OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 30, 2004 00:00
Olimpiyat açılışıGÜVENİLİR gazetenizin 15 Ağustos tarihli sayısında Esat Yılmaer imzası ile yayınlanan, Atina Olimpiyat Oyunları’nın açılış töreniyle ilgili sözde ‘Yunan şovenizmi’ ve ‘Geçiş sırasında doruğa çıkan Yunanistan olgusunun herkesi rahatsız ettiği’ ve de ‘Bu fanatik tutumun enfes gecenin tadını kaçırdığı’ yolundaki yazının başlığı ve içeriği için çok üzgünüm.Yazarın düşünce ve eleştirileri, töreni izleyen herkesin dile getirdiği, olağanüstü övücü ve son derece olumlu değerlendirmelerden çok uzaktır. Bu olumlu değerlendirmeler, defalarca şahsen bana, burada Türkiye’de iletilmiştir. Anlaşılan odur ki bu yazıyı kaleme alan, olimpiyat oyunlarının açılış töreninin, olimpiyat oyunlarını organize eden ülkeye her zaman, Antik Yunanistan’da doğup asırlar boyu süren olimpiyat geleneğini kendi tarihi ve kültürel kimliği ile bağdaştırarak gözler önüne serme fırsatını verdiğini unutmaktadır. Atina’da gerçekleşen törenin organizatörlerinin bu çerçeveyi aşmadıkları herkesin ortak görüşüdür.Bunun dışında ‘fanatik tutum’ ve ‘Yunan şovenizmi’ gibi ifadelerle, bu gecenin muhteşem ve ‘olgun’ her ulustan 75 bin seyircisine haksızlık yapıldığı kanısındayım. Aynı seyirci, en içten duygularla, Türk grubunu (aynı şekilde Filistin grubunu da) karşılamış ve alkışlamıştır.Atina Olimpiyat Oyunları’nın açılış törenine bu gibi dar görüşlü bir yaklaşımın, gerçeğe ve olimpiyat idealine, yani halklar arası barışa, kardeşliğe ve işbirliğine hizmet etmeyeceği görüşümü paylaştığınıza eminim.Michael B. ChristidesYunanistan’ın Ankara BüyükelçisiTEMSİLCİNİN NOTU: Atina’da olimpiyatları izleyen ve yazıyı kaleme alan Spor Müdürü Esat Yılmaer, sadece izlenimlerini aktardığını belirtti ve şöyle dedi: ‘Açılış töreni çok başarılıydı. Benim izlediğim en iyi olimpiyat açılışıydı. Yazımda bunu vurguladım. Ancak özellikle Yunan takımının geçişi sırasında yaşananlar, pek çok yabancı gazetecide böyle bir duygu uyandırdı. Basın merkezindeki yabancı gazeteciler bunu açıkça dile getirdiler. Hatta bazı Yunanlı gazeteciler bile, ‘Haklısınız, ölçü kaçmış’ yorumunu yaptılar. Ben de bunları aktardım.’SS’lere Kafkas oyunu10 Ağustos 2004 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde çıkan, ‘Nazi kampında SS subayları için Kafkas oyunu oynadı’ başlıklı yazıda, üç gün önce 82 yaşında ölen Musa Ramazan’ın, ‘1892’ doğumlu olduğu yazıyor.Ancak hatalar bununla bitmiyor:‘1892 yılında Dağıstan’da doğan Ramazan, 19 yaşındayken bağımsızlık mücadelesi verdiği Rus ordusuna alındı’ diye bir bölüm var. Musa Ramazan, Rus ordusunda hangi bağımsızlığın mücadelesini veriyormuş?Dünya Savaşı sırasında Sovyet ordusuna katılıp Almanlara esir düşen Musa Ramazan için, ‘Esir kampında hayatta kalmayı başaran Ramazan, savaş sonrası Rus ordusuna teslim edilmemek için kaçtı ve böylece ikinci kez kurtuldu’ deniyor.Buradan, Rusların Alman esir kamplarındaki kendi askerlerini öldürdükleri(!) gibi bir anlam çıkıyor ki, bunun ne derece saçma olduğu ortada.
