Okur Temsilcisine mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Okur Temsilcisine mektuplar
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 05, 2004 00:00

Kalbe nasıl iyi bakılır15 Haziran’da Prof. Dr. Osman MüftüoÄŸlu’nun hazırladığı ‘Kalbe Nasıl Ä°yi Bakılır’ baÅŸlıklı yazıda kalp krizine giden yol şöyle anlatılıyor:‘Koroner atardamarlarınızda minicik plakalarla baÅŸlayan sonu belirsiz damar sertliÄŸi serüveni, zamanla onları daha da daraltarak göğüs aÄŸrılarına (anjina pektoris) yol açabileceÄŸinden, sizi merdiven çıkmakta zorlanan, efor kapasitesi sınırlı biri haline getirebilir.EÄŸer sorunu önemsemez, önleyici tedbirleri almakta kayıtsız davranırsanız bir süre sonra iÅŸiniz daha da zorlaşır. Bu plakalar zamanla koroner atardamarlarını tamamen tıkayan bir pıhtının oluÅŸmasına kaynak teÅŸkil edebilir veya yırtılıp koparak daha uçtaki bir baÅŸka damarı tıkayabilir. Koroner damarlarınızın tamamen tıkandığında sizi bekleyen sorunlar daha da büyüktür. Kalp krizi, kalp ritim bozuklukları, kalp yetmezliÄŸi...’Bu, özellikle gençleri riske sokan yanıltıcı bir anlam taşıyor. Koroner yetmezliÄŸi her zaman merdiven çıkmak sırasında belirti vererek geliÅŸmez. Özellikle genç yaÅŸlarda oluÅŸan koroner yetmezliÄŸi, önceden hiçbir belirti vermeden ani bir kriz ve hatta ani kalp durması ile ortaya çıkabilir. Aynen Ahmet PiriÅŸtina ve Orhan Olcay’da (Hürriyet’in eski Yazı Ä°ÅŸleri Müdürü) olduÄŸu gibi... Her gün bunlar gibi çok sayıda kiÅŸi ne yazık ki hayatını kaybediyor. Olayı bu ÅŸekilde anlatmak, çok kiÅŸide ‘Ben sigara içiyorum, kiloluyum, kötü besleniyorum, ama 5 kat merdiveni de rahatlıkla çıkıyorum, demek ki kalbim etkilenmemiş’ ÅŸeklinde yanlış bir düşüncenin oluÅŸmasına yol açar. Sayın Okur Temsilcisi, temsilcisi olduÄŸunuz okurların hayatlarını korumak için bu uyarıyı en kısa zamanda yayınlamanızı rica ediyorum.Dr. Gündüz TEZMENTEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU: Hürriyet’in SaÄŸlık Grup BaÅŸkanı olan Dr. Gündüz Tezmen’in bu uyarısını Prof. Dr. Osman MüftüoÄŸlu’na ilettim. Prof. MüftüoÄŸlu, yazıda Dr. Tezmen’in eleÅŸtirdiÄŸi yaklaşımı ifade etmek istemediÄŸini söyledi ve konuya şöyle açıklık getirdi:‘Koroner arter hastalığının baÅŸlıca nedeni; koroner damarların aterosklerotik plaklarla ve pıhtılarla daralıp tıkanmasıdır. Pıhtı veya plaklar dışında, plaklardan kopan parçalarla ya da damarlarda oluÅŸan kasılmalarla da (spazm) koroner damarlar tıkanabilirler ve buna baÄŸlı olarak deÄŸiÅŸik klinik tablolar oluÅŸabilir. Yazıda etraflıca ifade etmek istediÄŸim, koruyucu ve önleyici bir tıbbi yaklaşımın önemsenmemesi halinde koroner damar hastalığının üzücü sonuçlarla bitebileceÄŸidir.