Okur Temsilcisi'ne mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Okur Temsilcisine mektuplar
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 16, 2004 00:00

Muhabir ÅŸaka yapar mı?SAYIN Okur Temsilcisi.GeçtiÄŸimiz günlerde Erzurum’da bir UFO ÅŸakası yaÅŸandı. Åžimdi de bir gazetede Erzurum Valisi’nin bu ‘şaka’ için ‘suç’ dediÄŸini okudum. DoÄŸrudur, böyle ÅŸaka olmaz. Ama beni asıl tedirgin eden, bu ‘şaka’ya Hürriyet Gazetesi’nin bir mensubunun da katılmış olması. Ãœstelik haberi kendisinin yazmasından, bu hareketi üstlerinin de onayladığı ve onların bilgisi dahilinde yaptığı anlaşılıyor. Benim Hürriyet’ime bunu hiç yakıştıramıyorum. Benim bu davranışlara alışmam mı gerekiyor?Dr. Neslihan KARAMANneslikaraman@hotmail.comTEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU: Bazı okurlar hatırlayacaklar. GeçtiÄŸimiz günlerde bazı TV’lerde ve gazetelerde ‘UFO peÅŸinde kayboldular’ ÅŸeklinde bir haber yayınlandı. DiÄŸer gazetelerin tersine, Hürriyet’te olayın ÅŸaka olduÄŸu haberi yer aldı. UFO peÅŸinde kaybolduÄŸu söylenen grupta bir Hürriyet muhabiri de vardı. Hürriyet’in Magazin Müdürü Selim Akçin, muhabirin böyle bir olayda bulunmasının nedenini şöyle açıkladı:‘Erzurum’un tanıtımı için böyle bir ÅŸaka organizasyonu yapıldığını, bundan Erzurum Valisi’nin, yani bir kentin en üst düzey yöneticisinin de haberdar olduÄŸunu öğrenince, muhabiri görevlendirmekte bir sakınca görmedim. Çünkü muhabir, haber amaçlı olarak organizasyonda yer alacaktı. Ortada bir yanıltma varsa bile, bu tümüyle Hürriyet muhabirinin dışındaki kiÅŸilerce yapılıyordu. Arkadaşımız sadece yaÅŸananları yazmakla görevliydi, ve bunu da yaptı. Yani organizasyonu düzenleyen Hürriyet muhabiri deÄŸildi.’Gazetecilerin temel görevi, olanı abartmadan yansıtmak. Gazetecinin görev yaparken okuru yanıltacak eyleme girmemesi de beklenir. Burada da Hürriyet muhabiri, sadece olayı izlemek için ekibin içinde yer almış, ilk günden itibaren yaÅŸananları da gerçek haliyle Hürriyet’te yansıtmış.Haberde yanlışlıkGAZETENÄ°ZÄ° her gün aksatmadan okurum. 26.7.2004 tarihli gazetenizde ‘Bilgili Nikáh Åžahidi Oldu’ baÅŸlıklı haberinizde haberin yaÅŸandığı yerden KuruçeÅŸme Divan olarak bahsediliyor. Oysa nikáh töreni fotoÄŸrafta da görülüyor ki BeÅŸiktaÅŸ Belediyesi Nikáh Dairesi’nde yapılmış. DoÄŸru habercilik olarak yapmanız gereken, kurumların isimlerini reklam olarak ön plana çıkarmamanız ve tarafsız yayıncılık politikanızdan ödün vermemeniz.Mehmet ARSLANÄ°l sözcüleri kampanyasıHÃœRRÄ°YET Gazetesi’nin baÅŸlatmış olduÄŸu her ilin sorunlarıyla ilgilenilecek bir yazar kampanyası vardı. Benim ilimden de bir arkadaşınız sorumluydu. Halkın sesi olacak ve sorunları