Okur Temsilcisi'ne mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Okur Temsilcisine mektuplar
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 25, 2005 00:00

BaÅŸhekimin itirazı20 Temmuz’da gazetenizde yayınlanan ‘BaÅŸhekimler Ä°stifa Ediyor’ baÅŸlıklı haberinizde bana ait olmayan bazı ifadelerin bulunduÄŸunu, bazı ifadelerimin de yanlış anlaşılacak ÅŸekilde verildiÄŸini görüp, haberi yapan muhabirlerden Birsel Sancar’ı aramıştım. Kendisi de bunu doÄŸrulayarak düzeltileceÄŸi sözünü vermiÅŸti. Ancak bunlar düzeltilmedi. AÅŸağıdaki hususların kamuoyuna açıklanmasında zaruret vardır.1. Randevusuz olarak baÅŸhekimliÄŸe gelip görüşme talebinde bulunan muhabir arkadaÅŸlara ÅŸunları söyledim:‘İzinsiz beyanat vermem mümkün deÄŸil. Bu saçma sapan konuda konuÅŸmak da istemiyorum. Bir hastanedeki bütün doktorlara muayenehane açma hakkı verip sadece baÅŸhekime yasaklayan bu yasanın bana göre hiçbir mantığı yoktur. Bu yasayı çıkaranlar, siyasi sorumluluÄŸunu da almışlardır. Onun için, sorularınızı bu yasayı kim çıkardı ise gidin ona sorun. Bakın bir yasayı beÄŸenmeyebilir ve hatta deÄŸiÅŸmesini de isteyebilirsiniz. Ancak bir yasaya yürürlükte olduÄŸu sürece uymak ve saygılı davranmak her vatandaÅŸ gibi bizim de görevimizdir.’Bana ait olmayan ‘4 Ekim’i bekliyorum’ ÅŸeklindeki beyanın da özellikle düzeltilmesi gerekmektedir. Çünkü, dün (20 Temmuz 2005) baÅŸhekimlik görevimden istifa ve üniversitedeki görevime dönüş dilekçemi göndermiÅŸ bulunuyorum.Prof. Dr. Musa TOSUNBakırköy Ruh SaÄŸlığı ve Hastalıkları Hastanesi BaÅŸhekimiTEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU: Muhabir Birsel Sancar, Prof. Tosun’un makamına giderek sekreterinden görüşme talebinde bulunduÄŸunu, kendisinin görüşmeyi kabul ettiÄŸini, içeriye zorla girmediklerini söyledi. Sancar şöyle dedi:‘Kendisi devlet memuru olduÄŸunu, demeç veremeyeceÄŸini söyledi. Haber kaynağımızı zor durumda bırakmamak amacıyla, ricası üzerine teybimizi açmadık. Ancak gazetede yer alan sözleri bize kendisi söyledi. Haber yayınlandıktan sonraki gün arayıp, ‘Ben 4 Ekim’e kadar bekleyeceÄŸim demedim, sonraki cümlelere itirazım yok’ dedi. Profesör, ‘İstifa ettiÄŸim zaman ben size haber veririm’ demiÅŸti, ben de kendisine ‘O halde 4 Ekim’e kadar bekleyeceksiniz’ deyince itiraz etmemiÅŸti.Bu cümleyi o nedenle yazdım. Sonuç olarak haberde, yazılmasın denilen hiçbir cümleye yer vermedik.’ TEMSÄ°LCÄ°NÄ°N YORUMUProf. Tosun’un ‘4 Ekim’i Bekliyorum’ baÅŸlığıyla gazetede yayınlanan ve karşı çıktığı sözleri şöyle: ‘Bu istifaların siyasi sorumluluÄŸu, hiçbir mantığı olmayan bu saçma sapan kanunu çıkaranlardır. Kanunları beÄŸenmeyebiliriz ama uygulamak zorundayız.’ Gazetede yayınlanan metinle, Profesör’ün açıklamasında ifade ettiÄŸi düşünceleri arasında pek bir fark gözükmüyor. Ancak hem ilkeli gazetecilik, hem de Hürriyet’in yayın ilkeleri açısından, demeci yayınlanan kiÅŸi, ‘Ben böyle demedim’ diyorsa, onun sözlerini dikkate almak gerekir. Bunun tek istisnası, konuÅŸan kiÅŸinin gerçekten farklı ÅŸeyler söylediÄŸini kanıtlayan belgeler veya ses-görüntü kaydı.Prof. Tosun’un, ‘Gazeteci randevusuz geldi’ eleÅŸtirisi ise haksız. Çünkü gazeteci, sekreterine amacını anlatarak, izin alıp görüşmüş, odasına zorla girmemiÅŸ.Mesut Yılmaz baÅŸlığıYILLARDIR Hürriyet okurum. Ama 19 Temmuz’da Mesut Yılmaz haberi için verilen baÅŸlık, beni ve birçok Rizeliyi incitti. ‘Şort Rize iÅŸi olmuş’ baÅŸlığınız, Sayın Yılmaz’ı deÄŸil de Rizelileri eleÅŸtiriyordu. HemÅŸerimiz Yılmaz, o fotoÄŸrafta gerçekten rüküştü. Ancak Mesut Yılmaz’a atılan taÅŸ, hedef ÅŸaşırıp Rizelilerin gönlünü kırdı. O baÅŸlığı veren arkadaşınız, ‘Temel’ tiplemesine takılıp kalmış anlaşılan. BaÅŸlığınız maksadı aÅŸmış, bilesiniz!.. Hürriyet’e biraz burulduk; ama yine de Hürriyetçiyiz... Bir dahaki sefere lafın nereye gittiÄŸine dikkat ederseniz, ucuz bir espri uÄŸruna gazetemizin saygınlığına da gölge düşürmemiÅŸ olursunuz.Erkan ALGÃœL/RÄ°ZETEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU: Magazin Müdürü Selim Akçin, ‘Bu baÅŸlık modacı Vural Gökçaylı’nın sözlerinden oluÅŸuyordu. Dolayısıyla sözler Hürriyet’e ait deÄŸil, modacıya ait. Bizim haber ve baÅŸlıklarda kendi görüşlerimizi yansıtmamız, ilkelerimiz gereÄŸi mümkün deÄŸil’ dedi.Otelde ölen gençANA sayfanızda çıkan haberde ‘Otelde Rumen hayat kadınıyla seviÅŸirken’ öldüğü belirtilen ve fotoÄŸrafın altında ismi ve ilaç mümessili olduÄŸu defalarca tekrarlanan gencin ailesini ve onurunu düşünmeden bu haberin yazılmasına nasıl onay verdiÄŸinizi aklım almıyor. Toplumu bilgilendirmenizi takdirle karşılıyorum. Ancak haber, vefat eden bir gencin onurunu zedelemeden yapılabilir. Cansu Özbek ÃœNAL / Kadıköy-Ä°STANBULFotoÄŸrafa eleÅŸtiri27 Haziran’daki gazetenizin birinci sayfasında yer alan bayanlar plaj voleybolu takımının fotoÄŸrafı ile 29. sayfadaki fotoÄŸraf birbirinden farklı. Soldan üçüncü sporcu, ilk sayfadaki fotoÄŸrafta yok ve onun yerine dördüncü sporcu yerleÅŸtirilmiÅŸ. Yer problem olduysa eÄŸer, daha küçük basılamaz mıydı? Yoksa sorun sporcunun göbeÄŸi mi? Sorun buysa, bu sporcuya yapılan bir hakaret deÄŸil midir? Çünkü ilk sayfada dört sporcunun da ismi yazılı. BaÅŸka bir sebep yoksa eÄŸer, fotoÄŸrafla o kadar uÄŸraÅŸmaya deÄŸer miydi? Hekim Ali BabacanÄ°ÅŸin aslı öyle deÄŸilGAZETENÄ°ZDE, EskiÅŸehir’de jandarmanın önüne konulan şüpheli paketin, bomba imha ekiplerinin gelmesi beklenmeden sivil polislerce tekmeyle kontrol edildiÄŸi yazılıydı. Öncelikle ÅŸunu söylemeliyim ki, şüpheli paket denilen ÅŸey, portakalların konulduÄŸu filelere benzer bir ÅŸeydi. Dışarıdan bile içindeki soÄŸan kabukları görülebiliyordu. Duyarlı bir vatandaşın belki de arabayla geçerken, yani hareket halindeyken görerek yaptığı ihbar sonucu olay yerine ulaÅŸan polisler, fileye