Oluşturulma Tarihi: Mayıs 17, 2004 00:00
Ayrıntının sınırı olmalı2 Mayıs tarihli Pazar ekinizdeki çocuk pornosuyla ilgili yazınızı şiddetle kınıyorum. Bu ne rezalet böyle. Büyük bir gazetenin, bu konuyu böyle iğrenç detaylarla vermesi beni beynimden vurdu. Bu kadar detaya girmenin ne anlamı vardı? Benim 11 yaşındaki kızım da bu gazeteyi okuyor. Böyle bir haberi okusaydı ve bana sorsaydı, ben ona ne cevap verirdim? Haberi okuduğum günden beri aklıma geldikçe midem bulanıyor. O filmlerde bunları yapanların da Allah belasını versin. Ben kendimi bildim bileli Hürriyet okuruyum. Gazetemde bu tür ayrıntılar okumak istemiyorum. Tamam bu da önemli bir
haber, ama ayrıntıları yazmanın hiçbir álemi yok.Gülnur BARLASgulnurbarlas@yahoo.comTEMSİLCİNİN NOTU: Haberi yazan muhabir, ‘Hafife alınan olayın dehşetini anlatmak için haberin girişinde bu ayrıntıları verdim. Kimlik açıklamadım, şehvet uyandıracak ifadeler kullanmadım. Geri kalan bölümüne oranla en az vahşi bölümünden kısa bir kesit aktardım. Bence küçük kızın yüzünde beliren, çocuk pornosu ticaretini görmezden gelenlerin yüzünde görmediğimiz utanç ifadesiydi’ dedi. Haberde ne kadar ayrıntı vermek gerektiği hep tartışılagelen bir konu. Bu konuda çok basit bir gazetecilik ilkesi var. Ayrıntı, habere boyut katıyorsa, haberi daha iyi anlatmak için gerekiyorsa kullanılmalı. Böyle bir konuda bu denli ayrıntıya girilmemesi çok daha iyi olurdu. ‘Çocuk pornosu filmi’ demek zaten yeterince fikir veriyor. Muhabirin ‘vahşi kesit’ diye nitelediği ayrıntılar habere yeni bir boyut katmıyordu.Örnek yasak10 Mayıs tarihli gazetenizde yer alan ‘AKP’li Başkanın Örnek Yasağı’ başlığının, büyük bir çoğunluğu Müslüman olan Türk milletinin kalbini kırdığını düşünüyorum.Evet hepimiz Atatürkçü, laik ve cumhuriyetin ilkelerine sımsıkı bağlı olan Türk milletinin insanlarıyız. Evet, resmi kurumda mesai zamanlarında çalışmaktan başka bir şey yapılmamalı, hatta işler aksıyor diye namaz kılınmasın diyenler de haklı olabilir.Ama bu konunun bu şekilde bir manşetle yayınlanmasının, neredeyse tamamı Müslüman olan ve sizin gazetenizi okuyan, tirajını artıran Müslüman Türk milletinin kalbini kırdığını düşünüyorum. Benim söylemek istediğim, namaz kılmayı yasaklamak örnek bir davranış olmamalı, sadece gerekiyorsa yapılması gereken bir davranış olmalı. Hadiseyi biz okuyucularınıza bu şekilde aktarsaydınız daha iyi olurdu.Bence küçük bir özür borçlusunuz...Cüneyt Ekrem ORHUNcuneytorhun@hotmail.com‘Sevgili Karım’ oyunu ve Karadeniz EreğliKARADENİZ Ereğli’de oynanan ‘Sevgili Karım’ adlı tiyatro oyununa belediye tarafından sansür uygulandığını yazmışsınız. Birincisi, belediyelerin bu tür şeyleri denetlemeye yetkisi yoktur; ikincisi sizler her ne kadar İstanbul, Ankara ve İzmir dışındaki yerleri çağdışı veya modernlikten uzak görseniz de Karadeniz Ereğli öyle bir yer değildir. Burası İstanbul’un birçok semtinden çok daha modern, kültür yapısı yüksek, sanata ve sanatçıya hoşgörülü bir kenttir. Lütfen yayınladığınız haberi düzeltiniz.Mustafa KAMERmustafakamer@yahoo.comİlgimiz yok25 Mart tarihli gazetenizde ‘Banka Mudisine Tuvalette Ödeme’ başlığı altında yayımlanan haberde firmamızın Çarşaf-İş ismi zikredilmiş ve firmamızda çalışan bir kadının kuşakla sarılı vaziyetteki bir miktar parayı banka servis yetkilisi Neşe Kaya’ya verdiği kaydedilmiştir. Firmamızdan ara sıra alışveriş yapan ve o sırada kırmızı ışıkta bekleyen bir kadının verdiği paket, sorularak bankadaki Neşe Kaya’ya ulaştırılmıştır. Nezaketen yapılan bir hizmettir. Bizim bankadaki işlerle hiçbir ilişiğimiz olmadığı gibi TC Ziraat Bankası ile de ticari ilişkimiz yoktur.