medyaya yansıtacaktı. Bu arkadaşımız ilimize bir iki kez gelip gitti. Ama nelerin takipçisi oldu, neler yazdı, bunları bizimle paylaÅŸmadı. Tabii ki ben bütün yazarlara sesleniyorum. Kenan ENSARÄ°Burç tarihleriASTROLOJÄ°YLE, fallarla ilgilenen birisi deÄŸilim ancak 20 Nisan 1967 doÄŸumlu birisi olarak burcumun Koç, tarihinin de 21 Mart-20 Nisan olduÄŸunu biliyorum. Uzun zamandan beri anlayamadığım bir ısrarla, gazetenizin Kelebek ekinde Koç burcunu 21 Mart-19 Nisan olarak yazıyorsunuz. Gazetenizdeki ‘Türkiye’de En Çok OÄŸlak Burcu Var’ baÅŸlığının altında da 21 Mart-20 Nisan Koç burcu diye yazılmış. Ne dersiniz, kendimi BoÄŸa burcuna alıştırayım mı?Tuncer SONERTEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU: Okurumuzun bu eleÅŸtirisini, fal köşesini hazırlayan Yasemin Boran yanıtladı: ‘Bu yıl ve gelecek yıl 19 Nisan günü, GüneÅŸ BoÄŸa burcuna geçiyor ve GüneÅŸ, 2006’ya kadar 19 Nisan günü akÅŸamı BoÄŸa burcuna geçecek. GüneÅŸ, geçen yıldan itibaren önceki dört yıl boyunca 20 Nisan günü BoÄŸa burcuna geçmiÅŸti. Yani dört yıllık periyotlar içinde bir günlük deÄŸiÅŸiklik meydana geliyor. Tıpkı dört yılda bir ÅŸubatın 29 çekmesi gibi. Buna karşılık gazetede yayınlanmış olan ‘En Fazla OÄŸlak Burcu Var’ yazısındaki tarih hatasının sorumlusu ben deÄŸilim.’Son OrdinaryüsPROF. Sulhi Dönmezer’in vefatı nedeniyle 4 AÄŸustos tarihinde yayınladığınız haberde bazı yanlış bilgiler var.1. Kendisi son ‘Ordinaryüs’ deÄŸil. Benim bildiÄŸim, Allah uzun ömür versin bir hocamız daha var.2. Dönmezer’in ne 1961 Anayasası’na ne de 1982’deki Anayasa adıyla yapılan düzenlemeye bir katkısı vardır. 1961’de ne Ä°stanbul Komisyonu’nda ne de Kurucu Meclis’te görev aldı. Sadece ‘65 yaş’ diye bilinen ‘olay’da teÅŸkil edilen komisyona katıldı.3. Bir akademisyenin ‘normal yoldan’ 24 yaşında doçent olması mümkün deÄŸildir. Merhum Dönmezer’in doçentliÄŸi, diÄŸer birkaç kiÅŸiyle birlikte, doktora ÅŸartı aranmaksızın yapılan atamaya dayanır. (O tarihte çıkan bir yasanın getirdiÄŸi olanakla.)4. Kriminoloji Enstitüsü’nü kuran, o tarihte ceza ve ceza usul hukuku kürsüsü baÅŸkanı olan Tahir Taner’dir. Enstitü direktörü de hatırladığıma göre kendisidir. Aydın AYBAYTEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU: Sulhi Dönmezer’in ölümü haberi Hürriyet’te ‘Son Ordinaryüs Öldü’ diye duyurulunca, pek çok okur uyarıda bulundu. Buna göre halen yaÅŸayan iki ordinaryüs daha var. Biri, Ordinaryüs Prof. Dr. ReÅŸat Kaynar, diÄŸeri de Ordinaryüs Prof. Dr. Sedat Alp.Kitap eleÅŸtirmenine eleÅŸtiri27.6.2004 tarihli gazetenizin Keyif ekinde sayın Sefa Kaplan’ın ‘Haftanın Yenileri’ baÅŸlıklı kitap tanıtım sayfasında, bir TÃœBÄ°TAK yayını olan KeÅŸifler ve Ä°catlar isimli kitapla ilgili bilgileri okuyunca çok ÅŸaşırdım. Bu yazının giriÅŸinde bilinçli veya bilinçsiz olarak TÃœBÄ°TAK’ın yeni yönetimi göklere çıkarılıyor, eski yönetim ise asık suratlı, kravatlı, devlet ciddiyetli ve kendisine bile yabancı olarak tanımlanıyordu. Yazının bu kısmını okur okumaz pes artık diyerek isyan ettim.