplamaya başlamıştık. Hakikaten çok korktuk. Kazasız belasız atlattıktan sonra üç saat boyunca hiçbirimiz konuşamadık.

Teknedeki göreviniz neydi?

- Bizim takımda görev dağılımı yapmamıştık. Dönüşümlü olarak her şeyin başına geçtik. Sadece kimisi bazı noktalarda biraz daha fazla durdu. Benim daha çok durduğum noktalar ön yelkenin trimleri, balon, yankee yelken ve dümen oldu. Bir de tırmanıcıydım, genellikle göndere çıkıyordum.

YATAK DÖŞEK YATTIM

Sınırlı bagaja izin vardı değil mi?


- Sadece 20 kilograma! ıtiraf ediyorum, en zor şeylerden biri buydu benim için. Bir kadın olarak buna uygun hazırlanmak gerçekten zormuş. Nitekim 20’yi birazcık aştım, 22-23 kilo filan girdim.

Buna neler dâhildi?

- Maalesef her şey! Sadece kışlık tekne botları ve kötü hava koşullarında giydiğimiz tulumlar bile 12 kilo ediyor zaten. Su geçirmez kalın bir katman daha ve içinizde sıcak tutan, iki adet cildin hava almasını sağlayan ve çabuk kuruyan ince base layer’lar, bir iki polar, farklı hava koşulları için şort, tişört, bitti! Yedek diye bir kavram zaten yok. O yüzden bir tane daha base layer alsaymışım dediğim oldu. Bir set ıslandı ardından ikincisi de, yapacak bir şeyim kalmadı çünkü. Islaklık önemli bir sorundu. Islandı mı hiçbir şey kurumuyordu.

Bu ıslaklık herhangi bir rahatsızlığa sebep olmadı mı?

- Çok fazla üşüten olmadı. Bir tek Fransa’dan çıkışta biri tekneye grip bindi, ardından hepimiz sırayla grip olduk. Hatta sıra bana geldiğinde Kanarya Adaları’ndaydık. ıki nöbete hiç kalkamadım, yatak döşek yattım.

Haberin Devamı

YARIŞI NEDEN TAMAMLAMADIM

Neden tamamlamadınız yarışı?


- Zaten iki etaba katılmak üzere gitmiştim, sponsorum Uno’ydu. Aslında bütün dünya çevresi yarışını tamamlamak istiyordum, ancak yeterli sponsorluğu temin edemedim. Zaten işi olan insanlar için 10 ay çok uzun bir süre.

Toplamda 13 bin Sterlin mi harcadınız?

- Evet. Tabii sadece iki etabın fiyatı bu. Büyük bir rakam gibi geliyor ama ekip toplayıp kendi başınıza bir okyanus yarışına katılmaya karar verseniz, kapıyı milyon dolarlardan açmanız gerekir.

BAYIK’IN EKİBİ ŞİMDİ NE YAPIYOR

Okyanus aşan pazarlama müdürü
   

Hande Bayık ve ekibi Cape Breton Island, birinci yarışta dördüncü oldu. ıkinci yarışta ise tam bir hüsran yaşayıp dokuzuncu oldular! Bayık’tan sonra geçilen Cape Town - Geraldton (Batı Avustralya) etabı, 20 Aralık’ta sonlandı, Cape Breton Island dördüncü sırada yer aldı. Team Finland bu yarışı da birinci tamamlarken, ikinci Spirit of Australia, üçüncü ise Jamaica Lightning Bolt oldu. Bir sonraki yarış 3 Ocak 2010’da Batı Avustralya’da başlayacak, tahminen şubat 2010 ortasında Singapur-Qingdao’da bitecek.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!