Çarşaf-İş Tekstil Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.Profesör haberi için eleştiriler5 Mayıs tarihli gazetenizin ‘Mahmut Bey nasıl kayboldu’ manşetini lütfen tekrar tekrar okuyunuz ve aynı olayın sizin başınıza gelmesi durumunda ne yapardınız bir düşününüz. Mesleğinde en yüksek noktalara gelmiş bir kişi, bir kaza sonucunda (ki haberinizde kaza raporundan hiç bahsedilmiyor. Suçlu kim, ya da suç var mı hiç yazılmamış) yaralı insanı alıyor, hastanede tedavi ettiriyor, bunun karşılığında alkış istenmiyor ama bu kadar da suçlamayı hak etmiyor. Düşünün, siz gazetecisiniz, işe gitmek üzere evden çıktınız. Kafanızda binbir türlü işler var. Otobanda veya hiç yayanın olmayacağı bir yerde aniden önünüze biri çıkıyor ve kaza oluyor. Siz ne yapardınız, hemen o acıyla hasta yakınlarına haber verir miydiniz? Ben de bir üst düzey yöneticiyim, hayatta en korktuğum olayların başında bu tür aniden olabilecek kazalar gelir. Özcan ESMERCAN ozcanesmercan@hotmail.comTEMSİLCİNİN NOTU: ABD’den yazan Gökhan Alkanat da bu haber için, ‘Ölen şahsın eşi ne kadar acıdır ki iki kez karakola gittiğini söylüyor. Kaybolan kedi değil, insandan bahsediyoruz. Şimdi tek yapılacak şey, bu kadının ‘akıllı’ kişiler tarafından yönlendirilip dava açması. Aradan bir yıl geçince şans eseri öğreniyor eşinin vefat ettiğini. Ne çabuk harcanıyor böyle yetişmiş insanlarımız. Sonuç olarak, haberdeki şahısları hiçbir şekilde tanımıyorum, ama bu haberin ‘Profesörden korku filmi’, ‘Çarptı, yeşil kart çıkarttı, bir de gömdürdü’ başlıkları ile yansıtılma şeklini yanlış buluyorum’ dedi.Okur eleştirileri tümüyle, haberdeki yorum başlıklarına ve cümlelerine yönelik ve haklı. Haberlerde yoruma yer vermek, Hürriyet’in yayın ilkelerine aykırı. Bu ilke başlıklar için de geçerli.Kanser duasıEVLERİNE her gün Hürriyet Gazetesi giren bir aile olarak, bu sabahki (28.04.2004) Kelebek ekinin birinci sayfasında büyük harflerle atılmış bir başlık bizi derinden etkiledi: ‘KANSER OLMAK İÇİN DUA ETTİM’. Topluma mal olmuş saygın bir gazetenin böyle hassas bir konuda bu denli duyarsız davranmasını kınıyorum. Bu ülkedeki birçok insan gibi biz de bu hastalıkla mücadele ediyoruz. Ve bu süreçte böyle olumsuzluklarla karşılaşmak hiç hoş değil. Melike YILDIRIMBeşiktaş başlığı‘VİZE
Beşiktaş’tan başlığınızı şiddetle kınıyorum. Eğer ortada bir suç varsa bu kişileri bağlar, kurumları bağlamaz. Siz de suçlu kişiyle ilgili başlığı atarsınız. O kişinin kurumunu kirletemezsiniz. Bu başlığı atanlara acıyorum. ‘Ağca’ Papa’yı vurdu diye bütün Türkiye’yi suçlamak gibi bir şey yapmışsınız.Adnan ÇOLAKadnan.colak@superonline.comOKURLARIMIZDAN KISA KISA BAHRİ OVALI: ‘En İyi On’ yazı serisinde söz edilen yerlerin kitap haline getirilmesine çok sevindim. Aynı şeyi pazartesi günleri verilen Seyahat eki için de yaparsanız çok iyi olur. Bir de soru: Bu eklerde Isparta ne zaman çıkacak?CEMAL AYDOĞAN: 28 Nisan Kelebek’te, ‘En Güzel Aşk Öyküleri’ yarışmasında yer alan mektupların içinde
Atatürk’ün bir resminin olmasına anlam veremedim. AÅŸkın anlatıldığı yazıda Atatürk’ün resminin ne iÅŸi var? Protesto ediyorum.M. AYAN: Marmaray projesiyle ilgili 9 Mayıs tarihli tam sayfa haberinizde, her türlü ayrıntı vardı ama törenin nerede yapılacağı yazılmamıştı. Sanırım unutulmuÅŸ. EYLEM GÃœZEL: Hürriyet Ä°nsan Kaynakları’nın daha ayrıntılı ve cumartesi-pazar olmak üzere iki gün yayınlanmasının daha yararlı olacağını düşünüyorum.Â
button