Åžu anda 12 yaşını bitirmiÅŸ olan oÄŸluma 5-6 yaÅŸlarından beri TÃœBÄ°TAK yayınlarını hem çok renkli, hem kaliteli, hem de gerçekten bilimi sevdiren üslupta oldukları için almaktayım. Yani en azından benim bildiÄŸim 1997-1998 yıllarından beri (ESKÄ° YÖNETÄ°M DÖNEMÄ°NDE DE) TÃœBÄ°TAK yayınları kaliteli, renkli, sevimli ve bilimi sevdiren düzeyli yayınlardır. Yazıda yeni bir ÅŸeymiÅŸ gibi yansıtılan bu özellikler en azından bizler gibi TÃœBÄ°TAK yayınlarını yakından takip eden okurlar tarafından bilinmektedir. Perihan KILINÇTEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU: Kitap eleÅŸtirmeni Sefa Kaplan, yazısında TÃœBÄ°TAK’ın son iktidar tarafından göreve getirilen yeni yönetimi deÄŸil, Yayınlar Dairesi’nin başına getirilen gazeteci Åžefik Kahramankaptan dönemini kastettiÄŸini ancak yazının yayımlanacağı tarihte Kahramankaptan’ın görevden alındığını öğrenince, mecburen yeni yönetim demek zorunda kaldığını söyledi ve şöyle dedi:‘Ama takdir edersiniz ki, yine yayınlardaki yeni yönetim kastediliyordu, kurumun başındaki yeni yönetim deÄŸil. Kaldı ki, göreve getirilen ‘yeni’ yönetimin henüz herhangi bir ÅŸey yapmadığının ben de farkındayım.’OKURLARIMIZDAN KISA KISAHAKAN ATAÇ: Saddam Hüseyin’in kızıyla yapılan röportajda, kendisine atfen ‘En az üç kere mektup yazdığı söylendi bize ama hepsi elimize geçmedi’ deniyor. Bu cümlenin ‘En az üç kere mektup yazdığı söylendi bize ama hiçbirisi/hiçbiri elimize geçmedi’ olması gerektiÄŸini düşünüyorum. Acaba uzun zamandır yurtdışında yaÅŸadığım için mi bana tuhaf geldi?TOLGAHAN TEKÄ°N: Ben 22 yaşında, gözlerinde saÄŸlık problemi olan biriyim. Dolayısıyla özürlü insanları en iyi ben anlarım. EÄŸer gazetenizde özürlülere ait bir köşe olursa bundan eminim hem Hürriyet, hem ben, hem de özürlü insanlar kárlı çıkacaktır.BAHADIR ÃœNSAL: 5 AÄŸustos tarihli gazetenizde yer alan bir haber, ‘Kanuni Kaftanı Görücüde’ baÅŸlığı ile yayınlandı. BildiÄŸim kadarıyla görücüye çıkarmak, satmak veya vermek için beÄŸendirme amaçlı sergilemek anlamındadır. Yanılıyor muyum? YASEMÄ°N ŞİLLARS: 8 AÄŸustos tarihinde ‘Zürih’te 360 Bin KiÅŸilik Yürüyüş’ baÅŸlığı altında yayınlanan haberde Zürih, Ä°sviçre’nin baÅŸkenti olarak yazılmıştır. Ä°sviçre’nin baÅŸkenti ufak bir ÅŸehir olan Bern’dir. Bilmeyenlere duyurulur.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!