Ãœzücü ama bir ölçüde de öğretici olan, koruyucu önlemlerin alınmaması halinde oluÅŸabilecek sonuçların yazıldığı gün, rahmetli Ahmet PiriÅŸtina’nın böyle bir ÅŸanssızlıkla karşılaÅŸmasıdır. Aslında bu ne ilk ne de son uyarıdır. Rahmetli Örsan Öymen’in ve Kemal Sunal’ın başına gelenler de aynı nedenlerden kaynaklanmıştır: Düzenli saÄŸlık kontrollerini önemsememek, saÄŸlığı koruyucu ve geliÅŸtirici önlemlere yeterince dikkat etmemek ve saÄŸlık riski analizlerini belirli bir program ve ciddiyet içinde yapmamak.’Euro 2004 maçlarıEVÄ°NE yaklaşık 40 yıldır (babamı da sayarsak) Hürriyet’ten baÅŸka gazete girmeyen ve buna da gerek duymayan bir okurum. Yani günlük haber ihtiyacımı (köşe yazarlarından ekonomiye, magazinden spora) sadece Hürriyet’ten alıyorum. Ve gazetem konusundaki felsefem, Hürriyet’te yazmadıysa ya haber deÄŸeri yoktur ya da haber asılsızdır. Avrupa Åžampiyonası boyunca, gece saat 21.45’te oynanan bazı maçların sonuçlarını gazetede okuyamadım. Haber edinme hakkımın elimden alındığını hissediyorum. Daha acısı, acaba bu maçları kaçırdığıma göre o saatlerde cereyan eden daha neleri kaçırmış olabilirim diye düşünüyorum.Varol DÖKEN(Gerçek bir Hürriyet okuru ve bu konunun sonuna kadar takipçisi...)TEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU: Avrupa Åžampiyonası’nda çoÄŸu maç saat 21.45’te oynandığı için maç sonuçları, taÅŸra baskılarında hemen hemen hiç yer almadı. Åžehir baskılarında da, bazen maçlar uzadığı için bazen de baskı fazlalığından dolayı sonuçlar verilemedi. Bunun nedeni, gazetelerin dağıtım nedeniyle belli saatlerde basılmalarının zorunlu olması. Özellikle büyük gazeteler, Batı ülkelerinde de her gün belli bir saatte basılmak zorunda. Bu konuda Spor Servisi de çok dertli. Spor editörü Mehmet Arslan, ‘Okurlarımızdan özür dilemekten baÅŸka çaremiz yok. Ancak okurlarımız ÅŸunu bilsin ki, biz maçları yetiÅŸtirebilmek için son ana kadar gece-gündüz çalışıyoruz’ dedi.Devrimlere karşı deÄŸildi21 Haziran’daki ‘Kuran Mealini Kim Yaktı’ baÅŸlıklı yazıda Ä°stiklal Marşı ve Safahat’ın yazarı, büyük ÅŸair ve vatansever, milli mücadelemizde Atatürk’ümüzün yanında yer almış, konuÅŸmaları ile halkımızın milli mücadelede yer almasında büyük rol oynamış, sonra aldığı davet üzerine Mısır Ãœniversitesi’nde ders vermek için Mısır’a gitmiÅŸ olan Mehmet Akif Ersoy’un cumhuriyet devrimlerine karşı buruk ve mesafeli olduÄŸu yazılmıştır. Bu haksız ve yanlış bir tanımlamadır. Mehmet Akif Ersoy hem ders vermek hem de kendisine verilen Kuran’ı Türkçe’ye çevirme vazifesini yerine getirmek üzere Mısır’a gitmiÅŸtir. Ancak ne yazık ki hastalığı bu vazifesini tamamlamasına imkán vermemiÅŸtir. Tüm torunları adına torunu Selma ARGONGüler Sabancı’nın fotoÄŸrafındaki hataGÃœLER Sabancı’nın, Sabancı Holding’in başına geçtiÄŸini duyururken mutfaktaki fotoÄŸrafını yayınlamış ve altına ‘Bu fotoÄŸraf iki-üç yıl önce çekilmiÅŸtir’ yazmıştınız. Ancak Genel Yayın Yönetmeniniz