Okur Mektupları

Güncelleme Tarihi:

Okur Mektupları
Oluşturulma Tarihi: Ocak 24, 2000 00:00

Artroz eklem aşınması demektir67 yaşında emekli bir kadınım. Yalnız yaşadığım için sağlıklı olabilmek, kendime yetebilmek benim için çok önemli. Sorunum çok, vücudumun her yerinde kireçlenme var. Doktorlar artroz, diyor. Asıl derdim dört yıl önce başladı. Ayak tabanlarım müthiş yanıyor. Akşam yatınca şikayetim dayanılmaz oluyor. Birkaç doktora gittim. Şikayetlerim daha çok şeker hastalarında olurmuş. Kan tahlilleri, röntgenler yapıldı herhangi bir şey bulunamadı. Kemiklerimde erime olduğu da söylendi. üç ay kemik pekiştirme tedavisi yapıldı, bilemiyorum kemiklerim ne kadar sağlamlaştı. Bu arada diz üstünden itibaren tüm bacaklarıma yayılan iltihap toplamış gibi ağrılar oluyor. Doktorlara anlattığımda, yaşlılıktan deyip çıkıyorlar. İyi de, yaşayacaksam sağlıklı yaşasam olmaz mı? Hatice UMUT/İZMİRAnlattığınız tabloda başlıca iki sorun var. Bunlardan birincisi, artroz. Tıpta eklem aşınması, dejenerasyonu anlamına geliyor. Halk arasında, eklem kireçlenmesi deniyor. Aslında artrozda kemikler kirecini kaybetmeye de başlar. Kireçlenme, eklemlerin kenar kısımlarında oluşur, çevredeki dokuları tahriş ettikçe de romatizmal ağrılar ya da duyu sinirlerinin tahrişi sonucu, halk arasında siyatik olarak bilinen hastalıktakine benzer ağrılar ortaya çıkar. Bilindiği gibi siyatik, bacağa giden ana sinir olup, bel fıtığı ve benzeri durumlarda dayanılması güç ağrılara yol açar. Aynı ağrının benzeri boyun omurları hasta olan kişilerde kol ve göğüs kısmında olmaktadır.Artrozun kesin tedavisi yok. Belirtileri ortadan kaldıracak türde ilaç kullanmak yararlı olmakta. Ayrıca kemik zayıflamasına karşı tedavi de uygulanır. Bu nedenle bir fizik tedavi uzmanının denetiminde kalmak yararlı. Ayak yanmasına gelince, bu tür şikayetler daha çok şeker hastalarında ortaya çıkar. Tıp dilinde nöropati olarak adlandırılan bu belirtilerin ortadan kaldırılması için, B grubu vitaminleri, yüksek sayılacak dozda kullanmak yararlı olmaktadır. Ancak gerçek nedenin araştırılması da gerekir. Kan ve idrar tahlillerinin normal bulunması, kan şekeri dengenizin normal olduğunu kanıtlamaz. Bu gibi hallerde, gizli şeker bulunabileceğini de düşünerek, şeker yüklemesi diye de bilinen, glukoz tolerans testinin yapılması gerekir. Bir iç hastalıkları uzmanına başvurduğunuz taktirde bu konu aydınlığa kavuşacaktır.Tavuk karasının çaresi var mı?Sayın doktor,halk arasında tavuk karası olarak adlandırılan hastalık hakkında bilgi rica ediyorum. Hastalık, göz merceği ile mi, kaslarıyla mı, yoksa göz tabakalarıyla mı ilgilidir? Hastalar neden karanlık ya da yarı karanlıkta göremez, körlük oluşur?Doktorlar, bu hastalığın çaresinin olmadığını, A vitamininin körlüğü geciktirebileceğini söylüyorlar ve daha ziyade kalıtıma bağlı olduğunu ekliyorlar. Tıpta bu konuda bir gelişme var mı?İsmaİl METEHastalığın tıptaki adı retinitis pigmantosadır. Hastalar, akşamları ya da alaca karanlıkta göremezler. Hastalık kalıtımla ilgilidir. Her hastada mutlaka yakınlarında hasta olanlar bulunamasa da, yapılan çalışmalar bunun kalıtımla geçtiğini kanıtlamıştır. Göz, bir fotoğraf makinasına benzetilebilir: Ön kısmında ışığı kıran bir mercek, arkasında karanlık bir odacık ve görüntünün düştüğü film tabakası. Fotoğraf makinasındaki filme karşı, gözde retina tabakası vardır. Buraya düşen görüntüler, rodlar ve konlar tabir edilen özel hücreler tarafından algılanarak görme siniri aracılığıyla beyindeki ilgili merkeze iletilir. Görmemizi sağlayan hücrelerden konlar parlak ışıkta işlev gösterirken, rodlar az ışıkta bile görmeyi sağlar. İşte tavuk karası hastalığında retinadaki rod hücreleri etkilenmekte ve görev yapamamaktadır.Hastalık küçük yaşlardan itibaren kendini göstermeye başlar. Yaklaşık l0 yaşında göz dibi muayenesi yapılırsa, tıp dilinde pigmantasyon olarak adlandırılan koyu renklenme görülür. İlerleyici bir özellik gösterir. Giderek daha parlak ışık gerektirmesinin yanısıra, görme alanında da daralmalar olur, yani hastalar yan tarafları daha zor görmeye başlar. Tam görmezlik de orta yaşlardan sonra gelişebilir.Kesin tedavisi yoktur. Yüksek dozda A vitamini kullanılarak ilerlemesinin yavaşlatılması düşünülür. Öte yandan bu hastalarda sık görülen miyopluğun gözlükle düzeltilmesi, katarakt gelişirse, ameliyat yapılması gibi durumu bozan diğer faktörlerin de takip edilerek ortadan kaldırılması gerekecektir. Bu nedenlerle tavuk karası olanların devamlı olarak bir göz doktorunun takibinde kalması yararlı olmaktadır.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!