Bulmaca gibi ve konuya ilgi duymayanların anlayamayacağı bir yazı olmuş doğrusu. Son olarak, ‘SS’ yazarken büyük harf kullanmanız gerekiyor.Can MACİTTEMSİLCİNİN NOTU: Okurun eleştirisi üzerine haberi yazan muhabir Mutlu Koser’le konuştum. Ortaya şöyle bir sonuç çıktı:1- Musa Ramazan’ın doğum tarihi yanlışlıkla 1922 yerine 1892 yazılmış.2- Musa Ramazan, Rus ordusuna katılmadan önce, Dağıstan’ın SSCB’ye karşı bağımsızlığı için Rus ordularına karşı verilen mücadeleye katılmış. Muhabirin yazdığı bu ifade
haber kısaltılırken, anlamını yitirmiÅŸ.3- Musa Ramazan, Stalin’in ‘Esir askerler benim askerim olamaz’ diyerek teslim edilen askerleri öldürttüğü için Rus ordusundan firar etmiÅŸ. Ancak haberde bu açıkça belirtilmemiÅŸ, Drau Faciası denilerek anlatılmak istenmiÅŸ. Tabii ki, Drau Faciası’nı herkesin bilmesi gerekmiyor, açıkça anlatılmalıydı.‘Onun’ sözcüğü nasıl yazılırAÄžIRLIKLI olarak spor sayfalarında olmak üzere gazetenizde zaman zaman ‘O’ zamirinin kesme iÅŸaretiyle ayrıldığını görüyorum. Artık o kadar çok tekrarlandı ki, bu ÅŸekilde kullananlar doÄŸru ÅŸeklinin bu olduÄŸunu zannediyorlar diye düşünmeye baÅŸladım. EÄŸer ‘O’nun arabası var’ ÅŸeklinde bir cümlenin doÄŸru olduÄŸunu düşünüyorlarsa, bari tutarlılık adına diÄŸer cümleleri de ‘Sen’in araban var, ama Ben’im yok’ ÅŸeklinde yazsınlar.Örnek olarak, 10 AÄŸustos tarihli gazetenizde çıkan ‘Ali GüneÅŸ, F.Bahçe’den ayrılmasında parasal konuların rol oynamadığını belirterek, ‘Benim hiçbir zaman Daum ile sorunum olmadı. O’nun benimle sorununun olduÄŸunu hissettim’ dedi’ haberini gösterebilirim.Evren ATEÅžALP / atesalp@yahoo.comKaza haberindeki yanlışlıkBEN oyuncu ve yönetmenim. Ankara Devlet Tiyatrosu oyuncusu deÄŸilim. 29 Temmuz 2004 günü saat 03.00 civarında Levent’ten Akatlar yönüne gidiyorduk. Ben Nissan cipin ön koltuÄŸunda, arkadaşım Leyla Türker ise arkadaydı. Aracı kullanan Mübeccel Esen alkolsüz ve son derece kontrollü bir ÅŸekilde anayolda ilerlemekteydi. Sol ara sokaklardan birinin hizasını tam geçmiÅŸtik ki bir ışık parlaması fark ettik ve büyük bir gürültü koptu. Birkaç takla attıktan sonra araç ters olarak durdu. Leyla Türker ve Mübeccel Esen olay yerine çaÄŸrılan bir ambulansla hastaneye götürüldü. Polisler, iyi durumda olduÄŸum için benim olay yerinde kalmamı istediler. Bize çarparak devrilmemize sebep olan Honda marka aracın sürücüsüyle o zaman karşılaÅŸtım; 16 yaşında, ehliyetsiz ve alkollü idi. Polislerle tartışmamın sebebi ise diÄŸer sürücünün bizim aracı benim kullandığıma