baktıklarında içinde herhangi bir tehlikenin olmadığını görmeleri üzerine fileyi tekmelediler. Oradaydım ve olan biteni de görme ÅŸansına sahip oldum. Zavallı polislerin, incelenmeden yazılmış bir haber yüzünden ceza almalarını istemediÄŸim için bu yazıyı size yazmaya karar verdim. Tarık Erdenarikerden@hotmail.comAza tamah ederim12 Temmuz 2005 tarihli Kelebek’te yayınlanan röportajda bir kavramın çok ters bir ÅŸekilde yazıldığını (Sanatkár(!) kızımızın sözleri aynen yazılmış belli ki) üzülerek bildirmek isterim. ‘Aza tamah ederim’ gibi bir ifade kullanarak galiba ‘fazla malda gözüm yok’ demek istemiÅŸ. Zira tamah etmek, daha fazlasını beklemek, istemek gündemde ise düşünülen bir duygudur. Beni asıl üzen, haber editörünün bu kelimeyi -tamah- asıl kelimeyle deÄŸiÅŸtirmemiÅŸ olması. Hürriyet kalitesinden bunu beklerdim.Ali Eser, Y.Müh. Eski Samsun milletvekiliTEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU: Hürriyet’in yayın ilkeleri, konuÅŸmaları, ‘böyle söylemek istiyor’ diyerek deÄŸiÅŸtirmeye engel. Söyleyen kiÅŸi, bazı ÅŸeyleri yanlış kullanıyor olsa da, bunu aynen aktarmak gerekir. Ancak eÄŸer ortada bir yanlışlık varsa, bunu özellikle açıklamak mümkün olabilir. Gazetecilerin görevi, insanların hatalarını düzeltmek deÄŸil. Aksi halde, ‘Böyle söylemek istemiÅŸtir’ denilerek, konuÅŸmalar çok farklı yerlere çekilebilir.Mezopotamya Haber Ajansı‘22 kiÅŸinin yaralandığı ÇeÅŸme saldırısını TAK üstlendi’ haberinizdeki detayı Mezopotamya Haber Ajansı’na dayanarak vermiÅŸsiniz. ‘Bu ajans nedir’ diye araÅŸtırdığımda PKK’nın sesi olduÄŸunu, sitesinde GüneydoÄŸu Anadolu için, Güney Kürdistan diye bahsettiÄŸini gördüm. Taraflı ve bölücü kimliÄŸe sahip bir ajans kaynaklı haberi internette yayımlamanızı kınıyorum. Fatih ERTENfatih_erten@hotmail.comOKURLARIMIZDAN KISA KISAMUSTAFA DÖNMEZ (Ä°STANBUL) Sayfada baÅŸlık, ‘Beach’te Kan Aktı’. Bir taraftan ‘Dilinizden utanmayın, siz de Türkçe kullanın’ reklamı -ki bence çok doÄŸru bir reklamdır- yayınlıyorsunuz, diÄŸer taraftan ‘Beach’te Kan Aktı’ manÅŸeti. ‘Sahilde kan aktı’ demek çok daha güzel deÄŸil mi?MUSA ERDOÄžAN Ben Almanya’da yaşıyorum. Bu sene Türkiye’ye izne gittim. Ä°stanbul bir cennet ama insanlar cehenneme çeviriyorlar. Çarşıda sokakta ailece gezmek imkánsız. Dükkánına girdiÄŸiniz esnaf bile yanınızdakilere aldırmadan küfürlü konuÅŸabiliyor. Bu konuda bir yazı yazmanızı bekliyorum.ORAL GÖZLÃœ Hey yazarlar neredesiniz?.. Atatürk’ün çiftliÄŸi Araplara satılıyor, siz gazetenizde ‘58 Yaşındaki Kadın DoÄŸum Yaptı’ diye manÅŸet atıyorsunuz. Gazete ve gazeteci kalmadı.ZEKÄ° DÄ°NÇ Biz burada 5 kiÅŸi toplandık, telefon parasına da kıydık, sizi arıyoruz. Birinci sayfaya, bir tarafa Özcan Deniz’i, öteki tarafa Seren Serengil’i koymayın. Bunları arka sayfalara atın. Dünyada bir ton olay var, bunları baÅŸ sayfaya alın.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!