ErtuÄŸrul Özkök, geçtiÄŸimiz günlerde ‘Güler Sabancı’nın Sabancı Holding’in başına geçtiÄŸi gün gazeteyi hazırlarken, nasıl bir fotoÄŸraf kullanacağımızı tartıştık. Benim aklıma, yılbaşında verdiÄŸimiz ilave geldi. Bu ilave için Güler Sabancı’nın evde yemek piÅŸirirken fotoÄŸrafını çekmiÅŸtik. Kutup Dalgakıran’ın çektiÄŸi fotoÄŸraflar sıcaktı. Güler Sabancı, önünde önlük yemek piÅŸiriyordu. Ben o fotoÄŸrafı kullanalım dedim. Ertesi gün Hürriyet o fotoÄŸraf ile yayınlandı’ diyor.Madem toplantıda fotoÄŸrafın çekildiÄŸi tarih hakkında bu kadar net ifadeler kullanıldı, fotoÄŸraf altı yazısındaki hata neyin nesi! Cansız/TUNCELÄ°TEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU: Sayfa editörü, ‘Okurumuz tümüyle haklı, özür dileriz. Hata, ÅŸehir baskılarında düzeltilmiÅŸti. ’ diyor.Kınamaya kınama21 Mart tarihli Pazar ekinde yayınlanan ‘Senin Başını EÄŸenler Utansın’ baÅŸlıklı haberim hakkında, geçen hafta çıkan kınama yazısını, gazetemin bana söz hakkı vermeden yayınlamasını haksız bulduÄŸumu belirterek cevap hakkımı kullanmak istiyorum. Haber öğretmenleri, bürokratları tanık oldukları ensest vakalarına karşı harekete geçmeye çağırıyordu. Ä°ddia edildiÄŸi gibi genç kızı teÅŸhir edip zor duruma sokmadım. Haber yayınlandıktan sonra çok sayıda tebrik ve teÅŸekkür aldım, genç kıza maddi manevi yardımlar geldi. Çünkü 15 yaşındaki kızın ‘ailemiz dağılmasın’ diye 8 yıldır çektikleri, Türkiye’de hep gizli tutulan bir gerçeÄŸi örnekliyordu. Ben de haberimi kınayan Basın Konseyi’ni kınıyorum.Ayten SERÄ°N Hürriyet Gazetesi MuhabiriSri Lanka nerede?HERKESÄ°N bildiÄŸi gibi, Sri Lanka Hindistan’ın güneyinde, ‘Hindistan’ın Gözyaşı’ da denen damla ÅŸeklinde bir ada devlettir.11 Haziran tarihli gazetenizde, ‘Mayın Uzmanına Kepli Mezuniyet’ baÅŸlığı altında yayınlanan yazıda olduÄŸu gibi Afrika kıtasında deÄŸildir.Bu tür küçük yanlışlar, diÄŸer haberler için insanın aklına şüphe getiriyor. Saygılar.Filiz ÖNDEROKURLARDAN KISA KISA...CÃœNEYT MALÄ°K Birinci sayfada ve iç sayfada ‘Nezleyi Kesen Hap’ diye bir haber vardı. Ama yazının içeriÄŸinde bunun hap deÄŸil sprey ÅŸeklinde buruna uygulanan bir ilaç olduÄŸu anlaşılıyor. Tıbbi terimleri bilmem ama hap ve spreyin ayrı ÅŸeyler olmaması lazım.MUTLU DOÄžRU Yıllardır sadece Hürriyet okurum. Çünkü gazeteniz aynı çizgide ve kaliteli yazarlara sahip. Ancak son sayfada bastığınız bikinili ya da iç çamaşırlı kızların fotoÄŸrafları beni çok üzüyor. Modern görüşlü biri olmama raÄŸmen bu fotoÄŸrafları size yakıştıramıyorum.BURAK SERTOÄžLU Yaratmak kelimesinin yanlış kullanılmasından rahatsızım. Artık yeter. Bu bir çirkinliktir. Bir ressamın resmi, bir sanatçının bestesi, mimarın projesi yaratılmış olamaz. Olsa olsa ancak bulmak, üretmek, yapmak veya benzerleri olabilir.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!