dair gerçek olmayan açıklamaları ve polislerin de buna inanan tavırlarıdır. Ercan DÄ°LEREstetik uÄŸruna canından olduYUKARIDAKÄ° bu baÅŸlık, 22 AÄŸustos Pazar günkü Hürriyet Gazetesi’nin internet sayfasının manÅŸetiydi. Ölümlü sonuçlanan olay, bana göre oldukça yanlış bir baÅŸlıkla hem de ana sayfada veriliyordu. Böyle bir yanlış yoruma yol açacak baÅŸlığın, ErtuÄŸrul Özkök gibi ustanın gözünden nasıl kaçtığını anlamış deÄŸilim. ‘Estetik uÄŸruna’ derken, sanki ‘artistlik uÄŸruna uyuÅŸturucuya baÅŸladı’ gibi bir ifadeyle eÅŸdeÄŸer anlam taşımıyor mu? Günümüzde burun ameliyatı, tedavi amacıyla yapılan diÄŸer tüm ameliyatlardan farklı görülmemeli. Nasıl ciÄŸeri uÄŸruna, böbreÄŸi uÄŸruna canından oldu diyemeyeceksek estetik uÄŸruna da dememeliydik. Mustafa YILDIZmstydz@juno.comTEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU: Haber okurumuzun da sözünü ettiÄŸi gibi Hürriyet’in internet sayfasında böyle yer aldı. Ancak gazetede bu farklı bir baÅŸlıkla, ‘GüzelleÅŸmek isterken canından oldu’ ÅŸeklinde yansıdı.OKURLARIMIZDAN KISA KISADR. SELAMET GÃœNDOÄžDU 22 AÄŸustos’ta baÅŸlığınız, ‘İşçi 2, doktor 1.2 milyar vergi ödedi’ diye. Doktorların büyük bölümü, kamu kuruluÅŸunda çalıştıkları için zaten yüksek vergi ödüyorlar. Sözü edilen 1.2 milyar, ayrıca ödenen. Bunun içinde stopaj, KDV yok. İşçiyle karşılaÅŸtırılması yanlış. İşçi gidip vergi ödemez. Biri zorunlu kesinti yapılıyor, öteki kiÅŸisel olarak ödeniyor. BaÅŸlık öyle bir atılmış ki, doktorlar hırsız imajı yaratılmış.CENGÄ°Z YILDIRIM Muhabirlerinizden Orhan Saat’e Bulgurlu Mahallesi’nde cereyan eden hırsızlık olaylarına gösterdiÄŸi hassasiyetten dolayı mahalle sakinleri adına çok çok teÅŸekkürler ederiz. Saygılarımızla. SEDA KALEM Yazarınız Yalçın Bayer, 25 AÄŸustos tarihli yazısında belediyelerle ilgili problemlerini anlatan A.A. isimli okuyucunun Türkçesini eleÅŸtirmiÅŸ. Dille ilgili yanlışlıkların giderilmesinin önemli olduÄŸuna ben de katılıyorum ancak okurun dil yanlışlarını düzeltmeden önce aynı tarihte kendi gazetenizin ikinci sayfasında büyük harflerle yazılan ‘Öğretmen Nazım’ın Mardin YANLIZLIÄžI’ baÅŸlığındaki YANLIÅžLIÄžI görmeniz gerektiÄŸine inanıyorum. NÃœKHET AYDIN Ben Çek Havayolları Türkiye Satış Müdürüyüm. 25 AÄŸustos tarihli gazetenizde yayınlanan CSA Logolu Tupolev uçağı, Çek Havayolları’nda 10 yıl önce hizmetten kalktı. Åžimdi tüm filolarımız Boeing uçaklarından oluÅŸuyor. Haberde kullandığınız bu fotoÄŸraftan ötürü son derece üzüldük ve maÄŸdur olduk.Â
button